Soygun ve talan demokrasisinin devrim ile sonu nasıl geldi?
Sõzde demokrasi adına gerçekte talan soygun için yalana dahil siyasi partiler ve siyaset anlayışı tarih olmuştur.
Günü geldiğinde demokrasi tramvayından inilecek diye aleni tehdit bile cehaleti zamanında uyanmasına yeterli gelmedi.
Demokrasi temsilde adaleti, ilkeyi ve ahlakı yaşatmak demektir. Bugün adalet, ilke ve ahlak kalmamış ise devrim dışında bir seçenek kalmamış demektir.
Demokrasi anlayışına partisiz ve aracısız etik ahlak ülkesini yaşatan format atılacak devrimle.
Soygun ve talana hizmet veren bir araca dönüşerek partileri ve siyasileri araçlar olarak toplum aleyhine kullanan günümüz demokrasi anlayışı devrimim en öncelikli konusudur.
Siyasi partiler ve siyasiler toplumları aldatan araçlara dönüştüğü için misyonları bitmiş ve tarih olmuşlardır.
Dayatmacı tutumları yaşananlar bittiklerini çürümüş sonuçlar ile gösteriyor.
Demokrasi planı gizli tuzak ve rolleri önceden hazırlanmış kazıkların sanki toplumun talebi gibi cehalete biz bilmeyiz siyaset bilir oldu bittisi hırsızlığı için siyasi parti ve siyasetçilerin araç olarak kullanıldığı vatan, toplum ve birikmiş hiçbir sorunu çözebilme kapasite ve yeteneği olmayan çürümüş yöntemler kullanan ve zihniyet değişimi devrime uğraması gereken birinci öncelikli konudur.
Bunun bütün çözüm ve çareleri yarım asırlık bir birikim bilgi ve tecrübe ile sonsuza kadar sorun üretmeyecek bir ilkeli ahlak sistemi iyi insan yetiştirme anlayışı ile devrim tamamlanacak.
Son yirmi beş yıl ve 12 Eylül 1980 sonrası bu topluma yoğurdu üfleyerek yemek gerektiğini öğretti.
Aldatan dini inançların siyasete alet edilmiş olması bu hazin sonun ve devrimin sebebidir.
Yetkilerini aşan toplumun ortak sözleşmesini hiçe sayan tutumları aleni devleti ve ulusu yok etmeye ve parçalamaya yönelik bir niyet olduklarını ortaya koyunca bir anda sonlarını kendileri getirmiş oldular.
En başta soygun ekonomisi olmak üzere hiçbir soruna bilinçli bir şekilde çözüm bulmayı bırakın daha kötüye gitmesi için bir caba içinde suçüstü yakalandılar.
Siyaset iktidar ve muhalefet soygun emrinde geniş zamanlar da rüzgar ektiler şimdi fırtına ve kasırga biçmek zorunda kalarak bittiler.
Ağzıyla kuş tutsalar buradan geri dönüşüm devrim ile kamulaştırma ve kolektif ortak akıl yönetimi devrimleri yapılmadan olumlu bir sonuç üretmek mümkün olmayacak.
Biz savaşımızı yüz yıl önce verdik ve bugün bize aynı niyetle saldıran düşmanı yendik tarihin ve insanlığın vicdanı buna şahittir. Hilenin kazanması mümkün değildir.
Evrensel bilincin kozmik devrim desteği de zulmü yok ediş tufanı bu sebeple bize destek verdi.
Yeryüzünde ahlakın yaşamama sebebi inançların siyasete misyoner bir niyet ile alet olması ve örgütlü para misyoner güçlere yine siyasi anlayışlar ile dönüştürülmüş olmasıdır.
İnanç siyasetin konusu olamaz.
Yüz yıl önce laiklik devrimi bu ahlak sorununu ortadan kaldırdı. Irkçılık siyasetin konusu olamaz ulus devlet bunu devrimle tarihe gömdü.
Bugün yine bir soruna dönüşmüş ise yüz yıl önce ki kin vatanı, devleti ve ulusu hedef almış demektir.
Ne demek müslüman değilseniz Türk olmazsınız ya da Türk iseniz müslüman olmak zorundasınız gibi zorba tutumlar kabul edilebilir mi?
Her insanın inancı kendini temiz duyuncunu ve yaratan ile olan ilişkisi aracısız yaşar ve her insanın kendi sorumlu olduğu bir konudur.
Ahlakı iyi insan yetiştirmek yaşatır.
İyi insanı para misyoner örgütler yetiştiremez ve ahlakı yok eder. Bugün bunun ispatını kendileri yaşatarak bittiler. Ahlakı bugün yok ettiklerini ispat ettiler.
Türk inanç sentezi diye bir ırkçı ve dinci siyasi ideoloji olabilir mi? Akıl ve vicdan durmuş olmalı ki bu niyet kabul görmüş!
1938 sonrası yeniden horlayan hit faşizm 1950 sonrası ırkçılık ve mezhepçilik üzerinden bölücülük adına iki fay hattını sermaye ve siyaset dinci misyoner faaliyetler ile oluşturdu.
Çılgın Türklere kozmik evrensel bilinç tarih sahnesinde haklı oldukları için yeniden devrimle hak verdi.
Siyasette ki tüm para misyoner fay hatları kırıldı ve ahlak krizi depremi devrim doğurdu.
▪️ Önder Karaçay ▪️
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 26.8.2025 12:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
▪️♾️▪️▪️TÜRK ▪️▪️♾️▪️
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!