Soluduğun hava bastığın toprak
Kokmuyor buralarda.
Kaldığın sokak,yüzüne inen sağanak
Çok uzaklarda.
Anlamsız başıboş yürüdüğüm sokak,
Soluduğum hava bastığım toprak.
Akşamüstü uyanışlarım olmasa
Seni nasıl düşünürüm bilmem.
O kadar sinmişsinki içime
Seni unutabilirmiyim bilmem.
8 Nisan 2005
Bugün beni anlama.
İster kına ister kınama.
Nerden geldiğimi boşver,
Yüzümde anlam arama.
Sakın bana sual sorma.
Sen kafamda organize bir yalan
Sen bastırılması imkansız isyan
Gelmeyebilirim
Bugün eve dönmeyebilirim
Deniz bilmez bozkırlar ortasında
Fırtınaya tutulmuş yelkenli gibiyim
Tepelerin önünden geçti.
Şehirlerin içinden aktı.
Köylerin ardından baktı.
-adamlar tesbihli,kadınlar çıplaktı
Hani boylu kadınların sırtında yükler
Hani beyaz gömlekli adamlar vardı.
Yüzünü döküp sinene
Beni düşünüp ağlar mısın?
Öyle mahçup elin yüzünde
benim için ağlar mısın?
Ruhum tırmanışta
Yalnızlık uzayan fildişi kulesi gittikçe.
Büyüdükçe gözlerin büyüyor
Bin yoksulu doyurur sandığım yüreğimde.
Bir bilsen içimde ezdiğim kelimeleri
Herkes uyuduğunu sanırdı.
Sabahtı,bahar yaprak kopartandı.
-soğuk sana yakışırdı-
Kahvaltı yapmayı gene unutuyordun.
Sen uyurken
Kimse seninle konuşmamıştır.
Ülkenin en ücra köşesine
Uyku çökmüşken,
Kimse hayallerle yorulmamıştır.
Ah bir uykun kaçsa!
Bir rüzgar istiyorum,
Hiç esmemiş olsun.
Ağaçları kaprisiyle okşasın
Senden bana koşsun.
Bir rüzgar istiyorum,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!