Bir yok oluştan doğurduğu için kendini suçlu sayılırdı.
Suçluydu da bir bakıma.
Çünkü soyunmuştu bağışlanmışlıklardan
Ne kendisi vardı içinde bu anın
Ne de anların bir toplamı vardı..
Neresinden baksan
Sevda iklimiyiz biz seninle.
Giyinip anaçlığını
alıp düşlerini koynuna,
düşün sevgilim.
El ver
Sıyır günden tinimi, tenimi
İster ilkel kıl ister dünyanın sonuna rakım kalasıya ileri sal
Öyle evirip çevirip öyle bir konum ver ki
Ne eğreti durayım Allah’ıma ne de insanlığıma.
de ki sade tinim
rüzgarlar üşütmez savurur beni
kar beşiklik eder bana
yagmur ellerim olur tenlerden süzülen....
de ki bir umuttan ibaretim annemin karnında
I
Hayyam’ın gözleri atmosferde bir tabakaydı,
Yere bayağı yakın.
Ben, her zerremde toprak kokacak kadar yerdeydim,
Yıldızları gördüm.
Kimi geceler vardır,
Kendini hasretin koynunda hisseder insan.
Susmak gelir dayanır gırtlağa
Damarlarının sesini,
Geceyi esrarengiz kılmaya çalışan böcekleri duyarsın.
Her esmer yürek
bir gül düşürür geceye
Her sevda
bir sessizlik
Gitmek kelimeleri ıssızlığa gizlemekse
Gidişine gülümseyen bir ses bırak
Seni anlatmak senin bile ötende çocuk!
Seni anlatmak için Tanrı’nın gözlerine bakıyorum...
Sokağı esrarlı kılan duruşuna
Kırpık saçlarına
Kelimeler şehirleri alır içine,
Şehirler sokakları.
Aksa da gün boyu anlamsız bir uğultu,
Çocuk gülüşlerinin yankısını taşır geceye sokaklar.
Gece gündüz gizlediğimiz yüzümüzü saklar.
I
Umudumda,
Uçurtma uçuran bir çocuk gülüşü vardı.
Düşüncem,
Bir okyanus rüzgarı gibi üşütüyordu ellerimi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!