Elazız ovaları
Hoş olur sevdaları
Kız oğlanı sevmiştir
Kurunuz yuvaları
Oğlan kızın peşinde
Mutluyduk seninle o zamanlarda
Yalan sevdaların rüzgârıydın sen
Kaybettim ararım yar ummanlarda
Dalan sevdaların rüzgârıydın sen
Ağlaya ağlaya bir kan gölüydün
silinmiş olabilir hatıralar
hatırlanmayabilir dünler
ve suçlanabilirim belki
peki
tararken saçlarını en son
ayna karşısında
Kurban olam bakışına,
Mavi boncuk takışına,
Yeter bunca elem keder,
Bırak suyu akışına.
Gözlerine yaş girince,
Korkma!
Al eline,
Dişle!
Dokun tadına
Akıversin suyu damağına
Şayet unutmadıysan
Hani yanar ya
Dal parçasının bir ucu
Yaş dökülürken
Diğer ucundan
Aşk mı adı
Bir pazar günü akşamıydı. Güneş yavaş yavaş kanatlarını açmış yere inmek üzereydi. Yer ve güneş arasında bir adam boyu kadar mesafe vardı. Güneş sıcaklığını kaybetmiş ve kızıl kızıl gurupları toplamıştı etrafına. Deniz, gemilerin bıraktığı anaforların oluşturduğu dalgaların dışında oldukça sakindi. Suya kanmış bir karınca, Yaşar Kemal’in deyimi ile su içebiliyordu.
Sahil sakindi. Gün boyu çocukları ile piknik yapan aileler evlerine çekilmişti. Yürüyüş parkuru ve denizi ayıran sıra sıra taşların üzerinde birkaç delişmen genç oturuyordu. Bu taşların arasında akşam yiyeceğini arayan, uzun tüylü, Van kedisini anımsatan bir iki kedi dolaşıyordu.
Sabah kararlaştırdıkları saat gelmişti. Oğlanın elinde her zamanki gibi yeşil yapraklar arasına serptirilmiş, kar tanelerini anımsatan bir demet bitkinin içinde kırmızı bir gül vardı. Kız sakin görünmekle birlikte çok heycanlıydı. Yıllardır yüreğinin derinliğinde sakladığı yarasını açacaktı.Böylece hapsolduğu çemberi yaracaktı. Oğlan desen son bir aydır cesaret etmediği evlenme teklifini sunmanın tedirginli içindeydi.
El ele tutuşup dalgaların ancak yarısına kadar ıslatabildiği bir taşın üzerinde, yan yana oturdular. Sonra uzun uzun konuşmaya koyuldular.
Ahçik`i yolladım urum eline
Derman gibi gözleri, içimi çeken güzel
Ağlatıp gözlerimden, inciler döken güzel
Ardın sıra koşturup,boynumu büken güzel
Kırmızı bir gül versem, takar mısın sevgili?
Sakın bakıp ta şaşma, harap olmuş halime
Gözü Ceylan Kaşı Hilal
Gül yüzünü göremedim,
Yoluna can veremedim,
Eller muradına erdi,
Bir ben sana eremedim.
yazdığı şiirlerle duygulara ışık tutan bizleri alıp kalbin en derinliklerindeki duygulara ulaştıran bir şair siniz teşekkürler kaleminiz hiç tükenmesin...