Toplumsal yaşamımızda ve sosyal iletişimlerimizde esen gürültünün daha da yoğunlaştığı bir süreçten geçiyoruz ulus olarak.
Gündem dakika başı değişiyor. Umberto ECO’nun ‘’ Dünya kocaman bir olasılıklar yumağıdır’’ sözü yurdumuzda estirilen havayı daha da somutlayıcı nitelikte.
Kendi istencini değil yaşama geçirmek, kendi sözünü oluşturmak bile insanımız için kaygı verici karşılıklarla dolu.
Yaşam bizi farklı varoluşlara ( estetik, etik, dinsel ) taşıyan seçimlerimizden oluşmaktadır, diyen Kierkegaard bu topraklarda olan bitenden haberi olsaydı sanıyorum bu tümcenin eylemi olumsuz yapıda biçimlenirdi.
Yaşam geriye sarılmak mı isteniyor bu kadim topraklarda? Görüntü öyle.
Oynanan bu büyük ölçekli oyunun bir parçasıyız her birimiz.
Olasılıklar içinde bir varoluş sınavından geçiyoruz hep birlikte. Kimler yok ki sahnede? Yurdunu sevenler,sevmeyenler iç içe...
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını