Sürekli bir seğirme ve asla durulamama halidir, anla işte devran divane.
Bakır bir tepside zangırdar, kırılır, dökülür ebruli cam.
Aldırmazsın, evvel neydi, kimdeydi gün ortası, çivit rengi boşluğunu geze çıka.
Çatının tepesindeki rüzgâr gülünde, çırpınır nefesi yönsüz fırtınanın.
Anladım, sezinledim, ne de olsa elma ekşisiydi ve nane ferahlığıydı bahar rüzgârı.
Hızlıydı.
Canlıydı.
Kendi gürültüsüyle, şaşkınlaşıp efsunlanıyordu.
Feldire felekti öğlen, geceden devraldığı odanın, dağınıklığının telaşına.
Dolu bir kadeh kenarında, kurumuş dudak payıydı, temmuzu bekleyen ruh hali..
Devran divane.
*
Kargaşa dinginliğe yetecek kadar, bugün de seğirdim, öbür güne vehim vekil.
Paslı bir makas gibiydi, gölgelerle didişir.
Dokunup geçersin elbet, nesnelere havaya, ordan ötesi vehim vekil.
Hep bir kapı gıcırtısı ve asla kimsenin gelmeyişi arasıdır, bilirim devran divane.
Mavi bir kavanozda çırpındığı yerden, yaralanır, kanar ateş böceği.
Önemsemezsin yankı neydi, nerden geldi lacivert tınısı, sessizliğin ortasında pare pare.
Kaldırımın çatlağındaki karıncalar da, telaşlanır nabzı başıboş gayenin.
Yorgundu.
Henüz vardı.
Tetikteydi, kendi yankısıyla ürküp siniyordu.
*
Gördüm, anladım, zaten vişne lekesiydi ve is kokusuydu güz akşamı.
Feldire felekti alacakaranlık, aydınlıktan miras tekinsizliğin rehavetine.
Boş bir salıncakta, kimsesiz çocuk gibiydi, eylülü arayan gönül.
Kaygıyla beslenen, bir merak gibiydi, yankılarla atışır.
Yüzleşip uzaklaşırsın işte, kendinle, gökyüzüyle, bundan sonrası kaygı vekil.
Telaş, sükunete yetecek kadar, şimdi duruldum, sonraya kaygı vekil.
Devran divane.
Kayıt Tarihi : 7.9.2025 20:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!