Kalbim gövdeme ağır geliyor,
Başım bir urganda bağlı.
Boğazıma resmin düğümleniyor,
Darağacı yar ağacı.
İnsanın acısını toprak alır,
Buz kesiyor yorganım.
Gül mevsimi geldi geçti,
Bana bir uzun yol lazım.
Konuşacak bir baş,
Bir de ölüm gibi yoldaş.
Kaçıp kurtulmak istiyorum,
Gün doğmuyor bu illere be gardaş.
Çiçeklerim soldu ateş içimde,
Çocukluğumu özledim be anne.
Saçlarımdan süzülüyor harf harf,
Taş olsa çatlardı, gel etme.
Yalan mı söylüyor nasırlı ellerim?
Yalnızlığım yüzüme dökülür.
Yenik düşmüşüz bir kere,
Bundan sonrası hapislik sürgün görünür.
Sen gelene kadar ben çürürüm nasılsa,
Her günüm gecem parmaklıklar ardında.
Bir bilinmezlikte dakikaları sayarım,
Ne zaman akıyor ne mekân aynalarda.
Hani aşk her şeyi affederdi?
Öyle olması gerekmez miydi darağacında?
İpimi dokuyan ey hancı,
Bütün insanlar oyuncu bu dünyada.
Olur böyle şeyler hazin de olsa,
Hayatın kırıntıları hayallerde.
Asın beni bin defa, asın bir eşkıya gibi,
Kopsun kolum kanadım, kopsun sahnelerde.
Günler sonra bir gün bir sabah,
Mezarım başında bir bülbül öter.
Doğarken ölen zehir kusan yıllarım,
Bir hıçkırık duyar çok ötelere gider.
Otların uğultusunda gelir erenlerin miracı,
Açın da vurun bağrıma bağrıma.
Boyun devrilesi bozuk düzen,
Terazim ağır basar yar ağacında.
10 Ağustos 2023 / Perşembe / Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 24.2.2025 10:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Darağacında asılı kalmış umutlar, hayatın en acı yüküdür; her gün biraz daha çürür, her gece biraz daha karanlık olur." "Gönlümüzün derinliklerinde bir darağacı kurulur; her yarayı sarmak, bir ömür sürer."
sevenleri sevilenleri yar ağacı altında toplamalı
TÜM YORUMLAR (1)