Beni bana anlat,
Beni lütfen bana hatırlat.
Ne olur bir gün şiirlerimi tat.
Ama sen benim şiirlerimi en sevmediklerime sattın,
Beni biraz hatırla,
Geceleri yabancı suratlara beni sayıklama.
Gündüz vakti eğleniriz,
Şafak vaktine kadar.
Gece yarısı ağlamaktan gebeririz,
Üstümüzde parçalı uçurumlar,
Kırık hayat yolumuzdaki paytak adımlar.
Hep yanımda oldu.
Yanaklarım al al oldu yanında.
Destekti, kendisi esnekti,
Her düşecek gibi olduğumda beni itti.
Alıştırma tekerlekleri…
Hiç çıkarmak istemiyorum onları,
Çekiyorum.
Bir el arabası kaygılarımı
İte kaka çekiyorum.
Kendini yiyen bir böcek gibi
Ruhumu kemiriyorum.
Bir çiçekti elindeki.
Günbatımında ekecekti ellerindekilerini.
Ansızın bir an firar edecekti.
Arkasındaki herkesi kesecekti.
En büyük toprağını alacaktı eline,
Günbatımını bulacaktı, işte o zaman ekecekti çiçeklerini.
Katlanabilir masalar gibi,
Bükülen kaşıklar, çatallar,
Kırışık giysiler gibi katlanıyoruz, hayata.
Eziliyoruz, çatlıyoruz alçak tavanlar arasında.
Ezik, çatlak diye anılıyoruz, daima!
Biz çok hatalar ettik.
Yalan da olsa yaşayıp ölmeye gidiyoruz.
Yalanlar da olmasa hiç yaşayamıyoruz.
Yananlar da kül olmasa yangını söndüremiyoruz.
Her gün bir ölüm tatbikatı lakin,
Yeniden yaşayıveriyoruz.
Günün sonunda ölmeye yatıp ertesi gün yine yaşlanıveriyoruz.
They keep telling me why you're so saturnine,
They creep and according to them I'm the creepy one.
But why is the bottle in my hand over nine?
Actually, they don't mean it, all they care is that my planet is Saturn.
Why do I look so sad, why do I look so mad?
Sad girl makeup that matches my gothic dressing style makes me bad.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!