Dem Bu Demdir Artık Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2287

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Dem Bu Demdir Artık

Aramıza yollar girince,
    sen o yola,
        ben bu yola gidince,
Ne senin yurdundur aynı kalan,
    ne de benim aynı olan..
*
Ne caminin kubbesi,
    ne de cemevinin eşiği,
        yabancı değildir bize,
Baş koyduğunda o yola,
    ne semah aynıdır,
        ne de dualar,
Kaybolmaz asla,
    senin en duru inancın,
Bir gönülde
    veya temiz bir kalpte,
Saklanır o cevher
    ebediyen.
*
Ne sorgularsın kimliğini,
    ne de inancını,
Huzurlu bir rahmete açılır,
    bir cuma vakti,
        bir de perşembe akşamı.
*
Ne Ali'nin adaletini bilmek için,
    ayrışmamak gerektiğini anlarsın,
Ne de Kerbela'nın
    ortak acısıyla sızlar yüreğin,
Oysa aynı göğün altında,
    aynı toprağa basmakta,
        omzuna yaslandığın can.
*
Vakti değil,
    lahzaları anlarsın,
Tanırsın çünkü,
    birbirine değen ruhları,
Güneştir kalplerde,
    sevgi çünkü,
Ve değilmidir ki o güneş,
    yansıtır en çok,
        inancın
            insan üzerindeki aydınlığını.
*
Bir hatırla bakalım,
    sen hangi pınarın,
        yüzyıllar önceki
            bir bahar gününde,
Şimdi miydi yoksa,
    Anadolu'nun sinesine
        gelip bıraktığı,
Horasan erenlerinin,
    sözleriyle mi bakarsın,
        dünyaya hala,
Bin yıl önceki,
    sen misin hala.
*
Ne bulutlar,
    başka bir rahmet indirir,
Ne de sen,
    başka bir can olursun,
Şahittir buna
    türkülerin,
Yoldaştır bugüne,
    deyişlerin.
*
Onca kelamdan,
    gönlünde kalan belki,
        birkaç hikmet,
Söyleyen Hacı Bektaş,
    dinleyen Mevlana,
Ne kadar eşsiz,
    altın bir harman gibisin,
Her dem yeşerir,
    her mevsim bir olursun.
*
Birdir oysa,
    gündüz ile gece,
Şimdi gece gündüzün,
    gündüz gecenin sırdaşı,
Ve artık tüm fitneyi,
    def etme vaktidir,
Bir yığın
    ayrılıkla beraber.
*
İlk sayfası besmele olan,
    bir kitap gönlünde,
İçi nefes dolu bir saz,
    bir yığın kelam,
Kırmızı bir gül goncası,
    sevgi pınarı,
Uhuvvet kokan,
    arzuların.
*
Bağışla beni
    yoksa sen o aşık mıydın,
Anadolu köylerini
    her dem gezen,
Her dem birliğe çağıran,
    derviş ve arif,
Sonra uzun uzun
    hakka dalan,
Eller duymasın,
    coşacak biliyorsun,
        gönlün birazdan.
*
Ya da aramızdaki sırlar,
    açmam ben sırlarını kimseye,
Bir postun üzerinde,
    secdeye vardığını,
Kalbine katıp,
    bir yığın sevgiyi,
Ne kadar da çok özlenmişsin,
    ne kadar da çok yoldaşın var,
Bir yığın eren,
    bir yığın evliya.
*
Anlıyor musun aslında,
    bir olduğunda tekrar sen,
Aynı can olabilirsin belki,
    aynı dergahtadır yerin belki,
Değişen en fazla,
    hayattır belki,
Nice fitneler,
    içinden geçip giden,
Art niyetli,
    birkaç fısıltı.
*
Ve hasret,
    ve ayrı düştüğün canlar,
Sen değilsin,
    en fazla değişen,
Nifaktır,
    belli ki.
*
Bir yolun başındasın,
    şimdi sen,
Canansın veya,
    bir dergahın eşiğinde,
Ya onlar,
    kalır mı,
        aynı vatan içinde,
Hep ayrı gayrı.
*
Ne sen,
    ne ben,
Olmasak da yani,
    o ayrı gayrı meclislerde,
Olmasa yani,
    o üzeri fitne tozlu perdeler,
Birkaç gönül,
    birkaç kelam,
Ve ucu hakikate açılan,
    nice pencere,
Bir anlatan,
    ve olmasa da bir dinleyen.
*
Bir de
    birliğin ve beraberliğin,
        kardeşlik defteri,
Adını aramayı unutmadığın,
    o upuzun liste,
Öğrenmediğin,
    pek çok şey,
Mesela ayrışmak,
    mesela öteki olmak gibi.
*
Peki ya senin,
    hiç mi yoktu kalbin,
Birkaç ön yargıyla mı,
    çevriliydi vicdanın
        ve umutların,
Diri değil misin hala,
    can değil misin hala,
        sevmedin mi kardeşini asla,
Mesela Ahmed'i,
    mesela Hüseyin'i,
Oysa ne kadar da,
    yakındılar sana.
*
Vakit on iki İmam'dır,
    yolun sonu ve seherdir,
Zor bir yol gibi,
    görünmekte ilk bakışta,
Bitirmek için oysa,
    bu ayrılığı,
Şimdiki an,
    en iyi vakittir.
*
Çalıyor derinden,
    birliğin saati,
Ne dilde kem sözün,
    ne de kalpte kalmış şüphen,
Hayatının asli meselesi,
    çoktan çıkmışlar olmaktan,
Bir olma halindesin,
    şimdilerde,
Yine rahmet yağıyor,
    bütün memlekete.
*
Kucaklıyorsun herkesi,
    bir meydanın tam ortasında,
Bir olurken gönüller derinden,
    ya da çok yakından,
İnsanlık hali,
    umutlanıyorsun.
*
Pişmedin mi yoksa,
    sevginin ocağında,
Ham mıydı hala ruhun
    o zaman,
Kardeşliğin kollarına bırak kendini,
    bir olmanın o güzel yanına,
Dillerde olsun muhabbet
    ve sen,
Bir Anadolu bilgesi gibi,
    hoş geldin de artık,
        can evine.
*
Ve sen bir destanın belki,
    kim bilir hangi dervişi,
Hangi meclisinde,
    kutlu bir sözün,
        kelimelerinin dilinde,
Gecenin aydınlığına karışır,
    engin duyguların,
Muhabbet akar,
    koskoca birliğe,
Almışsın sazını eline,
    dem bu demdir artık.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 28.6.2025 12:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!