Ay'ı gölgelerken ipeksi bulutlar,
Kördüğüme dönüşür dirilen umutlar.
Karanlıktan adım atamadan aydınlığa,
Şafakla birlikte dona kaldı duygular.
Dirilen umutlar bir daha geri gelmez,
Sezgi ile örseler ilikleri,
Katmerleşirken yürekte hisleri.
Rüzgar bu; güneyli, kuzeyli eser,
Çapraşık imgelerde heybetlice.
Sam yeli, sabah yeli isimleri,
Son bulsun bu hisli firkat ağyar ağlasın
Sana çarpmayacaksa kalbim taş bağlasın
Leon’ın güvercinleri metruk aşkı anlasın
Mardin’imin nârıbeyzası canım dağlasın
Beklerken çocuklar sevinçle Bekir amcalarını gecenin karanlığında,
Sokağı aydınlatacak kandili yakmasını bütün çocuksu saflığıyla
Çığlık sesleri arasında beliren şaşkın yüz ifadesiyle şöyle baktığında
Hançeresinde taşıdığı o şefkat, bakışlarına yansıdı sanki abbarada
Zamanın örselediği bedeni belli ki güçsüz kalmıştı son hamlesinde
Mardin Gelinciği
İyad bin Ğanem'in himmet-i hakikati anısına
Abdülaziz Dağı haykırır sahibini  ararcasına
Tarihi aşkla hasretken Mardin'e gizemlicesine
Rüzgârla birlikte kardeşlik beyitleri dizercesine
Gün batarken, bulutlar raks içinde Dunaysır semalarında
Hind-ü Sind'ten haber var,tellal gerek bütün sokaklarında
İpekyoldan göründü kervan,Kale-i Beyza çoşku içerisinde
Türkmen Pazarı şenlenecek saf ipek yüzükten geçtiğinde
Bir Mardin güvercini konuyor omuzuma
Siyahi düşünceler dönüyor aydınlığa
Beyaz kakülü dökülüyor nurlu alnına
Ruhu emanettir Geylani'nin torununa
Taş konağım kar beyazı dantelâ saflığında
Ve kef ziynetli eşsiz bir Mardin güvercini
Saf bağlamış bıçak sırtlı cemelûn üstünde,
Beyaz bedeni kendi gölgesinin karanlığında
Seher vakti, yıldızlarla bezeli gökyüzünde,
Mardin'im şefkatli ve kadim toprağım
Medeniyetin ufkunda ümidim şimal yıldızım
Destansı hayatta hatıralar ben henüz bir çırağım
Abbarada yolumu aydınlatır nûr-ı çerağım
Ben yeniden küçük bir çocuğum taş konağımızda
Yalnız ben bilirim ahımı gözyaşımı
Taşın sıcağı yakar sevda çerağımı
Koynunda binbir mezara gömsem bağrımı
Efsunlu nazarı dindirir feryadımı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!