Kayboldum hep aynı yöne gidiyorken
Dünya tersine döndü galiba bitiyorsun
Gece gündüz kavgasında kim galip geldi ki
Hep aynı şeyleri soruyorsun
Kim bilebilir ki güneşin doğduğu yerleri
Son kez cümleler düğümleniyor boğazımda
Haykırışlarım suskun ve umutsuz değil bu defa
Kaybedecek bir şeyim yok
Yazıyorum alelacele ve umutlar serzenişte
Soruyorum ben kimim
Her sabah seni isteyerek uyanıyorum...
Günaydın yalnızlığım..
Düşlüyorum belki de söylemekten çekiniyorum, korkuyorum..
Gerçekleri duymaktan,
yorulmaktan,
sensizlikten
Göğüs kafesinin ortasında
bir kuş kanat çırpıyor
Yalnızlık kalesinin zindanlarında
Kanatlarından tüyler dökülüyor
Her geçen gün biraz daha küçülüyor...
Küçük bir devrim büyütmüş içinde
Umutsuzlukla mutsuzluk el ele tutuştuğunda ve kardeş olduğunda gerçeklik belirsizlikle
Kaybettiğinde kendini sinir sınırlarını kaldırdığında ötekileştirildiğinde berideki
Bulamadığın şeyleri başkasında aradığında
Yükseldiğini görürken başka bir yıldızın dolmuyorsa gözlerin veya ağlıyorsan yerli yersiz
Bir Türk filmi kıvamında görüyorsan geçirdiği günleri
Bir kere bile inandıramadıysa Tanrı seni aşka
Sesinde mavilik,
Düşler Ülkesi'nin ülkü tonunda
Yıldızlarına almış ışıklarımı
Ben ondan karanlıksam,
O elbet benden aydınlık kalacak.
Ona uzanıyor yıllar sonra elim..
Yerdeki yansımamız gökyüzüne ulaştı
Bu suretler bu bedende biraz fazla dolaştı
Işıkları yağmurları aşıp geldi melekler
Biri sağımda biri solumda gökyüzümü öbekler..
Nereye gidersem gideyim
Hep içimde kanayan bir yara
Nasıl oluyor da durmuyor
Kabuk tutmuş acıyor hala..
Söylesene;
Nasıl mutlu olabilirim?
Yarımlar kalır geriye tamlardan
ve eksik bıraktığını bir başkası tamamlar.
Her şey bir tamdır da bir sen mi eksiksin Nazım.
Nazım şiire; şiir kafiyeye odaklar..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!