Filmden akılda kalan ana durakları sahne sahne izleyip her birini mistik–tasavvufî, metafizik, alegorik bir dille çözümlüyorum.
Yapı, her sahnede kısa bir remiz (sembol),
bir makam (ruhsal hâl)
ve mana (yorum) taşır.
1) Uyanış ve Montauk’a Çekiliş
Yapı, bu sahnede:
Kısa bir remiz (sembol), Unutulmuş aynalar
Kısa bir makam (ruhsal hâl): Ruhun uyanışı
Kısa bir mana (yorum) taşır: Hatıralar silinse de, sevgi ve acı ruhun derinliklerinde bir mum gibi yanar; unutulmuş görünür ama ruhun özüne dokunur.
Clementine’in Hatırlanma Anları ve Duygusal Uyanışı
Şarapçı ve Aynalar: Bir İtirafın Sessiz Çığlığı
Giriş: Kırık Camlar ve Kırık Kalpler
Gece, bir yara gibi kanamaya devam ederken,
Arabasının kaportası, bir yüreğin eğrilmiş metali gibi parlıyordu.
Kütüphane/Market Raflarının Boşalması Üzerine Risale
Raflar sessiz bir ezgi gibi boşalırken,
kitapların başlıkları, paketlerin yazıları birer birer düşerken,
gözlerimizdeki yüzler, sayfalardaki suretler
hafif bir sis gibi çözülür.
İlk Günlerin Sıcaklığı
Baharın ışığı gözlerinde titrer,
Yeşilin ve kırmızının kutsal raksı altında,
Kahkahalar birer nağme olur havada.
Nefis, o naif oyunbaz,
Kaset Kayıtları: Şahsi Hesap Defteri
Teyp dönüyor; zamanın içinden geçiyor,
her tıkırtı bir nefes, her boşluk bir inziva.
Joel’in sesi, kendi ruhuna açılmış mahkeme,
her kelime bir itiraf, her durak bir iç muhasebe.
Kırılma ve Çatlama Risalesi
Renkler soldu bir bir,
ve cümleler yarım kaldı havada.
Levvâme makamında nefis,
kendini kınar;
Zihnin Labirentinde Bir Kaçış Denemesi
Joel, kendi hafızasının karanlık koridorlarında koşuyordu.
Ayak sesleri, kaybolmuş gülüşlerin yankılarına karışıyordu.
Her kapıyı çalışı, bir hatıranın kilidini açıyordu.
Her köşeyi dönüşü, kaçmaya çalıştığı bir yüzle karşılaştırıyordu onu.
Saklama Teşebbüsü Risalesi
Bakkalın köşesinde unutulmuş bir çocukluk,
Ahşap masa üstünde, minik ellerin izleriyle yoğrulmuş.
Utanç, bir gölge gibi yapışır yanaklara,
Yabancı hafıza sokak aralarında fısıldar:
Kırık Kaset ve Yağmur: Bir Öğrenme Vakti Risalesi
Giriş: Camdan Süzülen Ağırlık
Yağmur, bir çocuğun gözyaşları gibi düşer cama.
Arabanın içi, bir tabut kadar dar ve sessiz.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!