Özümün  sensizliğin özlem  sahilindeki feneri  sönmeden, hazanlarımın yaprak döken  sol yanında  kavuşmak özgürlüğü  yok saydı mutluluğu.
Dilim başka bir ismi  yazamıyor kara bahtımın   bir bir  dökülen yapraklarına. Kalem yazmıyor  seni ektiğim yüreğimin vadilerine başka sevdaları… Gözbebeklerinin  bol  köpüklü telvelerde  fincancının katırını kaçırdığı anlardayım. Sana alışmanın sürgün kemerlerinde ufkumun  mavi sularında  kara sevda salımı   nice sallara  yürütüyorum.
Arzularımın dayanılmazlığının sirenleri  çalıyor,senden gittiğim  ve başka  nefes nefeslerde kaldığımda.Hevesleri kursağında kalmış,gecelik yaşatmaların ten ile  tin  arasında geçici huzurlarda  bu  dert beni verem etme yarışındadır bilesin.Bir ömrün derinlerine,vedalar  ısmarlayan deniz köpüklü bir öpücük istedim senden son kez.Küskün  bir şarkı dinlemek istedim senden.Sesin  güzel değildi,nefesin  yeterdi,son bakışın,son gözyaşlarınla   küskün bir şarkı söyleseydin,bari  vereme verimli akışlarım   huzur bulurdu.” Git  msn  listendekilerle  mutlu ol demenin demosunu  dinlete dinlete  küskün şarkılar  dinleyemez oldum. Senin bu  tümcen  işte şarkım, listemdekiler kimdir bilmeden   Git msn’deki   250  kişiyle konuş…
Evet,o listem var,evet,listemde kimler yok ki…Her kıtadan,her yürekten,  her sevdadan, her  terk edilmişliklerden, her acıyı yaşayan, her renkten, he sensizliğe benzeyen, her  bana benzemeyen , her bizli olmayan   herkes var…Yüreğimin öğrencilerini  demek kıskandın..Demek ders verdiğim, ders aldığım   yürek  mahzunlarımı da kıskandın.. Senin listende ben  var mıyım acep …Sildin mi?  Ya da engelleyip  online oluşumu  gözlüyor musun? Çevrimdışı aşklar yaşıyorum,çevremdışı,arzumdışı arzular yaşıyorum.
Ardında bıraktığım hüzünlü saatlerin akrebi hep beni  sensiz  uykularda  ısırıyor. Ne zaman saat  gidişinin  saat 16.30 ‘unu  gösterse gözlerinde yitik
gözyaşlarının akışından yüreğime inen seller  gelir aklıma.
Sarmaş dolaş sensizlikten kalkınca, o ölümsüz sarılmaların  suskunluğu başlar  ağlamaya. İsimsiz güller gibi her soruda  farklı    bir bülbül  gibi sana büyüdüm, sana öttüm  çaresiz ve sesi kısılmış  gelişlerin  demiyle.
 
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen
Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim





Sen ile sen arasında bin desen örüldü.Bin güzelin nazında yıkandım,bin gece herkes masalını anlattı; ama gamzenin okunması sinem çaktı geçti. Ha bir de beyaz tenindeki beninden binlerce ayet okuyor izzet-i nefsim. Zülüflerin kement etti,boynuma takıp sensiz şiirler yazıyorum…Ki bu yazıma kızacak birileri de olcak…Sen kalbimdeki aşk lekesisin seni silmek için yazıyorum
Tek terapim yazıncalarım,sakıncalarım… Kaç kez arındım ben senden, gül bakışlarında gamzen içten içe kanatıyorken benimi,o benin benden bin ben ağlatıyorken tut ki bugün yine senliyim.Bazen senli anlarım depreşir,oturur çevrimdışı sensizliği yazarım.
İçimi,özlemimi kangren acılara ölümsüzleştiren gelişinin saçaklarından damlar dahil olamadığın yaşamlar.Her gece binlerce göktaşı düşer yüreğimin volkanlarına
Faylarım vahlarımın peşinden giden bir sevdalı bir çocuk gibi koşar ve beni dermansız bırakır
Size böylesi şiirler yazdıran hazine gibi yüreğiniz dert görmesin kutlarım
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta