Elif, gün bitiminde yorgun bir halde evden ayrılır. Hiç bu kadar yorulduğunu hatırlamamaktadır. Evin hanımı temizliği çok beğenmiştir. Onbeş gün sonrası için yeniden temizliğe gelmesi için sözleşmişlerdir. Cemal, Elif’in o günkü yövmiyesini ödemek için cüzdanından parasını çıkartır ve memnuniyetini de belirterek anlaştıkları miktardan daha fazla ödeme yapar. Elif, parayı alırken gözlerini Cemal’den ayıramaz. Parayı hiç saymadan cebine yerleştirir ve vedalaşarak ayrılır. İçinde ayrılmış olmanın verdiği hüzün, yorgunluğunu iyice artırmıştır. Nerdeyse ağlayacak gibi olur. Nefes almakta bir an zorlandığını hisseder. Boğazı yumruk gibi düğümlenmiştir. Bu durumu yaşayabileceğini hiç aklına getirmemişti. Kendini ayıpladı ama gözleri başka türlü ifade ediyordu duygularını. Kahverengi gözlerinden bir anda yaşlar indi. Yolda utancından ne yapacağını şaşırmıştı. Aceleyle otobüs durağına doğru yürüdü ve şehrin kalabalığında kayboldu.
Cemal de Elif’den farksızdı aslında. O da yatak odasında karyolaya uzanmış tavana bakıyordu. Elif’i düşünüyordu. Yaptığı bu fedakarlığın değerini ölçemiyordu. Bu fedekarlığa layık mıyım diye düşünmekten kendini alamıyordu. Ertesi gün Cemal, Elif’i telefonla arayarak konuşmak istedi ama ne diyeceğini bilemiyordu.
-Nasılsın Elif?
diyebildi, boğazı kurumuştu. Sesi zar, zor çıktı boğazından. Elif de sadece
..
Hey Doktor Çöz Bu Şiiri De Göreyim Muhahahahaha!
Benek-i firfirinden eser kalmış bende.
Bugün gaka-ül daimi var ki sorma
Sonra da sümük-ü daim.
Bir de sardı mı beni
Tırsiye-i anakıb
..
Dağların içinde gölet oluşur,
Yağmur yağdıkça da akar buluşur,
Ölçüm yapılınca verim gelişir,
Susuz vatandaşa şifadır pınar.
Tatile gidenler gözleme sever,
Şair yöresini yazarak över,
..
Beni tanıyanlar ve yüz yüze görüştüğümüz kişiler bilir. Daha ‘’ dün ‘’ dediğimiz kısa zaman önce tükenmiş, bitmiş ve ölümün eşiğine gelmiş bir insandım. İnsan mıydım? Onu da bilmiyorum. Ruh ve beden sağlığım bozulmuş, dengem alt üst olmuştu. Gecelerim gündüzlerime karışmış, deyim yerindeyse yaşayan bir ölüye dönmüştüm. Günlerce, haftalarca kendimi toparlayamamıştım. Dışarıya bile çıkmak istemiyordum. Annemin, halime bakıp da, göz yaşları içinde ‘’ Ne olmuş sana böyle oğlum? Ben seni bu durumlara düşmen için mi doğurdum. Sana bir şey olmasın, bana olsun.’’ deyip, hüngür hüngür ağlamasını ve benim için Allah’a dualar etmesini asla unutmadım. Biliyordum ki, annem içten ağlamıştı, benim için ağlamıştı ve yürekten dua etmişti kurtulmam için. Anneme cevap bile verememiştim. ‘’ Kurtulacağım bu durumlardan, sen ne olur üzülme.’’ bile diyememiştim.
Yolda yürümek bile, bana çok ağır bir işkence gibi geliyordu. Başımı yerden kaldırmaya cesaretim ve isteğim dahi yoktu. Adım atacak takatim kalmamıştı. Merdivenleri çıkarken bile kaç kez sendelemiştim. Suskundum, konuşamıyordum. Davamda haklıydım, sesimi duyuramıyordum. Çünkü beni duymak istemiyorlardı. İçimden hep bağırmak geliyordu ama hep susuyordum. Biliyordum ki, ne kadar bağırırsam bağırayım, sonuç asla değişmeyecekti. Sürekli uyumak istiyordum. Uyudukça rahatlıyordum ama başım yine de çok ağrıyordu. Bedenim değil de, başım bedenime çok ağır geliyordu. Bana şu soruyu işte böyle bir halet-i ruhiye içinde sordular: ‘’Ölmekten hiç mi korkmadın? Ya ölseydin? ’’ O zaman onlara şu cevabı vermiştim. '' Ben, ölmekten değil; ölememekten korkarım.''
Bir suçluymuşum gibi hep yüzüme bakıyorlardı. Kimisi de halime acıyarak bakıyordu. Horlanan, dışlanan zavallı bir sokak köpeğine dönmüştüm. Yoksa benim ölümüm sokakta mı olacaktı? Gerçi bir ailem vardı ama, onlar da bana yabancı gibiydiler. Önümde iki seçenek vardı. Ya yarım bıraktığım işi tamamlayacak, ya da tam tersi kendimi değiştirecektim. Ama bunu düşünmek bile aylarımı aldı. Çünkü bir türlü düşünemiyor, kendimi toparlayamıyordum. İşe ilk önce, doktorumun bana vermiş olduğu ve beni günün 24 saati neredeyse uyutan, beynimi ve zihnimi uyuşturan ve beni aptallaştıran depresyon ilaçlarını çöpe atmakla başladım. Rus ruleti misali ya kazanacaktım, ya da kaybedecektim.Çünkü bu ilaçlar iyi kötü beni her şeye rağmen ayakta tutuyordu, en azından uyutuyordu.
‘’Murat, daha da kötüye gidecek. Hatta bu durum onun iş hayatını bile etkileyecek.Asla toparlanamayacak’’ dediler. İşte ne olduysa bu cümleyi duyduktan sonra oldu. Bunu anlatan samimi bir arkadaşıma dedim ki: ‘’ Toparlanacağım ve bu cümleyi söyleyenleri mahcup edeceğim. O an bir şimşek çaktı sanki kafamda. Yeni bir şeyler yapmam gerekiyordu. Ruh sağlığım, beden sağlığımı da olumsuz olarak etkiliyordu. Bu duruma bir '' dur! ' '' demeliydim. Düşündüm, taşındım ve kendi kendimi iyileştirmeye karar verdim. Ama nereden ve nasıl başlayacaktım? İlaçları da çöpe atmış olmama rağmen, kendime şunu söyledim: '' Murat; sen hayatta ne zorluklar atlattın. Bunu da atlatacaksın. Önce kendini sev. Kendine saygı duy. Hayatta senden başka bir '' sen '' yok ve bu anlamda teksin. Geçmişte yaşadıklarını unut ve kendini yeniden doğdun farz et.’’
..
Çeşitliğini koruyan bütün yazılar firarda
Köşe kapmaca
Kör ebe
Dilsiz bütün oyunlar başıma toplanmış
Sağır, dilsiz, kör, topal
Bir hengâmedir gidiyor
..
Dayımın üç kızı biri Kezi ban,
Depresyon yaşıyor, çekiliyor can,
Veririm ben ona gerekliyse kan,
Bir deri bir kemik bekliyor ana.
Bir gün öncesinden acile girdin,
Şarkikaraağaç da gece durdun,
..
Alkolik oluşun yuvayı bozdu,
Boşanma davası sorunlar dizdi,
Rahatsız edişin bizi de üzdü,
İçmesen olmaz mı Ali yeğenim? .
Bir oğlan, bir kızın henüz çok küçük,
Babasından her an bekler öpücük,
..
Akşamdan duyuldu acı haberi,
Damladan bunaldı gözlerin feri,
Görevi yaparsak döneriz geri,
Cenaze defnettik bugün yastayız.
Akraba sayılır amcamın damat,
Aza da razıydı, ederdi kanat,
..
Gece ilerledi gelmez uykular
Depresyon derdi bilmez uykular
Yastığın kılıfı yıkandı sanki
Akan gözyaşımı silmez uykular
Yastık döşek çarşaf beni kolluyor
Nevresim ayakta yen’i kolluyor
..
Onca insan düşünmekten dert buldu,
Bir çoğumuz Mazhar Osman’lık olduk.
Bizlerin hareketi tuhaf oldu,
Bir çoğumuz Mazhar Osman’lık olduk.
Söylenen kelimeler söze terstir,
İnançla kültür dersen öze terstir.
..
Duvarlar canından çekilmiş nemsi soğuk yüzlü şehir
Çırası yanık kalan soluğu sönük evlerin içi in...cinsiz
İsan be...
Bu ne biçim ikramlığın depresyon bağımlısı böyle
Ölümün adresini sorar gibi dik başlı çalan saatten
Bu nasıl buğday benizli, nokta benli, kara yağızlık iş-ve
Güç...?
..
Güncel insanın Yalnızlaşması
Bir birliğin, bir sıkı tutarlı oluşun (söz gelimi çeşitli insan dayanışmasının) , birlik yapar olan grup deviniş bağlarını kopardınız mı, o tutarlılık saçılmaya başlar. Bir süre sonra da, yeni bir bağ ilişki tutumuyla, yeni devinmesine dönüşür.
Neden eski bağ kırılır ve yeni bir devinmeye dönüşülür? Çünkü eski bağ tipi çözülürken, eski bağ tipinin dışında ve içinde çözücüler oluşur. Bu çözücüler bir ilişki tipine göre yıkıcı ve çözücü iken diğer ilişki durumuna göre bağ yapıcı doğum yapıcı bir beliriş olaraktan görünecektir. Yani çözücüler diğer yandan belirişle bağ yapıcıdırlar.
Çözücüler, yeni bağ (ilişki) tipini başlatacak tepki ortamı oluşturmuşlardır da ondan. Çünkü birlik bağ ilişkisinin koptuğu çözünme tepki süreç ortamı içindeki iç ve dış niceleyiciler (çok yönlü bağ yapıcı) koşullar, ilk birlik bağı yapan çevre koşulların içinde yoktular. Onun için eski bağ kırılır, zorunlu yeni bağlarla süreçler oluşur
..
Anamın ak sütü vitamin saçtı,
Otuz iki dişim göreve geçti,
Doktorum bakınca çürüğü seçti,
Stres yaşadıkça döküldü dişler.
Hayatın çilesi sürüncemede,
Çekilen filmler incelemede,
..
ra sıra ziyaret eder DEFLASYON
Zaman zaman yaratılır SPEKÜLASYON
Güzelyaparsanız sıcak tutar İZOLASYON
Yakalayınca adamın anasını ağlatır ENFLASYON
Kuvvetli olmasa da iyi yapıştırıcıdır SİLİSYON
Hokkabazlıktır göz boyamadır İLLİZYON
..
Kışlık sporunu yapacak isen,
Gül şehrim daima ilk başta bilin,
Üşütmez havası, ılıktır esen,
Isparta ilime Davraz'a gelin.
Kayak merkezimiz hizmete hazır,
Beyninden depresyon, stresi kazır,
..
Kanatlı hayvanlar özgürce uçsun,
Yer yüzündekiler ormana kaçsın,
Denize dalanlar ufkunu açsın,
Canlıya duyarlı olsun bu dünya.
Enerji artırsın yenen katıklar,
Gübreye dönüşsün bazı atıklar,
..
Yaşa, başa bakmaz aşkın fermanı,
Hasretle, özlemle yanıyor vücut,
Gizemli sır gibi derdin dermanı,
Sendeki arzular bende de mevcut.
Gözlerim gözüne bir bakabilse,
Beynimden depresyon ah kaçabilse,
..
Hüzün duvarları yıkılsın artık,
Varlığınız huzur getirsin artık,
Küskün, dargınlığı bitirsin artık,
Gönlümü alın ki deşarj olayım.
Sevecen bakmalı her iki gözler,
Ruhu okşamalı cümleler, sözler,
..
Allah'tan gelene karşı gelinmez,
Verdiği nimete asla doyulmaz,
Bulaşıcı değil dışa yayılmaz,
Kansere kader de moral aşıla.
Stresin artarsa hücreler yaşar,
Bir uçtan bir uca vücutta koşar,
..
Şu gurbet eline gelişin belli,
Beyninde ur olmuş hayatın biter,
Olamadın asla sen tatlı dilli,
Sağlığını hiçe saydığın yeter.
Yalın ayak, başın, gerdanın açık,
Depresyon, stresle şuurun kaçık,
..