Ne yaman fırtına bu
Gök kapkara rüzgar kızgın
Savuruyor tozu
Ne yaman saldırı bu
Dolarla avroyla gelmiş
Ne güzel bulmuş en zayıf yanımızı
Aynı yaprağı bin kez milyon kez açıyor ağaç
Su göğe yükselip milyarlarca kez iniyor yere
Arı milyarlarca kez yapıyor kovanını balını
Bir dal ucuyum yapraklarımda özsuyum
Güneşe kaldırmış gibiyim kadehimi
-bir-
sevi dersi vermiyorum
sevi dersi aldım
çiçekler kuşlar sevgililer
Şiirim önce dadaydı
Sözcükler sıralarını unutmuş
Anlamlarını bir yerlerde düşürmüştü
Aşkım önce dadaydı
Dut dalında dudaklarım bülbüldü
Sarkan dal eziklerim ağaç altı
şu paracıl toplumda
herkes birbirine
sanki bir şeyler
satmak zorunda
yalnızlığı satamıyor kimse
Karşımdaydın tam
Tam karşındaydım
Yer yıldıza kesmişti
Gök çiçeğe durmuştu
Önce gördüm kokunu
Saçılmış yürek yüzüme
Sözcükler kırık metaller
Dilimde pas tadı
Elimde pas izi
Dokununca sözcüklerime
vatanını seviyormuş oğlum
bunu anıtkabiri gezerken anladım
bilim adamı olmak isteyişinden
ağaç dikerken kürek tutuşundan
yurtta barış dünyada barış
sen son yarışımın birincisi
yaşam dörtnala koşmak değil diyorsun şimdi
yaşam dimdik durabilmek dört toynak üstünde
böyle desin bırak gönlünün bildirisi
yaşam yan yana koşmak
bir de tay bırakmak düzlüklere
Kahverengi tonlarında onlarcası
Düşüyordu yüreğinin kapısını açtığımda
Hafif bir rüzgar vardı
Kapıyı araladım biraz daha
Eşik geçmem için çok dardı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!