Gecelerine sis düşmüş asker
Gündüzleri kan kokan asker
Uykusuz kirpiklerin donmuş,
Siperine ateş düşmüş asker
Sevdiğin seni ister,
Önce çocuk halini sevecegim
Saçlarını tarayacağım ben senin
Yalınayak bana yürüyeceğiz
Elimi tutacaksın sen benim
Büyüdüğünün farkında olan çocuk,
Göster artık hünerini
Dön bana
Tayfına tutun suretimin
Saatlerce koş
Şimdi Ankara'dasın
Kimbilir kiminlesin
Ne yapıyor ne düşünüyor
İnşallah iyi haldesin.
İstanbul'da yaşayan şair
Elimi yıkarken aklımdaydın
Su içerken sokağa çıkarken.
Kedileri sevmezdin biliyorum
Yüzün aklımdan geçerken,
Dizinde bir çocukla mı oynadın?
Sarı mavi renklerle başladı telaşım.
Yeşil ceketinin düğmeleri kadar
Ancak vardı yaşım.
Köprü taşlarına yazdığım
Üç kelimeden ibaret kaldı
Ömrümde gençlik çağım.
Nasıl benzetiyorlarsa yüzünü
Bir yosmanın suratına..
Konuşuyorlar durmadan
Atılıyorsun edepsiz dudakların kucağına.
Mevsimlerden sonbahar,vakit ikindi.
Ruhumda farklı iklim esintileri.
Fırtınaya dönüşen rüzgarların sessizliği.
Dalmışım! uzaklarda çığlık sesleri.
Saat ve tik tak sesleri,zamanın sözleri.
Şerefe!
Mirası zulüm olan
şerefsiz nesillere
Şerefe!
Zulmü miras alan
Fahişe gönüllere
Korkunun ayak sesleri
Kulagimda tek nota
Sifir üç depremlerine yenilmis
Ruhumda sesler çığlık çığlığa
Tüm gece kendime sastim



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!