Kadın hüzünlü, kalpsiz ama hisli.
Ve sisli.
Görünmez bir hayalet gibi etrafta dolaşıyor ve herkesi etkisine alıyor.
SÜVEYDA
Süveyda.
Her şeyden vazgeçtim ama sana edemedim ki bir veda.
Ama sevgidenlere artık elveda.
Silinmezsin çitilensen de sen, süveyda.
Günahkâr gibi gözükürken de hep sana saklandım,
İpler gevşedi başladı tutunamayanlar dansın.
Şansın tutunmakta ama sen,
Tutunamamakla tutunamayanlardansın.
İpten bir salıncak üstünde tutsaklar,
Kutsanırlar gevşeyen iplerle ölümün gölgesi tuzaklarla.
Bunun adı tutunamayanlar dansı,
Bu hayatta iki pişmanlığım var.
Yaşamak ve yaşayamamak.
Benim yaşamımda yaşayamadığım şeyler var.
Ağladığım zamanlar var,
Ve de herkesin önünde ağlayamamanın rahatsızlığı var.
Varlıklar içinde var olmayan şeyler de çok.
Yazıyorum.
Yüreğimdeki cam kırıklarını,
Canıma kıyarak kazıyorum.
İşte tecrübesiz bir arkeolog gibi,
Kazıp duruyorum.
Ve kanayan yerleri ağlatarak,
Bizde yaprak dökümü yaz aylarında yapılır, güneş tepede.
Ağustos sıcağında kurur yapraklarımız, yeller ötede.
Kavurucu esen rüzgarlar altında donar kalırız.
O kadar sıcaktır ki toplanamaz bile dökülen yapraklar.
Onca kuru toprağa rağmen tırmıklanırız, yaş almadan yıpranırız.
Yakarlar belki alakasız bir nedenden, insansıl emellerden erken yaşlanırız.
Yürüyorum.
Korkularıma korkusuzca,
Şüphelerime şüphesizce
Yürüyorum.
Kalp kırıklarıma basmadan,
Ruhumu boğazıma asmadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!