Felç olmuş takvimleri, saatleri kırarak
Ömrümü rehin alan güze mi darılayım?
Duvara omuz verip hüzünle hıçkırarak
Aynadaki yabancı yüze mi darılayım?
Erişmek mümkün değil yüreğimin dengine
Gökkuşağı düşlerim dönüştü kül rengine
Defalarca düşerken yükseklerden engine
Frenleri tutmayan dize mi darılayım?
Yok olmuş uygarlığın hükümsüz eri gibi
Silmekte zaman beni alnının teri gibi
Dramatik bir filmin yan karakteri gibi
Başroldeki oğlana, kıza mı darılayım?
Söylesene ey hayat! Kim duyar avazını?
Alınmış her nefesin istersin ivazını
Keşmekeş minberinde verirken vaazını
Dudağında kuruyan söze mi darılayım?
Mevlâm düşürmüş bizi bilinmez bir denkleme
Ömür dediğin serap, döner diye bekleme
Kısırlaşan fikirler kapılırken eleme
Hû sesiyle tutuşan öze mi darılayım?
Bu yollar karanlıktır hem yüzeysel hem derin
Geçmişin gölgeleri oluverir kederin
İlk ezanı geçtim ben, son namazla kaderin
Toprakta buluştuğu gize mi darılayım?
Kayıt Tarihi : 4.5.2024 14:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!