Sen Hiç
Sen hiç ciğerlerin sökülene kadar bagırdın mı?
Sesin kısılana kadar haykırdın mı?
Ya gözlerin kanla dolana kadar ağladın mı?
Ağlamadın mı?
O zaman beni anlayamazsın.
Aşkın tarif edilemez bir bencilliğidir.
Sen ona yanarsın, o başkasına.
Sen onun gözlerini hayal ederken,
O, başkasının gözlerine şiirler yazar.
Bu döngü hiç değişmez;
Sen tavşan olursun, o kovalar,
Az sonra, yüzyılın en güzel şiirini yazacakmışım gibi
Bir heyecan var içimde.
Ama ben… bu harfsizlikle,
Bu sensizlikle,
Bu yoklukla yazamam ki.
İntihar ederken kelimeler dudaklarımda,
Çok değil de beni görseydi gözlerin
Beni duysaydı kulakların
Sevdanın gömleğini yüreğime ilikleseydi ellerin
Ama sen ayrılığı yamaladın kırık parmak uçlarıma
Acıyı ilikledin sol kaburgamın altına
Şimdi figan feryat boşuna
Çok acı değil mi?
Her sabah uyandığımda seni görememek,
Yüzünü okşayıp ellerini tutamamak,
Sana, benimsin diyememek,
Sarılamamak,
Öpememek,
Bir ben var icimde kanayan aciyan agir yarali hissiz en cokta takatsiz
bir sen var icimde varligimdan bile habersiz
issiz sessiz ve de duygusuz
Çaresiz im
Duygularım şiire küsmüş
Kalemim kırık
Özledim adını anarken yıldızları,
Ayrılık gölgesinde kalbim parlıyor.
Bir zamanlar yan yana, şimdi uzak,
Sevgi haritasında kayıp bir ada gibiyim
Gülüşünün özleminde kayboluyorum
Bazen dil susar gözler konuşur
Bazen de dilin konuşması başka zamanlara yayılır
Yuregin onay vermediğine dil onay verirse
İşte bu felaket olur
Hayatının çetelesini tutuyorum
Dağlar üstü mor sümbüllü dağlar,
Doruklarında sevdam,
Yamaçlarında umudum var.
Ben hasretimi,
Ben özlemimi eteklerine gömdüm,
Gömdüm dağlar…
Dağlarına kar olurum yar,
Sar beni soğuk gecelerine, ateş olurum yar.
İzin ver, usulca dokunayım yüreğine,
Her nefesimde yeniden dirilteyim seni,
Bir dua gibi, fısıldayayım adını her sabahın serinliğinde.
Dağlarına kar olurum yar,
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.