Tut ellerimden
çocukluğumuza gidelim
Yüzleşelim unutulmuş hayallerimizle
Kanatlansın küçük sevinçlerimiz
Yeniden uçmayı anımsasın yüreğimiz ...
*
Bir bakışki açıyor gönül muammasını,
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Devamını Oku
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Tut ellerimden
oturalım bir kış akşamının dizlerine
Buğuludur şimdi penceremizin camı
Sokak lambaları da yanmıştır birer birer.
İnsanlar geçiyordur önümüzden , hepsi dost_ arkadaş............. hepimiz çocukluğumuza özlem duyuyoruz peki neden?
Çünkü o devirlerde bu kadar kirlenmemişti dünya ve yozlaştırılmamıştı insan saf ve temizdi duygularımız
*
Ah bir gide bilsek, dönebilsek o günlere...
Şu dünyanın kirinden arınıp, kahrına bulanmadan kin nefret tohumlarının sarmaşık gibi dünyayı sarmadığı o çocukluklar ki, ak pak saf yüreklerin oyunlarını oynasak yeni baştan,
yeni baştan sabahların güzelliklerine uyana bilsek bir tebessümle günaydın diyebilsek çocuk saflığımıza...
Oysa yaşamalıydık aydınlığı, karanlık bastırmasa
Yaşamalıydık baharın, yazın güzelliğini
Yaşamalıydık kışa hazırlık yapmanın huzur ve zevkini...
Çaldılar elimizde ne varsa
Çaldılar geçmişi, elimizde kala kala meçhul bir gelecek
Oda dizelerde kalmış bir kaç aydın şafak türküleri...
Diyerek güzel şiirinizi kalben kutluyorum Hümeyra Hanım...
Saygılarımla.
Elini bi tutsa, hemen ısınıverecek her yer... 'tut ellerimden' işte bundan...
Büyüdükçe kirlendik galiba o nedenle en saf ve temiz dönemimiz diye 'çocukluğumuza' kaçmak istiyoruz sıkça... o içsel yolculuk bile bir süre rahatlatıyor bizi...
Birlikte kurduğumuz hayaller de temizdir elbette yaşanan kirliliklerden... Onlara gitmek de bir kaçıştır bazen...
Soba, üzerindeki çaydanlık ve tencereler, közlenen kestaneler... Ne kadar uzak şimdi ve ama ne kadar tanıdık... ve ne kadar özlemişim....
Hadi gidelim Sevgili Öğretmenim... Mutluluğu yakaladığımıza inandığımızla ilk önce çocukluğumuza gidelim... Hatta mümkünse orada kalalım... Kirlerden uzak!....
Bakın o zaman yürekler nasıl sıcacık olacak... Sımsıcak!.... :)))
Şiir günüme çok iyi geldi, içim aydınlandı sanki Öğretmenim....İçtenlikle kutlarım... ,
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle... Sevgilerimle.....
Elini bi tutsa, hemen ısınıverecek her yer... 'tut ellerimden' işte bundan...
Büyüdükçe kirlendik galiba o nedenle en saf ve temiz dönemimiz diye 'çocukluğumuza' kaçmak istiyoruz sıkça... o içsel yolculuk bile bir süre rahatlatıyor bizi...
Birlikte kurduğumuz hayaller de temizdir elbette yaşanan kirliliklerden... Onlara gitmek de bir kaçıştır bazen...
Soba, üzerindeki çaydanlık ve tencereler, közlenen kestaneler... Ne kadar uzak şimdi ve ama ne kadar tanıdık... ve ne kadar özlemişim....
Hadi gidelim Sevgili Öğretmenim... Mutluluğu yakaladığımıza inandığımızla ilk önce çocukluğumuza gidelim... Hatta mümkünse orada kalalım... Kirlerden uzak!....
Bakın o zaman yürekler nasıl sıcacık olacak... Sımsıcak!.... :)))
Şiir günüme çok iyi geldi, içim aydınlandı sanki Öğretmenim....İçtenlikle kutlarım... ,
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle... Sevgilerimle.....
Geçmişe sığınarak, güneşli günlere doğru koşarken şair kardeşimin isteğiyle elini tutup zamanın gerilerine yol aldım heyecanla. Sıcak bir yatağın içinde yatarken, tavanda dans eden sobanın alevlerinde takılı kaldı gözlerim. Ya ellerim? ellerimse; yanımda uysalca hırıldayan sessiz bir dostun yumuşak sarı tüylerinde sıvalı. Uzaktan öten bir bekçinin düdüğünden gelen tiz bir seste kulaklarım. Masal dinlemesem olmazdı tabi ki, başım ise, yılların özlemiyle dolu olan ninemin kuru dizlerinin üstünde kaldı. O günler ne kadar güzeldi, şiir de... Yüreğine sağlık.
Bir resim çiziyorum ufka oturup şems vakti.
Hiç kimse benzemez kendine duyulur.
Ve sabahın uyandığında.
B/aşka bir yola girer kuşlar.
Şarkı söyleyecek uzaktan ötekiler.
Hala orda arka sokaklarda konuşuluyor anılar.
İhtimal var,
Toz kaldırabilirmi paltosu delik deşik olan.
Böyle izliyordu bacaları gözüm.
En iyisi oldu duvarlar arasından yansıyan sesle.
Gönlümü kızartıyordu ve biz kartaneleriyle birbirimize b/akarken.
Çevredeki kalplerden hiç kimse bilmez duaların sayısını.
Sersemlet vakit sokakta yeni bir ateş yaktığı zaman çocuk.
Ve bir nakarat.
B/aşka şey yok lambanın altında yanmayan sobadan, boş tabaktan başka.
Ve insanın merhametinin ardında çiğnendi sevgi.
Yüreğinize sağlık
Arık "üşüme mevsimindeyiz..."
Zaman bize erken değil.. Önümüzde saymaktan yorulacağımız yazlar, baharlar yok artık..
Bir sonbahar, ardından kış..
Ve hep üşüyeceğiz!
Çocukluğun o umarsız, tasasız, dertsiz, oyunların ve umutların el ele verdiği günlerine dönme isteği..
Ne güzeldi Öğretmenim..
Kutlarım...
Duygu yüklü şiirinizi
Beğeniyle okudum
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta