şöyle ağız tadı girsen kavgaya
adam sanki senin keyfin kahyası
en iyi sopayı edip tavsiye
giriyor devreye gürgen mafyası
2040'tan mesaj yolla teline
tabağı bırakmaz kıza geline
..
Kızlarımızın tırnaklarından
Oğullarımızın saçlarına
Kim yalamış yüreklerimizi?
Sayıklamışız türküler
Modernizm yuva yapmış
Stres çarkına
..
Hayattan zevk almama-buna denir Depresyon
İnsan aklı yorulur-çıkar o an tansiyon
Yakalanan vücutlar-zevk aldığı bir şeyi
Hiç yapmak istemezler-yıkar anne ve beyi
Depresyonu tanıyın-canda var ise kuşku
Önlemini erken al-bozulmaktadır doku
Üzüntü ve mutsuzluk-sarmakta hep ruhları
..
'Bir müminin ölmesi kadar
Kolaydı yaşamak
Korkmak aklıma bile gelmezdi' Dilemma/Tahir AKAY.
Bir Mü-minin ölmesi kadar kolaydı yaşamak.
Evet Mü-min Allaha ve ahirete olan iman ve inancı ile ne ölümden korkar, ne yaşamaktan sıkılır.
..
EMEKLİ İNSANLARA ve insanca YAŞAYANLARA saygı ! ..1-Bölüm.
Çok muhterem olay Isparta okuyan,yorumlayan gönül dostlarım.
Dünyaya gelen her canlı yaratık hedef belirleyerek, ufkunu açabilme gayretiyle
yoluna devam etmektedir. Çocukluğuna doyamadan,gençliği yeterince yaşayamadan olgunlaşan insanların yuvasını oluşturup sorumluluk üstlenerek
Özel yada tüzel,resmi kurumlarda veya ticaret yaparak bir ömür boyu sosyal
güvencesini sağlayarak,her türlü zorluklara göğsünü siper ederek yıllar eridikçe emeklilik hayali kurmaktadır. Bu zaman çerçevesi içinde vücudunda görev yapan organlar zayıf düşmekte,hatta bazıları da görevini
..
ZEHRİNİ ŞIKIŞTIR
Aklım bozuk kafese konuk
Sığınak arar
İstismara cesaret vermez
Kendisini suçla
Vakarlar sonu nedir
Sosyal düzene bağımlı
..
Yine aynı günleri yaşıyordum
Sensizken olduğu gibi..
Herşey eskiye dönmüştü
Gün doğuyor
Gün batıyordu
Ama bir türlü uyuyamıyordum..
Her zamanki gibi yine
..
Şairlik! Sen Korkunç Zavallılık!
jiletlerin metaline düğümlenmiş vahşetin
Sapkınlığın çeperine nikahlı kanaması
Vaktidir lanetini kılıçlara çalmanın..
Çünkü Kırlangıçlar mühürler hüznün tarikatına
mürekkepe zerkolmuş burjuva katliamın
..
Orkestra gürültüsü, senfonik tragedya, korkunç sarhoşluk ah!
Tılsımlı perilerin kanatları alkolik gürzlere gebe inan
Feverana kayıtlı kadavra ağıtları akıyor perhan
karaborsa örgütlenme zorluyor mafyatik argoları
çingene perçeminde nefret ağıtları dudaklarda lal
Spontane küfürlerden taşıyor Kıpti ızdırapları
zulum geçiriyor argosundan o mafyatik kurşunlar
..
Dertleşelim senle hayat ne dersin?
Beni dinler misin?
Adımlarımı söylesene sen nerden öğrendin
Kimden öğrendin bu sırrımı
Gerçek bir yumru gibi boğazımda takılı
Anlatacak çok şeyim var ama
Nereden başlayayım derken kalakaldım ortada
..
yalnızlık
içini dolduran koca bir boşluktur;
boşluğu dolduran da kopuklukdur...
yani, yalnızlık adamı yabancılaştırır
anasına, babasına, kardaşına,
varsa karısına, çoluk çocuğuna,
yaşadığı topluma, dünyaya...
..
- Yalan, iftira, inkarı yaşam biçimi edinenlerin yüzü kızarmaz. onların adına sen utanırsın, onlar utanmaz.
-Yalnızlık kalabalığı yararak kendisiyle kucaklaşmasıdır insanın.
- Bazı insanlar vardır mutsuz olsalar da mutsuzluklarını belli edip sevenlerini üzmek istemediklerinden "nasılsın?" dediklerinde, "iyiyim" derler.
- Hıyar olmayabilirsin ama hıyara tuz olmamaya da dikkat edeceksin.
- Ölmeyi bayılma sananlarla din tartışmasına girmeyiniz.
- Eylem dediğin aşk gibi olmalı. Yürek dediğin denizler gibi dalgalanmalı.
- Gülün solması bülbülü ağlatmak içindir.
..
İntihar olaylarının artması, bu konuda araştırmaları da gündeme getirdi…
Araştırmalarda, intihar sonuçları, nedenleri yaşlara göre dağılımı ve intihar şekilleri ile araştırmalar yer almakla beraber intiharların sosyal nedenlerine fazla yer verilmemiş. Psikolaji deprasif, hastalık gibi nedenler çoğunlukta ama, deprasif, psikolojik sebeplar neden?
İntihar olaylarının yıllara göre artışı, nüfus artışından fazla olduğuna dikkat ederek sosyal ve ekonomik dengesizliklerin etkisinin olabileceği çoğu insanın aklına gelebilecek ilk nedenlerdendir.
Bunu dikkate alarak, internet sayfalarından intiharlarla ilgili istatistiklere baktım. Çıkardığım sonuçlar:
Türkiye için:
Mevcut TUİK verilerine göre,
2002 de 1392 erkek 909 kadın……………………………………..2.301
..
“Kaybolmak kendini bulmakmış… Evet, test edilmiştir.”
kuşlar var burada
kurtlar domuzlar
tavuklar var
ördekler hindiler kazlar
ve kediler
..
Dün halkı için canını darağaçlarında yitirmiş kahraman evlatları varken, bugün ayinleştirilmiş kumar programlarında gençler, insanlarımızı görüyorum.
Yazıklar olsun.
Ey, bu vatan, bu halk için yaşamını adamışlar.
Merak etmeyin ve telaşa kapılmayın, öyle bir gençlik var ki.
Bütün bu oyunlara direnecek ve vahşi kapitalizme teslim olmayacak.
Tam bir psikoz.
Emeksiz bir üretim, alın teri yokken, milyonların karşısına geçip, kumarda kazanamadıkları için toplu üzüntü, depresyon, anksiyete, melankoli tabloları sergiliyorlar.
..
yokluğuna isyankar öttü savaş borusu
karanlık dehlizlerde bir muharebedir başladı
kır güneşi serpintisi papatyalardan
barut kokusu hapsinde düşlerim
kazandığın bir zafer değil
virane kalacak ebedi bir seherdi
her bahara asi dikilecekken güller
..
Kaybettiğim
Aşklarım, zamanım, hayatım
Kariyerim, dostlarım
Faturada; hatalarım!
Ben bir hiç adamım
Tutkuyla sever ağlatırım
..
1.BÖLÜM -KİMSİN SEN?
Ağır adımlarla ilerlediği sırada karşı kaldırımda öylece duran yaşlı adam dikkatini çekti.Beyaz saçları balıkçı beresinin altından yaşanmışlıkların eskitemediği yorucu yollardan geçtiğini belli edercesine ufuk çizgisine asılı kalmış gözlerinin üzerine düşmüş,dudağının ucundaki sigarasını içen yaşlı adama doğru yürümeye başladı.Adamı tanımıyordu fakat ayaklarının adım atışındaki telaşa anlam veremeden bu heyecanın sebebini çözmeye çalışıyordu.
Karşı kaldırıma nasıl ve ne şekilde geçtiğini daha anlayamamıştı ki derin ve mavi bakışlı adamın tam karşısında buluvermişti kendini.
Yaşlı adam;
-Geldin mi?
..
Soğuk kış akşamı kendini daha fazla hissettirmeye başlamıştı, şehrin ışıkları bir bir yanmaya başladı. Etrafı kömür kokusu ve yoğun bir sis kaplamıştı. Adam arabasına bindi, biraz duraksadı, ne yapacağını bilmez vaziyette çalıştırdı arabasını, yavaş yavaş hareket etti. Çiğ sokaktan yokuş aşağı inerken yolun sağına yavaşça yaklaştı, aşı boyalı, sıvası dökülmüş evlerin yanından geçti ve durdu, el frenini çekti. Kontağı kapatıp kapatmamakta kararsız kaldı, hava soğuktu, arabayı çalışır vaziyette bıraktı… ellerini başının arkasına koyup geri yaslandı.
Dikiz aynasında yarı gelirgin yüzüne baktı, göz altı torbaları, çizgiler ve beyazlamış saçlar. Hayat beni yordu diye düşündü, yokuş yukarı çıkan arabaların farları gözünü alıyordu, gözlerini kıstı başka yere mi gitsem diye düşündü, yok hayır burada kalmalıyım diye düşündü.
Titreyen eli kasetçalara uzandı, açıp açmamakta kararsız… Kafasındaki düşünceler dolanıp duruyordu. Radyoyu açtı Yavuz Bingöl-Suavi ‘ olmasaydı sonumuz böyle çalıyordu…
Sakin göllerin kuğusuydum,
Salınarak suyun yanağında,
Yarılan ekmeğin buğusuydum,
..
Acaba kaçtı mı tren
Bir vagonunda ben ayrı bir vagonunda sen
Bir tren ki her vagonu farklı bir yere giden
Her kompartımanında ayrı bir beden
Binsek de çoktan kaçırmış olabiliriz
Belki yerimizde olmamız gereken zamanda değiliz
Sen bugün gidiyorsun ben iki sene önce
..