Bir küçük kız gülüşünü unutmuştu
papatya tarlasında
kâğıda çizdiği çöpten bebeği
ölen minik kedisini yanyana gömdü
eliyle toprağı tümsekleyerek mırıl mırıl sessiz
bir dua eşliğinde
bir başka gün aynı sıraya
papatyadan tacını da
bir daha hiç kır görmedi
ne yol ne ağaç gördü
tirşe yeşili gözleri
oysa yol özgürlüktü kaçıştı
adına kent dedikleri
ölü sabahlar ve öğlen üstleri
bir tek sevdi ikindileri
babasının okuldan aldığı saatlerde
elele eve dönüşleri
sonra babası da öldü
bu kez evinin çıplak bahçesine
sırayla mezarlar kazıp bir baba
bir ağaç bir yol çizip gömdü derinlere
gömdü herbirini yan yana
çocukluğunun mezarlığına
taze toprak kokulu yabancı bir mezarın üzerinde
çiçek gördü
alıp birini kokladı çiçeğin
nasıl da baba kokuyordu buram buram
hayatı ölü sabahlar ve öğlen üstleriyle geçiyordu
bir tek sevdi ikindileri
her gün aynı saatlarde
günlerce bekledi babasını
bir gün bir kadın öğretmen çıktı
okulun kapısından
elinde bir demet papatya vardı
küçük kızı gördü öğretmen
mosmor yanaklarını
titreyen bedenini sarıp ısıtmak öpmek istedi
büyümüş öğretmen olmuştu ama
o küçük kız her yerde çıkıyordu karşısına
bir dal papatyayı çıkarıp demetinden
uzattı
gülüşünü papatya tarlasında unutan kıza
24/Ocak/2011/Pazartesi/Ankara
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 24.1.2011 18:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

papatya tarlasında
kâğıda çizdiği çöpten bebeği
ölen minik kedisini yanyana gömdü...
özellikle giriş kısmı çok başarılı.
şaireyi içtenlikle kutlarım...
TÜM YORUMLAR (2)