CENNET ŞİİRLERİ

CENNET ŞİİRLERİ

Fırat Kuşcu

Ruhumun aynası kirildiginda binlerce yüz çıktı ortaya..hepsi sen...hepsinde başka bir yüzünü gördüm...seni yansıtabilmek için hepsi ayrı ayrı yoruluyorlardı sonsuzlukta...içiçe geçmiş milyonlarca hüzün gördüm dünsel gulumsemelerinde...halbuki yağmurun hiç suçu yoktu huznumuzde...yaratılmış olmanın bedensiz algilarinda gezerken usumuz, tutulmustuk bir ay caresizliginde kendi guneslerimize....hiçbir faydası yoktu baharın yuregimizde filizlenmeye çalışan sabi çiçeklere...bugünlerde insanlar delirdigimi düşünüyorlar...ne hos aşkının masuku olmak..ne hoş gözlerindeki derin manada boğulmak uzaklardan..sana dokunamayislarimin bedenimde yarattığı acı bile senden bir parça bana gelecekten kalan...bülbüller ötüyor bahcemdeki erik agacinda gözlerinin dilinden....çiçek kokuları getiriyor rüzgar gerdanindan...yüzyıllardır öpüyorum dudaklarını sanki her öpus ayrı bir cennet meyvesi....aşka öğüt verircesine seviyorum seni...delirmek ne güzel eğer gomlegim sen olacaksan bilinmeyen bir zamanda....ruhumu mekansiz zamansız bıraktı terinin bana uzak kokusu....adı ask mı bunun...? Her kelimenin yetersiz bırakildigi bir boyuttan bakıyorum sana..yalnızlık gerçekten taş gibi toprak gibi bir maddeymis dedirtti bana seninle sensiz olmak...hayalinle yaptığım her tango daha güzel figürler veriyor ömrüme..evet delirdim ben...delirdim ve insan oldum sonunda..illa ki aşk ile...
..

Devamını Oku
Niyazi Sakar

Ey bu cennet yerleri kirleten yakıp yıkan; çöpler atan.
Hiç kaygı etme mezarında rahat yatar geçmişin atan !
..

Devamını Oku
İbrahim Coşar

Tüm sevdiklerimi şimdi anarım
Allah gani gani rahmet eylesin
Aklıma düşünce kalpten yanarım
Tanrım mekanını cennet eylesin.

Anadan önceydi bana babannem
Canını yakardım,yoktur bahanem
..

Devamını Oku
Şule Solakoğlu

Daldı gözlerim sonsuz karanlığa
Her dakika onu beklerken işkence.
Bulutlar kaplamış gökyüzünü,
Yıldızları görmesin seyredenler diye.

Cennet köşelerinde saklanmış olmalı.
Arzurum ise eğiliyor beklerken karşısında.
..

Devamını Oku
Rıza Ağca

Hadi gel seninle günaha girelim Cennet bizim neyimize Cehenneme gidelim. Sırat köprüsünden geçerken Ateşe düşelim. Öyle yaksın ki ateş bizi Ruhumuzdaki ateşi söndürelim Hadi gel seninle günaha girelim Cennet bizim neyimize Cehenneme gidelim Cehennemde seninle zevki sefa sürerken Aşkımızın doruklarna erelim
..

Devamını Oku
Kenan Mim Eryiğit

Canlar düştü ah..can üstüne
Bir, iki, üç değil, tam dokuz
Canlar düştü ah..can üstüne
Boyandı baştanbaşa deniz
Kanlar karıştı kan üstüne
Canlar düştü ah..can üstüne

..

Devamını Oku
Teoman Özgün

İman iyi işlere delil olur,
İyi işlerle ilim ve kavrayış bina edilir,
İlim ve kavrayış ile ölümden korkulur,
Ölümle dünya son bulur,
Dünyayla kıyamete geçilir,
Kıyametle Cennet yakınlaşır,
Cennet ateş ehlinin hasreti,
..

Devamını Oku
Abbas Paksoy

Cahilliğimi, sen bağışla.
En candan, seveninim aşkla.
Nankörlük etme, tek aşk’ına,
El âlem ne der, bize sonra.
Atma, seni seveni, Cennet.

Allah, aşk’ın, gözünü kör etmiş.
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Yeryüzünde bedenimizin yaşadığına, Allah katında ruhumuzun yaşadığı ile bir yaşam aynasıdır diyorum hep. Nedir Allah katı diye soruyorum, nerededir Allah katı soramam diyor ve şimdi de böyle düşünüyorum kendimce, hemen de ekliyorum: İnsanlığı aşk olmuş insan biliyor Allah katını ve yeryüzünün de bir cennet olduğunu, bir cennet yaşamının yeryüzüne bağışlandığını ve kirletmeden, ebedi yaşamı sevdiğini, sevgiyi üstlenmekte biliyor…

Şeytan da biliyor bunu. Şeytan, cehenneminde sürekli kontrol altında olacağını, insan da sürekli cenette huzur ve refahı yaşayacağını biliyor. Ancak, şeytanın arka bacağı gibi sürüyen İblisler bilmiyor, işte onlar gafletini ağlayanlar olacaklar ve bilmeyenler olarak yaşamları cehennem eden mahlukatlardır, insan mahlukatları bu iblisler, cehennemde mağdurlar misafiri olacak olanlardır ve ebedi…

Vatandaşı iki arada bir derede bırakmamalı! Güzel bir deyimdir. Aktütün ile bu güzel deyimi bir örnek diye düşününce şu geliyor insan aklına: Şeytanlardan bir çok besili, şeytanları besleyici ve iblislerin girdiği sınırlara çit çekelim, duvar örelim, ki biraz da olsa zahmet yaratılmış olsun ve hem de, bak yasak iş yapıyorsun, yasayı çiğniyorsun, haddini taşırıp öldürüyorsun ve bu önlem bir ihtardır, ama ihtar sonrası artık bir çare kalmıyor, yakandan tutup ceza verilecek ve bu ceza, uygulandığı gibi kötü olabilir, ‘ölüm cezası’ olabilir denilecek hakkın hem güzelliğine emek, hem de düşünceyi tğkettiklerini anlamaları için delillerdir üstelik… Ve yaşam koruma emeğine, şöyle ki;

Çit germenin, bir bahçeye bile düşünülmesinin ilkellik olduğuna artık bu çağımız, bu teknolojı, ekonomık çöküşlerin yine bir örneği yaşandığı haliyle, insanlar çit istemiyor: İnsan gibi insanlığını da yaşamak istiyor denilecek çağdayız… yine…
..

Devamını Oku
Selahattin Katar

Ne güzel uyuyorsun bebek
Melekler gibi
Tasasız, mutluluk yüzünde öbek öbek
Işıldıyor yüzün ay gibi
Minicik ellerin, burnun, dudakların
Seyrine doyum olmuyor
Kokuyorsun rengarenk,
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Sanıyorum bir daha görüşmek yok kaderde.
Biliyorum bu benim, yüzünü son görüşüm.
Seni arayacağım toplanınca mahşerde,
Bari o gün çık da gel, gerçek olsun tek düşüm.

Cennet o zaman Cennet, bana geldiğin o gün,
Ummam Tanrı’dan huri, sen olasın yanımda.
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Arayış içindeymişsin,
Boş ver kal bir yerlerde(!) ,
İraden yok mu senin?
Gül gibi yaşa cehenneminde…

Birileri delil getirmiş olsa,
Büyü demeyecek misin?
..

Devamını Oku
Semir Rende

Cehennemden korkmadım
cennet de istemedim
cehennemde kavrulurken
cenneti de yaşadım...

Cennet de
cehennem de
..

Devamını Oku
Fehmi Gildiroğlu

Kaybettiklerimiz, yaşayanlar, şehit anneleri ve anne adayları

Anneler! tüm güzel günler sizin olsun,
Dokuz ay on gün karnınızda taşıdınız,
Biz sizi bir gün sırtımızda taşıyamadık.
Sen acıktım diyen yavruna koşuşturken,
Bunu da annemiz yesin diye ayıramadık.
..

Devamını Oku
Canan Özanaç

Nereli olduğumu soruyorlar;
Cevap veriyorum:
Ben Cennet'liyim..
Nasıl yani? diyorlar....

Başlıyorum anlatmaya;
Eğer, Hz. Ademin nüfus kağıdı olsaydı,
..

Devamını Oku
Osman Karakaya

Bulutların gözleri yoktur, ağlasalar bile gözyaşları görünmez sanmıştım, YANILMIŞIM.
Her batan güneş, doğar sanmıştım, YANILMIŞIM.
Senin yanında sensizlikler içinde yalnız kalmam sandım, YANILMIŞIM.
Gözlerindeki aşk pırıltıları hiç kaybolmaz ilelebet kalır sandım, YANILMIŞIM.
Biz asla iki yabancı olamayız, bağlarımız güçlü kopamayız sandım, YANILMIŞIM.
Acıların, gelmek bitmeyen umutların, yaşanmayan sevdalar için coşan pınarların çağladığı gözlerinde hep kalırım sandım, YANILMIŞIM.
Gül bahçesinde cennet kokularıyla mesut iken gülün dikeni vardır batınca acıtmaz sandım, YANILMIŞIM.
..

Devamını Oku
Aslı Gülen

Annem ben ölüyorum
Beni kucağına alsana
Sarsana beni koklasana
Ellerin cennet kokuyor anne

Ben ölüyorum anne
Elini tutmadan ölüyorum
..

Devamını Oku
Sinan Bayram

Cennet bakışlarına gölge değmesin
Aşk için yazılan özlem sensin
Madem ki cennet olmayı seçtin
Uzak dur bu cehennemden
Gönül mabedine ateş düşmesin

Güzel düşlerin gönlünde eskimesin
..

Devamını Oku
Halil Çolak

Bağımsızlık bayrağını Kafkaslara çektin,
Türklük şuurunu Azerbaycan’da ektin.
İki devlet tek millet olduğumuzu gösterdin,
Oğuz soylu Elçibey Mekânın cennet olsun.
Türkün güçü yeniden dünyaya duyurulsun.

Yılmadın, yıldıramadılar kahraman Türk seni.
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Benim Helal Kapsamım Kendi Hoşuma Gidenler

Hayat ve insanlardan hatta kendinden korkan insan bir dayanak arar! Bu dayanağı da dini inanç üzerinden sağlamaya çalışır çünkü ona ilk öğretilen budur! İnançla verilen tüm teselli ve sığınmalar insanda öyle yerleşir ki bu onun dışında bir kalın kabuk oluşturur. İçinde kendini güvende hissedeceği bir sığınağı oluşmuştur. Ne zaman sıkılsa dine sarılır ve kendini bir şekilde rahatlatır. Başına gelenleri de kadere havale eder, bunlar aslen kendi tercihleridir. Önceki yazılarımda "Elest" (Kalu bela) yani ruhsal boyuttaki soyut tercihlerinin bir "An" da olması ve bu tercih anının da tüm yaşama yayılmasını anlatmıştım. İnsana hariçten bir şey gelmez, aslında insanı yaşamda bulanlar da aslen kendi yaptığı tercihlerdir.

İnsan, illa ki çok çaresiz kalmalı; böylece insan kendini tanır ve kendi oluşturduğu bir kabuğun içinde hapis olduğunu idrak eder! Yoksa çaresiz duruma düşmeyen bir insan, çarenin kendinde olduğunu fark edemez! Yani tercihlerini beğenmiyor ise onların kaynağında kendini görmeli. Bu durumda ancak yeni tercihlerle kendini yeniler. Eski tercihlerin somutlaşmasını da rıza ile kabul eder ki yeni tercihe uygun zemin hazırlansın...Yoksa debelenir durur. Bu hale "Dabbe" Yerde debelenen denir. Kıyam ise ayağa kalkıştır, kendi oluşturduğu kabuğu kırıp zuhur etmektir!

Şimdi konuya girebilirim. Benim helal kapsamım kendi hoşuma gidenlerdir! Bunu açıyorum. Evrende hayır, şer ne varsa Allah'ın dilemesiyledir! Yani bizim tercihlerimize sunulanlar da O'nun tercihleridir, esmanın yansımasıdır; esmada olmayan zaten tercihe de sunulmamıştır, tercihe sunulmuş ise esmadandır! Allah'ın esmasında kusur aramak ise şirktir! Bizlere göreceli yansıyan esmadan yapılan göreceli tercihler ise Allah'ın taktirine bağlıdır! Sofrada olmayanı yiyemezsiniz! Sofrayı hazırlayan eğer kusursuz ise sofrada olana da kusur bulamazsınız. Bizler kendimize uyanı seçip yaşarız! Buna da "Elest anı" diyorum. Elest anı devam ediyor! Yani zaman ve mekan kalkınca levha olarak görülen elest anı zaman ve mekan sınırında seyir halidir. Bir boyutta devam eden başka boyutta başlamamış veya bitmiş olabilir! Çünkü zaman, mekan şeridinde nerede olduğumuz ya da nerede hissettiğimiz bize görecelidir!
..

Devamını Oku