yıldızlar dökülür gökten
her gece
bir göğün göğsünde
çırpınıp durur yağmurun sesi
sessizce yaşarım seni
en güzel suretinle
işte o vakit
bir damla yaş kaçar gecenin gözüne
mavilerin ve dalgaların
rüyalarımın sensizliğine
şehrin göklerine fısıldarım sırlarımızı
bir bardak çayın içinde
erir her üryan özlem
saat saat erirsin içimde
bir iksir gibi
seni içerim yudum yudum
anılar dağılır dört bir tarafa
içli bir ağıt gibi
her gece
saçlarında toplanır yıldızlar
parmaklarım tutuşur dokununca
yüreğime değer
duyguların en delişmeni
aklıma gelince
denizlerimi yeniden boyarım masmaviye
hatırlar mısın
o günkü edebiyat dersinde
biliyordum benim ismimi yazacaktın
bir yerlere
sarı defterine
masumiyetten titrerken
çiçek kokulu çocuksu ellerin
sensizlik
ayrılık alevinde kızartılmış
mil çeker gözlerime
usumda dört nala hatıralar
yol bulur
yolunu yitirmiş hislerimle
sana koşarım
şehrin bulvarlarından
kaldırım taşlarından
ve nasıl bakarım
yıktığım merdivenlerin yüzüne
zaten
ya vazgeçeceğim gecelerden
ya beklemekten seni
ya seni yeniden bulmanın
sarhoşluğuyla
kendimden geçeceğim
sonbahar akşamlarında
onca yılın yorgunluğu var üstümde
ispinozların tek bir rotaya kilitlendiği gibi
bende seni ararım
adım adım
dar sokaklarında istanbulun
sonbahar yağmurlarıyla
beraber
bir başka seni sevmek
akşam alacasında
seni sevmek dalgalı fırtınalarıyla
akşam akşam
şiir yazmak
ay ışığında
ismini yazana kadar
en derin sarhoşluğuyla
seni yaşamak
bir başka
uzak dumanında bir vapurun
rüzgarda savrulurken saçların
ne varsa yaşanmamışlığa ait
her ne varsa
akla düşünceye kadar
sorarsan anlatırım
bir ara
adı sonbahar olan bütün mevsimleri
eylül akşamları
manolyalar çiçek dökerken
bir asude yağmurda
gözlerimde
bir çok yağmur damlası
usulca akıp gider
redfer
Şiir ve eserin tüm hakları İlyas Kaplan’a aittir
Kayıt Tarihi : 19.5.2025 15:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!