Özlemek, bazen ruhunun derinlerinde bir boşluk gibi yankılanır. Gözlerim, o anı tekrar yaşayacakmış gibi ufka dalar, ama orada olmayan bir hayalin peşinden gider. O kadar özlerim ki, kelimeler bu özlemi tarif edemez. Her saniye biraz daha büyüyen, içimde yankılanan bir sessizliktir özlemek. Sadece bir anı değil, bir dokunuşu, bir gülüşü, bir anlık bakışı özlerim.
Zaman geçer ama bu özlem hiç eksilmez. Gözlerim her tanıdık köşeye, her eski anıya takılır kalır. Sanki onun varlığını her yerde ararım ama bulamam. Her şey değişir, insanlar, yerler, mevsimler, ama bu içimdeki özlem hep aynı kalır. Arada bir rüzgar tenime dokunduğunda, onun o eski sıcaklığını hissedecekmişim gibi olurum, ama o an asla geri gelmez. O kadar çok özlerim ki, o anı yeniden yaşamak için tüm dünyayı ardımda bırakabilecek gibi hissederim.
Özlemek, sadece bir bekleyiş değildir. O, her an içinde yaşadığın bir duygudur. Bir sabah uyanıp da adını anımsadığında, içindeki boşluğu yeniden fark edersin. Yüreğinin derinliklerinde bir yerde, o yokluğun bıraktığı iz hep taze kalır. Ve bazen bu özlem, acıyla birleşir. Bir daha o anı, o kişiyi, o dokunuşu göremeyeceğini bilmek... İşte o zaman özlemin gerçek yüzünü görürsün; içten içe büyüyen bir sessizlik, hiçbir kelimenin dolduramayacağı bir boşluk.
Bazen sadece sesini duymayı özlerim. O kadar çok özlerim ki, Ama bilirim, o ses bir daha yankılanmayacak kulaklarımda. Ne kadar çok beklesem de, o dokunuş bir daha ellerimde hissedilmeyecek. Bu özlem öyle derin ki, sadece anılarla yaşar hale gelirim. Onunla yaşanan her anı zihnimde bin kez döndürürüm. O kadar çok özlerim ki, sadece onunla geçirdiğim bir anı bile dünyanın tüm zenginliklerine değişmem.
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta