Ölümle yatıp, ölümle kalkıyorum
Elimde uyku hapları
Yutmayı bir başarabilsem
Bitecek her şey
Ama gel gör ki
Ölmek istemiyorum
Kompoziyon konusu vermişti
..
bir aşkın bitişinden hemen sonra
dahası ertesi gün
va da daha ertesi gün
sabık sevgilinin dilinden düşenleri bir duysan
hele bir de görsen canlı canlı
o öpmeye kıyamadığın dudakları
daha da dahası
..
Bir şiir yazmak istiyorum sana;
İçinde aşk olmalı, biraz seni, biraz beni anlatmalı,
Sesini duyduğumda bir bebek gülümsemesi yüzümde beliren,
Tarifi olmayan ve kimsenin gitmeye cesaret edemediği bir uzaklıkta
Düşlerde şekillenen ve kalpte yeşeren bir amonyak çiçeği gibisin...
Ellerimi uzatmak istiyorum sana kıyamıyorum incilirsin,
Aniden bir mavilik kaplıyor etramızı alabildiğince koyu ve alabildiğince açık mavi,
..
gözlerim doldu
titreyen ellerimden
yere bir bardak düştü
her bir cam kırığında cesaret doğdu
teşekkür ufacık kaldı dizede
dize bir ömür oldu..
hoş gördüm dostlar
..
Yağmur…dido…sigara ve bir fincan sıcak çay….işte benim muhteşem dörtlüm…
Bu şarkının sözlerini anlamama rağmen beni alıp götürüyor derinlere.sanki acılı bir aşk hikayesini anlatıyor.çok zor yaşanmış bir aşk…ve kavuşamamış iki aşığın hikayesi.sözleri olmadan sadece melodisi bile bana bunu hissettiriyor.ve tabiki kazım koyuncunun o içten ve samimi yorumunu da eklersek gerçekten herkesi alıp götüren bi eser çıkıyor ortaya.
Son bir haftadır hatta daha fazla belki de yağmur yağıyor.nasıl da benim havalarım bu havalar.sonbahar çocuğu olmamdan mı acaba bu havalar da başka biri oluyorum sanki.bu havalarda yeniden doğuyorum başka biri olarak sanki.ve bu havalarda yazma isteğim artıyor.sanki benim ilham perim sonbahar ve yağmurlar.çoğu insanın içini kıpırdatan o ilk bahar havaları değil de benim içimi sonbahar havaları kıpırdatıyor.insanlar ilkbaharda aşık olurken ben sonbaharda aşık oluyorum.herşeye aşık oluyorum bu mevsimde.sapsarı yapraklarla donatılmış ağaçlara…toprağın kokusuna..yağan yağmura…kapkara bulutlara…ve tabiki aşıksam daha da derinleşiyor aşkım…daha bir anlamlı yaşamaya başlıyorum her duygumu.
Ve insan hissettiklerini yaşamalı diye geçiriyorum içimden.hele bu mevsimde insan içinden ne geliyorsa onu yapmalı.bu mevsimde her şeyin tadını çıkarmalı.yaşamanın tadına doyasıya varmalı.bilmiyorum ama bana cesaret geliyor bu zamanlarda.öyleki beni bağlayan çok güçlü sebepler olmasa çoktan alıp başımı gitmiştim.başka yerlerde nasıl yaşandığını,başka yerlerin nasıl güzelleştiğini görmek için sonbaharın.eminim oralarda da vardır benim gibi insanlar.hiç kimseleri ve hiç bişeyleri umursamadan dökülmüş yaprakların üzerinde, yağan yağmura aldırmadan dolaşan kumrular vardır mutlaka.veya gözlerini cama dikmiş hiç ayırmadan yağmuru seyredenler.ya da oturup gelen periyi kaçırmadan bişeyler yazmaya çalışanlar.illaki vardır…
..
Gülüşün ne kadar içten,
Gözlerinle gülersin sen.
Gülüşün bir melodidir,
Aşkla yüklü bir ezgidir.
Gülüşün güven veriyor,
Bana cesaret veriyor.
..
Aşk bana göre bir imtihan gibidir,
Girdiğim her sınavda yaptığım üç yalnış,
Her zaman bana bir doğru kazandırdı,
Bana göre aşk bir masal gibidir,
Yazdığım her masalı okuyup,
Sıkıldığımda tozlanmış rafa kaldırdım,
Bana göre aşk namkör bir kedi gibidir,
..
Gecesi ayrı, Gündüzü ayrı bu yolların.
Tek farkları bitmemeleri.
İlelebet ufka dikip gözleri
Gidebilmekte mağrifet
Zaman mı yok diyorsun?
Yalan!
..
Bakışların derinliğine saklanıyoruz.
Cesaret edemeyip,
Söyleyemediklerimizden korkuyoruz.
Güçlü olduğumuzumu sanıyoruz?
Sahi,
Yaşamak ne korkulu iş.
..
Tutun denizlerden yakamoz.
Renk renk ışık katın umuda.
Alın her güneşten parlak koz.
Bir cesaret atın umuda.
Bırakın paniği, telaşı!
Hülyalarla yatın umuda.
..
hayatın içine iki şeker at,
iki parça da sevinç kat...
biraz dinginlik,
biraz cesaret,
birazcık coşku,
biraz da anlam...
daha fazla severek,
..
Biliyorsun gayem sana zarar vermek,seni incitmek,kırıp dökmek değildi.Yıllar yılı acı çekmiştin istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın.Acına,yaşam mücadelene ortak olup yüreğimi yüreğine,ömrümü ömrüne katıp seni mutlu edicektim.
Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabul edip bu sevgiyi yaşamanı istemiştim.Yüreğim tahtıda tacıda sana vermişti.Yalnızca seni istiyordu.Yüreğimde kalıp saltanat sürmek varken beni sıradan bir şeymişim gibi elinin tersiyle ittin.Çok sevilmek bu kadar kötümüydü.Gerçekten böyle ağırmıydıki.
Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da kocaman bir iğrenç oyun oynamışsın.Hayatıma bilmediğim yeni anlamlar getirmişsin.Gözüm kapalı hayatımı ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım.Ya seni kazanacaktım yada kendimden vazgeçecektim.Hem seni kaybettim,hem de kendimden vazgeçtim.Varmıydı böyle kimsesiz darmadağın olmak,biçare kalmak varmıydı? Keşke beni böyle ödüllendireceğine,hiç ödül vermeseydin.Onca yüreği senin yüreğine feda ettiğim halde yüreğim kocaman sevdamı alabilecek kadar büyümedi.
Bende sana büyük bir sevgiyi vermekte diretiyordum.Bu kadardirettiğim için beni bağışla! ...Sevmek ölümüne cesaret,buzdan değil ateşten yürek ister.Adı üzerinde sevdaydı bendeki,zordu sevdayı büyütmek kolay değildi elbet…
Bütün güzellikleri bütün kainatı seni sevmesi için birine verseydin yinede bu kadar sevilemezdin.Hiç kimsenin yüreği benim ki kadar büyük ve deli olamaz.
Beni kırgınlıklarla,çelişkilerle,cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen “keşkelerle”bıraktın.Bana onca acı verdin ama yüreğim düşmanın olamıyor.Her gün alabildiğine yanıyor.İstesem de istemesem de seni özlüyor,seni istiyor.Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı hiç düşünmeden koparıp atardım.
Sevdan beni divane etti,asileştirdi.Kendime sözüm geçmiyor artık.Başımı ellerimin arasına ne ilk nede son alışım.İlk acım değil ama en büyük acımsın.Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti.Bunu kabullenemiyorum,zoruma gidiyor,canımı acıtıyor.Sen yüreğimde bir hasret,en büyük ve hiç kapanmayacak bir yara olarak kalacaksın.Yarım kalmışlığım ve unutulmazımsın.Yüreğim seni sarayından kovmuyor.Tahtı da tacı da sensiz bırakmıyor.
..
Suçlu suçsuz savunur,
Sabah akşam çalışır,
Adaletin dengesidir,
İşte odur avukat.
İnsan demez mi içten,
Korkmaz kimse o varken,
..
Bilmem ki;
Cesaret midir insanı sevdaya götüren.
Yoksa gönlü müdür sevdaya mahkum eden?
Bilmem ki;
İstek midir insanı aşka sürükleyen,
Yoksa bir arayış mıdır sevdaya düşüren?
..
nasıl aşığım anlatamam sana
ellerini dokun yanıyorum baksana
canımı al koy istersen bedenimi mezara
lale değil gül değil san ki cennet çiçeğisin
artık dayanacak gücüm yok anlasana.....
...........
ne leyla da ne aslı da görmedim bu yüzü
..
Kendime bir liste hazırladım
Bunları yapmalıyım adım, adım
Kendimi sana anlatana kadar
Bir hafta daha çalışmalıyım
Yarın hep seni düşüneceğim
Perşembe telefonda sesini dinleyeceğim
..
önce ufku gözlemekle başlar sevmek.HASRET.
sonra dizginleri kopar da koşar sevmek.HEYECAN.
hiç durmadan imkansızı arar sevmek. CESARET.
en sonunda sevilenin kollarına kendini sunar sevmek. CAN ve CANAN.
güzeldi paylaşımların tadına varabilmek.
bir merhabayı ortadan bölüp selamlayabilmek.
..
İnsanlığın canileştiği, insan kesip, ciğerlerini yediği şu dönemde
Yaradandan ötürü, yaradılanı sevdiğimin beyanı, hep yüreğimde
Vicdanı çürümüş bir insanlık revaçta, pirim yapan cehalet ön saflarda
Arifler menzilini kaybetmiş derin uykuda, sadaka kültürü doruklarda
İlim, bilim, fen, cesaret, mertlik, yiğitlik, cesur kalemler, gaflet uykusunda
Asalete, öze, medeniyete, faziletle önem verenlerdenim
..
Ölmek mi cesaret ister, yaşamak mı yar?
Yaşamda hasretin bir bıçak gibi,
Ölümde seni hiç görememek var.
Gitmek mi kolay olan, beklemek mi yar?
Gidersem aşkın her adımda set,
Kalırsam yüreğim cehennemde nar.
Sevmek mi ölesiye, aldatmak mı yar?
..
Yine aylardan Kasım, Mevsimlerden Sonbahar.Yine seni konuşuyoruz ezelden beri.Artık lügatımızda senin için ölüm kelimesi yok.Artık ağlamıyoruz 10 Kasım sabahlarında çünkü sen ölmedin.
'Her canlı ölümü tadacaktır''.Aslında,önemli olan öldükten sonrada yaşayabilmektir.Bunun en güzel örneği Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK'TÜR.Hiç bir insan her geçen zaman dilimi içerisinde katlanarak büyüyemez.Milyonlarca insanın gelip geçtiği bu yeryüzünde hala yüreklere sevgi ekerek ve bağımsız bir ülkede yaşama gurur ve onurunu yaşatan çok az kişi vardır.M.Kemal Atatürk,Ömrünü bir milletin bağımsızlığı için harcamış,devamlı yaşamından özveride bulunmuş bir lider,bir halk kahramanıdır.Günümüzdeki insanlara baktığımız zaman,bencilliğin kol gezdiği insan yığınlarına baktığımız zaman M.Kemal Atatürk'ün yaptığı fedakârlıkları daha net görmek mümkündür.
Savaşta Askerlerin önünde, onlarla birlikte koşturan bir komutan, Cephede savaşın plan ve krokisini çizen bir uzman, Barışta gerçekten samimi duygularla el uzatan devletlerin elini sıkabilecek kadar barışçıl bir insan ve siyasette usta bir diplomat ve vatan aşığı yenilikçi bir lider, işte Mustafa kemal olgusu budur.
Bir ülke düşünün yedi düvel yok etmek için üzerine çullanmış, Bir vatan düşünün iç düşmanlarla dış düşmanların işbirliği yaptığı, bir millet düşünün çaresiz, bitap ve yorgun, bir güneş düşünün, bu milletin geleceğini aydınlatan, Mustafa Kemal olgusu budur.
Geri kalmış, çağa ayak uyduramayan, köhnemiş kurumların yerine çağdaş kurumları getiren, devamlı ileriyi görüp''Çağdaş medeniyetler seviyesine'' çıkmamız için gece gündüz çalışan, Türk milletinin Önderi İşte Mustafa Kemal olgusu budur.
Yurtta Sulh, Barışta Sulh diyebilecek kadar barışçıl, Çanakkale'de ölen düşman askerlerine ''onlar bizim evlatlarımız oldular ''diyebilecek kadar insancıl,''Bir Türk dünyaya bedeldir''diyebilecek kadar Milliyetçi, Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir'diyecek kadar
Demokrasi yanlısı, Mustafa Kemal olgusu budur.
..