Yetiş Şahı Merdan yetiş
Dedik imdada gelmedin
Bunca haykırış inleyiş
Öldük imdada gelmedin
Çeker dedik zülfikarı
Dindirir bu ahu zarı
Söndürür bu ateş narı
Yandık imdada gelmedin
Şu zalim oğlu zalime
Boyun büküp durduk gene
Kerbelada Hüseyine
Döndük imdada gelmedin
Zalim kapına dayandı
Her yer al kana boyandı
Cümle mahlukat uyandı
Duydun imdada gelmedin
Uymadız ehlibeytine
Hançer vurduz hepisine
Bin yılda ağlasaz gene
Alim imdada gelirmi
Ozan Doğan Can Baba
Her nere gittimse bir Aklı ziyan
Çıkıpta yoluma durdu ha durdu
Hakka hakikate eyleyip isyan
Bayrağını yere vurdu ha vurdu
Elekten eleğe süzerek sözüm
Sabır fırınında pişirdim özüm
Zahiri, batını görür can gözüm
Aklı sıra perde gerdi ha gerdi
Hakkın kelamıdır gönülden gelen
Nişanın gösterir manayı bilen
Kin ile kibirle varmıdır gülen
Şahım nicesini yordu ha yordu
Bunca cefru, cefa yolun hatrından
Boyun büküklüğüm ondandır, ondan
Yoksa nice densiz sürüp meydandan
Defterin kapatıp dürdüm ha dürdüm
Ozan Doğan Canım bu yolun piri
Ayırır murdarı pak eder kiri
Sen hizmetin eyle çekilme geri
Bu yolun sahibi görür ha görür
Ozan Doğan Can Baba
Sana dostları gönderdik
Himmet et dur Hasan Baba
Yol gösterdik menzil verdik
Himmet et dur Hasan Baba
Sevdelıdır gönülleri
Dostu çağırır diilleri
Sana ayandır halleri
Himmet et dur Hasan Baba
Daim açıktır kapısı
Yol, yordam görmüş hepisi
Dergaha yetsin lokması
Himmet et dur Hasan Baba
Gelmişler senin yanına
Sığınmışlar kanadına
Cümlemizin imdadına
Himmet et dur Hasan Baba
Nasıl etti kime küstü
Can Baba göçürdü dostu
Eşiğine sermiş postu
Himmet et dur Hasan Baba
Ozan Doğan Can Baba
Can uçtu gitti bedenden
Haberim yok benim benden
Hemde gelenden gidenden
Bir kurumuş dala döndüm
Anlamam duymam sesini
Boşa yorma nefesini
Aldım dünya hevesini
Gerçektim hayale döndüm
Çürüdü cümle bedenim
Toprağa karıştı tenim
Varıp Hakka yetti canım
Ondan geldim ona döndüm
Döküldüm bostana bağa
Döndüm çiçeğe, yağrağa
Süs oldum yamaca,dağa
Lale,sümbül, güle döndüm
Bir arı kondu çiçeğe
Çekip götürdü peteğe
Akıl ermez bir gerçeğe
Bir lezzete bala döndüm
Yerler arının balından
Lezzet alırlar tadından
Kan dediler damarından
Bir ömürlük yola döndüm
Yandım vucudunda nara
Döndüm sinire,damara
Doğan Baba bu diyara
Gittim,geri bile döndüm
Ozan Doğan CanBaba
Bir gerçeğin kapısına
Varanlara bayram imiş
Hak yaratmış bin bir nimet
Görenlere bayram imiş
Bir şaşkına yol göstermek
Bir fakire yardım etmek
Bir hastaya halin sormak
Hastalara bayram imiş
El uzatsa cümle canlar
Arif olan beni anlar
Dursa akan bunca kanlar
İnsanlığa bayram imiş
Bir kuş özğürce uçarken
Yağmur toprağa düşerken
Sevda yürekten taşarken
Sevenlere bayram imiş
Can Baba bağlı turaba
Bir güzel erse murada
Tüm aile bir sofrada
Yiyenlere bayram imiş
Ozan Doğan Can Baba
Cenneti alanın düşün kuranlar
Irmak,ırmak akan bal bekler durur
Kevser şarabını içip gözeden
Böyle bir mestane hal bekler durur
On dört yaşlarında körpe huriler
Dalında açılmış gonca gibiler
Atlastan döşekler serin gölgeler
Kendine hizmetçi kul bekler durur
Bir değil, beş değil otuza kadar
Üstünde ipekten ince şallar var
Tepsiler içinde hurmalar,narlar
Böyle bir saltanat yer bekler durur
Kadınlarda yaşıt dilberler olur
Kim, kimi sevmişse orada bulur
Herkes muradına erer şad olur
Her işi görecek el bekler durur
Dayalı döşeli saraylar, evler
Gencecik uşaklar hizmet ederler
Kurulmuş sofralar gelir,giderler
Böyle mekanlarda kal bekler durur
Bu mekanı kuran ol bari Hüda
Birazda saltanat sürdürsün burda
Kalmasın insanlar sıkıntı, darda
Çünkü tutunacak dal bekler durur
Yaradan yaratmış burda cenneti
İçinde var etmiş bin bir nimeti
Amma insanoğlu bilmez kıymeti
Hemi diken eker gül bekler durur
Ali evladına ettiler cefa
Kurdular saltanat sürdüler sefa
Mümini meyledip öbür tarafa
Kendisi bu yanda bol bekler durur
Budur zahitlerin aşkı sevdası
Hoş vakit eylemek gayret, çabası
Kalmayınca bu dünyada hevesi
Doğan başka mekan, yol bekler durur.
Ozan Doğan Can Baba
Horosandan Elmalıya
Gelen erdir Abdal Musa
Şahı Merdanın yolunu
Güden erdir Abdal Musa
Gaybiye okunu veren
Uçan suya yol gösteren
Etrafında bunca eren
Dolan erdir Abdal Musa
Gedlenlere makbulu hac
Nice gönüllere ilaç
Erenlerin başına taç
Olan erdir Abdal Musa
Hem aşık hemi Abdaldır
Bilinmez bu nasıl haldır
Kırklar meclisinde güldür
Açan erdir Abdal Musa
Doğan Baba geldim gördüm
Meydana postumu serdim
Saz çaldım semah dönderdim
Dönenlerde Abdal Musa
Ozan Doğan Can Baba
Kaç gündür uykusuzum
Gözümden uyku akar
Bu nasıl hastahane
Sağ giren ölü çıkar
Tabib yakma canımı
Bilmedin dermanımı
Bir acayip karanlık
Dolandı dört yanımı
Günmü gördü fukara
Bahtı karadan kara
El açıp çağırdığın
Koymasın seni dara
Elim, kolum bağlandı
Baş ucumda felekler
Kapıda yavrularım
Benden bir haber bekler
Aldı canı elimden
Nedem yalan dünyayı
Her kese Mart zor gelir
Bizede Kasım ayı
30.11.2006 annem Hakka yürüdü
Ozan Doğan Can Baba
Bağırtıyla, çağırtıyla
Canımızdan bıktırdınız
Hak diyen bunca canları
Ateşlere yaktırdınız
Bıktırdınız bu avazdan
Bu sevdadan bu duazdan
El, etek çekip niyazdan
Yolunuzu büktürdünüz
Biliriz ki Allah birdir
Hem Rahmandır hem Rahimdir
Hakkın yolu gizli sırdır
Meydanlara döktürdünüz
Gönül ile gitmek gerek
Gelin demeye ne gerek
Yanlış olduğun bilerek
Gösterişe yön verdiniz
Gönül Hakka mekan iken
Şah damardan yakın iken
Bu kuranda hüküm iken
Can Babayı hor gördünüz
Ozan Doğan Can Baba
Tabiat ananın aşkı,sevdası
Açılmış bahçede bağda çiçekler
Sümbülü, nergizi, gülü, lalesi
Açılmış bahçede bağda çiçekler
Murat istiyenin elinde durur
Hakka yürüyenin önünde yürür
Sevdayı,sevgiyi,aşkı bildirir
Açılmış bahçede bağda çiçekler
Mezar taşlarının süsü,miracı
Nice yaraların derdin ilacı
Gelinlik kızların başının tacı
Açılmış bahçede,bağda çiçekler
Küskünleri barıştırı çiçekler
Sevenleri birleştirir çiçekler
Yaradanı çağrıştırır çiçekler
Açılmış bahçede, bağda çiçekler
Ozan Doğan Can Baba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!