Dilenci Şiiri - Mesut Yüksel

Mesut Yüksel
150

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Dilenci


Ayazın tenleri kestiği bir vakitte;
kirli üstü,
uzun ve karışık sakalıyla,
köşe başında donmuş zaman.

Bir adam değil yalnızca;
yorgunluğun ete kemiğe bürünmüş hâli.
Yılların oyduğu yüzü,
kadim bir coğrafya gibi.
nice fırtınayı yutmuş, suskun.

Saçları kirden keçeleşmiş,
çağların yüküyle kırlaşmış.
Gözleri yarı aralık;
bu dünyaya değil,
geç kalınmış bir ilgiye bakıyor.

Bakışı,
bir ömrün göğe asılı duası,
yarım kalmış bir feryat.

Üzerinde lekelerden dokunmuş palto;
avuçları açık,
tırnakları hayattan aşınmış.

Geçmişin güzel günlerini değil,
insanca bir kaderi dileniyor
alın yazısından.

Önüne atılan metal paralar
havada umut gibi parlar;
düşerken ağırlaşır,
soğuk taşta acıya dönüşür.

Ucuzdur belki;
ama her biri
bir insan ömrüne bedel.

Kış mevsiminde el açmak hayata;
yokluğun küflü kapısını,
her sabah, yeniden çalmak demektir.

Bu yalnızca açlık değil;
onurun sessiz kıyamıdır.
Yosun tutmuş hayallerin pası
çöker ruhlara.

Rüzgâr geçer yanından;
yalnızlığını
kısık bir ilahi gibi fısıldar.

Ve o,
bir an silkelenir yerinden.
Ağır yazgısı omuzlarında kıpırdar.

Sonra dilenci,
o soğuk avuçlarını,
sonsuz bir yakarışla,
yeniden açar göğe...

Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 25.12.2025 21:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!