Gönül dağlarımın hırçın kekliği,
Başım yerdiğinde vur demedim mi?
Susuz gezenlerin karlı kaklığı,
Aşım sorduğunda var demedim mi?
Halime bakıp da her güldüğünde,
Eğirdir de düştüm, çorak toprağa.
Size hodri meydan, demeye geldim.
Çiğ damlası olup çıktım yaprağa
Söze hodri meydan, demeye geldim.
Söke’de acemi diye güldüler.
From: [email protected]
To: [email protected]
Subject: GÖNLÜMDEN GÖNLÜNE
Date: Fri, 17 Oct 2008 14:21:53 +0300
Köstekli ayaklar bağlı boyunlar
Bizleri güldürdü çaresiz beyler.
Kesin gördü oyu türlü oyunlar
Sorgusuz saldırdı karesiz beyler.
Aslana kuyular derin kazılmış
Gençlikte giriyor hep gram gram
Faturası geldi zor oldu bana.
Dert yumağı oldu başlattı dram
Yatağa düşürdü şer oldu bana.
Bakarsın tavana hayaller geçer
(Yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesidir)
Ondan önce doğan kardeşleri öldüğü için adını yaşasın diye Yaşar koydular. Bahtı kara olacağı ta o zamanlardan belliydi. Güzel olduğundan küçüklüğünde çok nazara uğradığı için ağlamaktan sakat oldu ve bir kaç defa ameliyat geçirdi.
İlkokul, lise yılları da yatılı okumasına rağmen hayli rezil geçti. Baba ve anası çeşitli ayak oyunlarıyla üniversite okumasına izin vermediler. Kızlarına aynı muameleyi yapmış domuzdan farksız birisinin aynı şartlara maruz kalan kızıyla pazarlama usulüyle everdiler. Bereket versin Yaşar’ın kız kardeşi vardı onun hatırına everdiler değilse belki de ömür boyu bekârda kalabilirdi.
Otuz yıla yakın evlilikleri süresinde bir yıl bile mutlu günleri geçmedi. Yaşar babalığına, analığına ve büyük kayınına defalarca haber yolladığı halde muhatap bile olmadılar. Çünkü kızlarını veya kız kardeşini savunacak yüzleri yoktu. Sadece babalığı bir defasında “Erkeklik yapamadın” dedi. Doğruydu. Yaşar hep demokrasi uyguladı. Barbar ya da yalaka bir erkeklik yapsaydı belki de yaşadıklarını yaşamazdı. Kendileri oğlan-baba karşılıklı ana-avrat birbirlerine küfredip, iki saat sonra aynı sofrada yemek yiyebiliyorlardı. Yaşar bunu yapacak kişilikte biri değildi.
Babalığı tarafında hiç bir ailede erkek hâkimiyeti olmadığından Yaşar’ın eşi oğlanlarını da kendi safına çekince Yaşar’a hayat daha zor geliyordu. Yaşar’a iki taraftan da sahip çıkan yoktu. Bunu fırsat bilen eşi Yaşar’ı sıktıkça sıkıyor, hayatı burnundan getiriyordu.
Beş vakit, camide namaza durdun.
Müslüman sanmıştım, aldandım sana.
Geleni en zayıf noktadan vurdun
Tipine kanmıştım, aldandım sana.
Bazen tıraşlıydın, bazen sakallı.
Elli adet iki bin sekiz geçti,
Hiç birinden hayır göremedim ki!
Yılların hepsi de mevsimsiz biçti,
Yeni yıla rahat varamadım ki!
Aynı gün aynı ay değişmez yıllar,
Her ah çekişimde bin bir parçaya
Bölünür haldeyim, bölen bölünsün.
Her el açışımda döner sırçaya
Delinir yüreğim, delen delinsin.
Artık kına yaksın ateş atanlar
Kendin gibi sanma herkesi gönül.
Canın sıkılınca bağırdın mı hiç?
Sık döşenmemiştir parkesi gönül.
Muhtaç olduğunda çağırdın mı hiç?
Lafın oturunca şık gediğinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!