ben nereden bilirdim
yaşlarına göre konuştuklarını insanların;
Kitab’a el basıp
ekmek
ve nice kutsallıklar adına
yeminler ettiklerini
Sen Deniz Feneri
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
Devamını Oku
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
ıv.
asitanda: Dergahta… (Ölünün, yıkayıcısına teslim olduğu gibi mürşide teslim olunan yerde… Ölülerin konulduğu yerde…)
girift her hâl: Her hâl karmakarışık… (Anlamaya çalışmak gerek.)
evvele ahir: Önceye sonra… (Önce’den kasıt, ALLAH… EL EVVEL… Âhir, görünüşte tüm yaratılanlar… Aslında var görünen yoklar her şey… Ölümlü, bitimli… Sonra da kalacak olan asıl O! El ÂHİR…)
ziyaya tar: Aydınlığa karanlık… NUR, ALLAH!.. Aydınlık O! Diğer her şey karanlık… Aydınlığa, ışığa, NUR’a muhtaç…
cebre iradi: CEBBAR olan O! İRADE O’nun! Külli irade… Bizdeki cüzi…
eşik hiçbir yer: Eşik, ne iç, ne dış… Hiçbir şey… (Ana karnı, dünyaya geliş… Dergah kapısı… Yokluk yeri… DER: Kapı… VİŞ: Eşik… DERVİŞ: Kapı eşiği… Benliği yok eden… Kapı eşiğinde oturan… Onca mütevazı…)
çünkü o bağ: Benlik, ayağa bağ… Bukağı… İlerlemeye mani… Engel…
bîrûnu bâtına: İçe ve dışa… Maddeye ve manaya…
mîlâdı mevte: Doğuma ve ölüme…
ademi kevne: Varlığı yok etmeye…
vasleden: Vuslata… Allah’a kavuşmaya… BİR’de BİR olmaya… (TEVHİD)
ııı.
ah bin şikâr: Ah, binlerce av! Her bir canlı bir av… Yakalanacak ölüme, nihayetinde.
sırat köprüsünden mi: Sıra köprüsünden mi?
yok düştüm rahmine annemin: Hayır, annemin karnına düştüm.
kırk kulaçta vurgun: Öyle bir düşüş ki bu! Okyanus dibine düşercesine!.. Oysa kırk kulaç inildiğinde vurgun olur denizlerde. Ne kadar vahim vir düşüş!..
yahut dalında pıtrayan tomurcuk: Ya da dalında patlayan bir tomurcuktum. Annem dal… Ben tomurcuk, karnında…
ya gecikmiş doyumun hazzı: Ya cennetlik… Sonsuz bir hazza gark oluş beklemekte beni… (Dünyevi veya uhrevi…)
ya çarmıhta ıstırap: Ya cehennem hayatı… (Kader… Yani kaderim… Oysa ne kendimi ne de de geleceğimi bilmekteyim.)
Ferhat kardeş sınavda başarılı olamadın galiba.
Ciğere yetişemiyen kediler gibi sesin çıkıyor.Ben size yakıştıramadım doğrusu.Benim tembel torunumda aynı senin gibi dersine çalışmıyor kırık not alıncada hocasına demediğini bırakmıyor kerata zaten onunla başımız dertte birde seninle uğraşmayalım evlat hacılara hocalara dil uzatma çarpılırsın alimallah:)))))
ıı.
iki bin üç / soğuk kasım / divanda gece: 2003 Kasım… Gece de huzurunda Allah’ın…
ben demedim – Söyleyen ben değilim.
o an hiç sormadım – Hiçbir şey sormadım o an…
düşünmedim – düştü o: Düşünmedim. O bir düştü. (Yaratılışa dair görülen bir düş olabilir.)
“samanyolunun ekvatoral mevsimi” Bu, başkasına ait bir söz olmalı ki tırnak içinde…
***
İmge
arz bedene cazib: Yeryüzü yani toprak, bedene çekici görünür. Onu çeker ve yer. Yer, insanı yer.
sermed hayale: Haylimiz de süreklilik, ölümsüzlük ister, yok olmama…
ı.
tevessüdeymiş: Genişlemekteymiş (Evren genişlemekte…)
her biri yıldız olsun harflerin: Harflerin her birini yıldız kabul edelim…
........y...a...y...ı...l...ı...y...o...r...m...u...ş
y.....a..... y....ı.... l.....ı....y.....o....r....m....u....ş : Konuşuyoruz, yazıyoruz… Harfler çoğaltıyoruz. Bunlar evrende yok olmuyor. Artıyor, artıyor… Aynen öyle artmakta yaratılanlar, evrende… Galaksiler, siztemler, yıldızlar var olmakta mütemadiyen…
zahir ıramakta birbirinden cisimler: Görünüşte uzaklaşmakta her şey birbirinden…
acaba ne hızla: Hızı bilinmemekte…
genişliyormuş mu evren: Evren genişliyormuş.
ama nereye kadar: Fakat nereye kadar? Sonsuz…
her solukta soluksuzluğa mecbur sorular: Bu sorulara cevap vermek zor. Sözcük çıkmaz, ses soluk kesilir.
***
Savcı şiir zindan
Kimi zatlar özele yazar
Yazar kimi zatlar özele
Zatlar yazar özele kimi
Özele kimi yazar zatlar
İlham yemiş bit ile ot
Kuyruk acısı travma
Giyinimiş sallar kot
Şiir dediği havlama
Yanarlarsa döner yanar
Yanar döner yanarlarsa
Döner yanarlarsa yanar
Savcı şair olunca tutar
Sözcükler imge kanar
Başlık baştan saç kokar
Final yürü oyduk zindan
Adam kadın bacadan düştü
Düştü bacadan kadın adam
Bakın şiirle hesap verdik
Şair olduk edebiyat yedik
Hakimin donuna pir girdik
Gizli tanıkla uçtuk sanat
Adam olamadık şiir olduk
Olduk şiir olamadık adam
Şiir adam olduk olamadık
Savcı şiir zindan
Zindan şiir savcı
……..
……..
.…….
Zihnen engelli ve özürlü olanlara atfen.. Şiir onların da hakkı!
Gündeme bak aya bak
atmam kimseye dayak.
kaç yıl olmuş bir sayak?
Öğrenciler kıyılıyor muş
1960 götürüyormuş.
Bu kıymayı çekenler
siviller mi?
erler mi?
Generaller mi?
haberaller mi?
sor bakalım millete
Bu kıymayı yerler mi?
Şiir söz dinlemiyor şair nasıl dinlesin.
12 haziranda yerler gökler inlesin.:)
Ben nereden bilirdim..insanların yaşlarına göre konuştuklarını.. Kitab’a el basıp...ekmek ve nice kutsallıklar adına yeminler ettiklerini..elbette bu satırlar yılların birikimi nin duygusal bir yansımasıdır.sadeca şu mısrada bile insan hayatının,onu kuşatan düzenin ve binlece samimyetsiz insan tutumununun haykırışları var..şiirin bu derin felsefi yaklaşımını gözden kaçırmamak gerekir. şiir hem kendi içselliğinde geziyor,hemde dış boyutlarıyla hayatı tarıyor.bu tarayış esnasında hayatı özetleyen konsatre edilmiş duyguların çözülüşü aklın o engin algısında yerini buluyor sanırım..saygı ve sevgilerimle..
Herkes kendi gerçeğini, kendi hayalini, kendi yorumunu yazıyor.. şiir hayatın kendisi, şiir bir yaşam, şiir bir seçim.. şiir hayatın her alanında..Şair de öyle.. (isterseniz bu yazıyı hiç degiştirmeden her gün kesip buraya yapıştırabilirim).
Keşke Meneviş hanım burda, bu köşede ve bu site de..saf ve öz boyutlarıyla şiir yazılıp şiir konuşulsaydı..Keşke edebiyat olsaydı.Bakın kaldırın başınızı bakın..ne tür reklamlar..bir tıklama ile karşınıza alamayacağınız madde, kuramayacağınız ilişki..ve oy veremeyeceğiniz durum söz konusu değil..
Söyledim..iki kere beş kere..ve söylemeye devam edeceğim.. Ben de sizin gibi saf ve özümseyerek şiir seven ve ona kendini, kendi tarz ve alanında vermiş biriyim.. Burada, ne A ne B partisinin..ne A ne de B inanç türünün reklamını, borazanlığını yapmıyorum...
Şiirin ve şairin genel olarak insana, topluma ve halka ve günlük yaşama sorumluluk, sevgisi, acisı, başkaldırması ve etkisi, vicdanı ve tepkisi olduğuna inanıyorum.. Ve bir kere daha dile geliyorum..
Diyelim ki kimilerinin şiir ve şair gerçeği sadece birey odaklı, yanı, böğrü..içi dışı nedir onunla ilgilenelere..günlük olay ve gelişmeleri kapanmışlık ve onları tv..kimi yandaş medyada izleme eğilimindeyse..
Kalkıp buradan onlara, benim toplumsal gerçeğimle gündem yazın yorumlar yanısıra diye, dayatmamı yapmalıyım!
'kanlı zalimin ettiği işler
garip bülbül gibi yaralar beni
yağmur gibi yağar başıma taşlar
ille dostun gülü yaralar beni'..
Ve bir olumlu tarafta şu: Burada öyle dönemler geçirdik ki..kaşın üstünde gözün var diyeni hemen bir ´del´ tuşu ile afaroz ediyorlardı.. Sonunda anlaşıldı ki her ´del´ e basıtıklarında esasında kendilerini afaroz ediyorlarmış..Kaç tane canlı örneğini gördük..
Bunların karşısında şöyle diyorduk.. Buarada ki insanlar düşünmede, ne yazdığında..ne için yazdığında engelli okuyucu, yorumcu, şair değil ..Bu köşe bırakın kendi kontrölünü kendi yapsın..
Ve şimdi bakıyoruz da..biri karşına çıkıyor..şair..yorumcu ya da..yoğurtcu buranın avukatlığını, kimi sahipliğini..kimi şairliğini..kimi ayaranını, kendi malı, sayfası, kitabı gibi satıyor ve koruyor ve ne etikdir, ne değildir..ne yazılır..ne yazılmaz uzmanlaşıyor..Samimiyim..iyi iyi ve oturaklı bir gelişme!
Ancak ben hiç kimsenin ne şiirlik tarzında ne imanında..ne de gerçeğinde ne de ne yazdığında değilim ve olamam da..
Sonuç..:
Evet ne diyordum..o halde biraz robotlaşalım.. ´şiir hayatın kendisi, şiir bir yaşam, şiir bir seçim.. şiir hayatın her alanında.. şiir dediğiniz işte budur! Şair de öyle hislerle herhalde bu şiiri yazmış`
Saygıyla..
''ben nereden bilirdim
yaşlarına göre konuştuklarını insanların''
diyerek,insanların akıl ve birikimlerine göre konuşması gerektiğini güzel bir tecahül-i arifle dile getirmeniz takdire şayan ey Şair...
''iki cambazın
kaç ipte yaşadığı'' bende'nizin de müşkil sorularımdan biridir son zamanlarda...
Siz,yorgun denizcilerin ayaklarını öpedurun,bende'niz de hürmet ile öperim ellerinizden...
Selâmâ...
Hasan Fahri TAN
Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta