Daha hissetmediğim
Duygularım var tenimde
Henüz yaşamadığım
Asklarım var kalbimde
Hala söyleyemediğim
Sözlerim var dilimde...
..
A slında hiç bir şey için yaşadım varsay
Y alnızlığa inat herşeyi ve beni yoksay
L üle saçlarına dolandığımı varsay
İ stersen kes at, istersen yoksay
N üks etmiş sevgim, o yüzden hastalık varsay
Y osun tuttu yüreğim, sensizlikden kaldım karanlıkda sen yoksay
..
Malesef yasamak zorunda kaldigim ve acisini
asla içimden atamadigim;
'benim neyim eksikti'
sorusunu binlerce kez kendime sormama,
neden olan olay..... ihanet
..
Tut elimi tut, ver bana cesaret,
Hapsoldum gönlüme, bitsin bu esaret.
Aç kapımı aç, beş boğumludur kilit,
Ben yalnız çıkamam, önümden sen git
Ver dosyamı ver elime gideyim,
..
Ruhumun gergefinde sen içli bir desendin
Her ilmeği atışta nakışı yine sendin
Öyle bir acı ile söktün içimden seni
İzi duruyor hala unutmadım buseni
Cesaret bulamadım belki de kaybederim
..
Bir dilberin gözlerinden geçerken
Ağlamalı gözbebeklerin
Kendi yangınını, kendin söndürmelisin
Seviyorum diyebilmelisin mesela
Utanmamalısın hislerinden asla
Gerektiğinde kal diyebilmektir marifet
Gitmek gerektiğinde, gidebilmektir cesaret
..
Nefretim esir eden imkansızlıklara
Ve mutlulugu vadeden yalanlara.
Sevinçlerin ısıtıtğı bir akşamda
Donmak istiyorum acılarımla
Ateş gibi isyanlar var yüregimde
Dağılıyor umutlarım her çöküşümde
Korku düşmanım olmuş gecelerde
Sığınacak bir cesaret yok içimde
Not-Bu şiiri besteleyerek youtube da yayınladım.Dinlemek isteyenler -esir harika bir amatör şarkı - yazarak dinleyebilirler.
..
Suçsuzluğun suç olduğu zamanlarda sevdim seni
Karanlık zindan oldu bana gözlerin
Sözlerinse bıçak
Vursan,saplasan tenime
Benliğim yok olacak
Deli rüzgarlarla okşadım tenini
Elimi uzatsam sanki yok olacak
..
Sana,
Sana,
Ve yine sana.
Bu siirler sadece,
Yalniz sana.
Elbet cesaret gelir bana,
Haykiririm askimi,
..
Yalnızım… ilk defa bu denli açık yazıyorum bu satırlara… hayret ediyorum kendime, cesaretime gülüyorum… neden aldım bu kalemi elime bilmiyorum… içimdekileri neden yazasım geldi birden bire ben de anlamıyorum…
Ümitlerimi arıyorum kendimi kaybettiğim zamanlarımdaki gibi… ve ilk kez korkuyorum… çaresizliğimle yitirdiğim inançtan, belki de yalnızlığımdan… korkuyorum çünkü bu hayatta yalnız olduğumu biliyorum… elimi uzatınca tutacak, yere düşünce kanayan yaralarımı ‘kızım’ diye saracak kimsem yok… gözyaşlarım, acılarım ve içime sığmayan gençliğimle bir başınayım…
Özlemlerim çok benim saklayamadığım… sevgiye, şefkate ve aileye olan açlığım büyüyor git gide… şimdi böyle konuştuğuma bakmayın, eskiden bu kadar karamsar değildim… çünkü o zamanlar eksikliğini hissetmediğim şeyler vardı elimde… ne getireceği belli olmayan kader, yeri geliyor yersizce elimizdekileri de alıp götürüyor… onlar kayıp giderken avuçlarınızdan siz sadece izliyorsunuz…
çaresizlikle Baş başa kalınca uyandım ben de pembe gözlüklerimi takıp uyuduğum rüyadan… geçmişim de kalanları bir kıvılcımı körüklemek kadar aptalca buldum hep… korktum onlarla yüzleşmekten… içine düştüğüm bataklıklarda bile, yıldızlara bakmaktan vazgeçmedim… karanlığa sığınan yalan dolu insanlardan, ümit ışığına tutunmayı başarmıştım…
çarelerim tükendiği zamanlarım da oldu zamanında… böyle anlarımda inandım tek çarenin içimdeki ben olduğuna… çok geç olsa da tanışmıştım sonunda hayatla… iyi yüzünü görmek nasip olmasa da şu gönlüme, çoğu zaman vicdanının sesini de duyabilmiştim çok uzaklardan gelen çocuk sesleri gibi…
şimdi ümit biriktiriyorum kaybolan yıllarımda… tekrar kalkmak için ayağa cesaret tohumları ekiyorum, kuruyup giden gençliğimin bahçelerine… korku var hala yüreğimde ama, ben de uyandım artık uyuttuğunuz yalanlarınızdan… açıldı gözlerim sayenizde…
madem bir oyun oynuyoruz, atın zarları, çevirin kartları… çünkü artık ben de varım.. kaybedebileceğim her şeyi hayat aldı zaten, kalmadı hiç bir şeyim… tek bir servetim var bu masaya koyabileceğim… vazgeçtiğimi sandığınız geleceğim… bu kumarbaz dünyanın sahtekar insanlarıyla oynayacağım son oyun olacak… ve bu sefer üzgünüm baylar, merhamet beslemiyor kalbim uzun zamandır, gözleriniz şaşkınlıkla dolacak… yanacak canınız, benim içimdeyse bir hayat doğacak… alıştırsanız iyi olur kendiniz şimdiden … çünkü intikamım ölümle dans ediyor olacak...
..
Yüzüne Bakmaya Cesaret Edemediğim Sana Sesleniyorum
Ölümden Öte Sevgilim Sana Sesleniyorum...
Tek Yaşama Kaynağım Sana Sesleniyorum
..
Kalem dilim dilim dilim ol da yaz bana,
Bu...Bu korkan aşığa
Ateşim ol da yak beni bana,
Yandır mum gibi, erit beni bana
Bir ah çeksem kimler duyar beni
Duyanlardan kim anlar beni
..
Hadi filmi başa saralım.
Sen yine erişilmezi oyna.
Bense; sana sevdiğini söylemeye çalışan,
Ama buna cesaret edemeyen,
Gözlerine bakınca tüm bildiklerini unutan aptal aşığı...
Ve bu kez kesinlikle sana erişmeme izin verme!
Büyük oyna rolünü, sıradanlaşma!
..
Gözün son demeti
Baktığı yanık diyarlar.
Her ne zaman ki illeti
Sökende çekik bağırlar,
İner kalkar ufuklara
Cesaret denen kuvvetle.
Sen ol her zerresini
..
Vazgeçmek zor değil, vazgeçtiklerim bunu bilir demiş şair…ve devamında vesair.
Hep geride kalan vazgeçilen bilir zaten bu duyguyu, avuçlarını açınca kelebekler uçacakmış gibi durur, öyle kaybolur gider hayatından. Hep diken üstündedir giden oysa, asıl vazgeçen kendi değilmiş gibi beklerde durur… bir ses, bir seda, bir mesaj
Oysa geri almak zordur bir şeyleri, keşke saatleri geri alabildiğimiz gibi alabilseydik bazı şeyleri geri, zamanın kendisini mesela, yaşananları, unutulanları, geride kalanları…
Oysa bir gölge gibi yanındadır vazgeçilen, nereye gitsen seninle, lakin dokunamadığın bir biçimde… hep içinde.
..
Hangimizin cesareti var? gerçeklerle yüzleşmeye;
Hangimizin?
Kendimize dahi yalan söylemiyor muyuz? ! !
Bilmem; kaçımızda o yürek var?
Acılarımızın üzerine sünger çekmeye...
Hangimiz, bir yalanın içinde dolaşmadık? ...
Hangimiz, kırık kalpler lotosunda kupon oynamadık? ! ! !
..
Bir martısın sen , özgürlüğüne düşkün
ama denizinden kopamayan...
Bir şiirsin sen , herkesin bildiği
ama kimsenin yazmaya cesaret edemediği...
Bilinmedik bir kumsalsın sen ,
Ayak basmak için can atılan...
Bir bebeksin sen ,
..
Homer'den beri kirgin
Ege'nin simsiyah zeytinlerini
aydinlatmaya yetmez
bodrum sairinin dizeleri
yüzyillari avutmaya çalisan
papatya çiçekleri
..
Ne dilerse bu gönül, yapacak takatı yok,
Düşünceli halinde kafası olur bozuk,
İçinde yokluk çok, tokluk yok, bu ne aptallık,
Bukalemun olmuşum, varmı daha sakatlık.
Sebat etmeyen bir ruh, çalkalanan bir hayat,
Benim gibi bana, bitkin görünür tabiat,
..
Merhaba kadın bunca zaman gecmiş belki üstünden sana yazamadığım hatta yazıp sildiğim binlerce satır var şu küçücük yüreğimde. Binlerce gözyaşı damlası döktüğüm şu izmarit yüklü bi kül tablası ve binlerce düşünce.
Senden ne zaman nefret edecek olsam yapamıyorum bir kez sevdik ya hani diyemiyorum ardından bir kötü söz dahi neden diye soranlara ise cevap bile vermekten kaçıyorum. Sahi ne değişti ne değiştirdi seni bu kadar ben doğallıktan yanaydım bilirsin.
Hep benim küçücük yüreğimdeki kocaman sevgim yetmedi mi sana yetmedi dimi. Kızardım ya sana o gözlerinin altına cektiğin o boyaya giyecek olarak baktığın o kısacık elbiselere sende alışmıstın ya bu durumuma sende kızardın ya hani gördüğünde birini o şekil sevgilisinin yanında ne değişti be sahi kaç zaman geçti neler değişti. Naptın yeni sevgilin mi artık nişanlın mı nasıl aran mutlumusun benle mutlu olduğundan daha cok geziyormusunuz her yeri özür dilerim be ne cesaret dimi bendeki.. Diceksin ki sen niye gezdiremedin beni, haklısın napıcaksın işte bir işçinin maaşınla anca bu kadar olur işte bide evin derdi küçük biladerin masrafı derken bu kadar olur du işte en fazla haftada bir alın terinle bu kadar olur işte olmadı ki hiç babamız küçük yaşta kaybettim bilirsin ya hani yiyemedik hiç rahmetlinin parasını nur içinde yatsın.
Haftalığımla aldığım o elbiseyi de beğenmemiştin hiç dimi oysa ne hevesle seçip paket yaptırmıstım bilemezsin ki.
..