Yıllar yılı,
İlmek ilmek,
İşledi cehizini elleriyle.
Nakış oldu,
Desen oldu,
İnce nazik elleriyle.
Biliyor musunuz, sağlığın kıymetini ne zaman anladım? Geçen gün hastalanıp, ateş içinde kıvrandığım zaman anladım. O an, hiçbir şeyi düşünemiyorsunuz. Sadece ve sadece kendi sağlınız aklınıza geliyor.
Sağlık olmayınca hiçbir şeyin tadı, hiçbir şeyin kıymeti olmuyor. Varsa yoksa sağlığımız. Eski sağlık dolu günlerimizi ararız. İnsan, sağlığının ne kadar önemli olduğunu ne yazık ki hastalandığı zaman daha iyi anlıyor. Sağlığımızda o hastalanan insanları, hastalandığımız zaman ki duygularımız kadar anlayamıyoruz. Neden bilemiyorum? Ateş düştüğü yeri yakar derler,belki de bundandır. Sağlık olmayınca ne para, ne mülk, ne şan, ne şöhret düşünemezsin. Herşeyden daha önemli olanın, insanın kendi sağlığı olduğunun farkına varmasıdır. Bunu yaşamayanlar bilemezler.Sağlık olmayınca hiçbir şeyin tadı olmuyor o zaman. Ne kimseyle ağız tadıyla konuşabiliyorsun, ne hoş sohbet edebiliyorsun.Ne de cebindeki paranın değerini düşünebiliyorsun.Diğer insanlar ilgini fazla çekmiyor. Sadece bir an önce sağlığıma kavuşayım diye can derdine düşüyorsun.
Pazardan aldığımız meyveleri yıkamadan yediğimiz de karnımızda ağrılar başladığı zaman “Aman bana ne oldu” demeye başlarız.Malesef öyle zamanlarda sağlığımızın kıymetini daha iyi anlıyoruz. Bir daha ihmalkarlık mı? Asla böyle bir ihmalkarlık yapmayacağım, dersin. Peki sadece bizim ihmalkarlığımızla mı sağlığımız kayboluyor? Sorumsuz ve bilinçsiz üreticilerin veya satıcıların; insan sağlığına verdiği zararlar yok mu? Onların para hırsı yüzünden bir çok insan, her türlü hastalığa yakalanma riski taşıyor. Aldığımız simitten tutun da marketten aldığımız zeytine kadar bazen öyle hilelerle karşılaşıyoruz ki aldanmamak için cambaz olmamız gerekiyor. Üç kuruş fazla kazanmak için gözünü para hırs bürümüş insanlar, acaba aynı şeyleri kendi çoçuklarına da yediriyorlar mı? Yediriyorlarsa asıl o zaman korkmak lazım. Artık vicdanları körelmiş demektir. Ne söylense kar etmez onlara. Bazen ettiğini de,yaptığını da bulanlar çıkabilir. O insanların yüzünü görür gibi oluyorum. Yardım için yalvaran sözlerle kendisini bağışlatmaya çalışırlar. Çoğu zaman o kazandığı para sağlığını kurtarmasına yetmiyecektir.Herşeyin başının sağlık olduğunu geçte olsa anlarlar.
Sağlımızı kaybedince sağlığımızın kıymetini daha iyi anlıyoruz. Belki de iyi olduğumuz zaman yine birçok şeyi unutacağız. Ve sorumsuz üreticilerin ürettiklerini yine yemeye devam edeceğiz.Ne yapalım? Kendimizi mahkum ediyoruz.Onlara güvenip alıyoruz herşeyi.Ne yapalım hayat böyle deyip geçiyoruz. Peki gerçekten hayat bu kadar ucuz mu? Yoksa biz mi ucuz hale getiriyoruz? Malesef biz ucuz hale getiriyoruz. Şöyle bir geriye yaslanıp düşünürsek; birçok yanlışı bilerek ya da bilmeden yapıyoruz. Sonra da cezasını çekiyoruz.
Gününüz şen, içiniz sağlık dolu olsun. Yüzünüzden gülücük, yüreğinizden sevgi eksilmesin. Sağlıcakla kalın.
Tan yeri ağarırken, ufukta kara bir leke göründü. Güneş, o gün çok farklı doğuyordu. Sanki o günü hiç yaşamak, doğmak istemiyordu. Olan olmuş, doğmuştu. Birden kurşunlar ardı ardına yağmur gibi patlamıştı. Sonra yere bir bez parçası düştü. Üstüne kan damlamıştı. İnsanlar çılgına dönmüş, haykırıyordu. Daha önce böyle kanlı bir gün yaşamamıştı. Yaşandı. Bu bir rüya olsun, kabus olsun; gerçek olmasın. Yaşanmasın böyle bir olay desek, dua etsek; değişir mi bu yaşananlar acaba?
Korkunç bir rüyadayız sanki. Leke, camda olsa da bezle silip temizlesek; değil. Elimize boya fırçasını alsak; ufukta ki lekeyi beyaza boyasak. Olur mu, tutar mı? Olmuyor,tutmuyor. Yaşanmamış bir düş gibi düşünsek, unutsak. Olmuyor, ne yapsak. Gerçekler önümüzde cırılcıplak duruyor. Susmak, teslimiyetçiliktir, acizliktir.Buna sessiz kalmak, olayı kabullenmektir. Başka saldırılara cesaret vermektir.
Ufukta ki küçük bir lekeyi ilk gördüğünüzde ilginizi çeker. Aaa! Ne kadar güzel değil mi? dersiniz. Öyle sevimli, öyle masum görünür ki insanın sevesi gelir. O leke yavaş yavaş büyür, büyüdükçe sevimliliği kaybolur. Çirkinleşir. Bazen de canavarlaşır. Birçok hayvanın yavrusu çok sevimlidir. Örneğin; aslan yavrusu masum durur. Sevimlidir. Ama o yavru büyüdüğünde sevimlilik kaybolur.Çok tehlikeli olur. İşte bunun gibi bazı şeyler vardır ki başlangıçta size masum gelir. Büyüdükçe,önemsemediğiniz şeyler bir gün karşınıza tehlikeli olarak çıkar. Olgunlaştıkça, saldırganlaşır. Kontrolü zorlaştıkça, şaşırırsınız. Ne oluyor? Dersiniz. Karşınızdakini tanıyamazsınız. Bazen kara leke, önüne geleni yok eden, kendinden başkasını görmeyen, kara bir delik oluverir. Öyleyse, ne yapmalı? Eğrisini, doğrusunu iyi tartmalıyız. Ileride neler olabileceğini kestirip, tedbirini almalıyız. Yoksa önü gözükmeyen bir yere veya bir uçuruma sürükleniriz.
Evladını kaybeden insanla yılanın hikayesini bilirsiniz. O hikayenin sonunda yılan'Sen de evlat acısı, bende kuyruk acısı olduğu sürece seninle dost olamayız'der. Dileriz, bu yaşananlar buna benzemez. Dileriz, bu bir rüyadır. Rüya kalır. Dilemekle, gerçekler değişir mi, silinir mi bu kara leke? Kolay kolay silinmez. Peki, kim silecek ufuktaki bu kanlı lekeyi? KİM? Siz biliyor musunuz?
Cengiz ÇETİK
Ne içi dolu olanlar var
Sesi çıkmaz dışarıya
Ne içi boş olanlar var
Çenelerine güç yetmez
Ne içi dolu olan insanlar var
Anam, dertli anam,
Derdine yandığım anam,
Duygusallaştı yine oğlun.
Elinde kalem, gözünde yaşlar,
Anlatmak istiyor,
İçindekileri sana.
Anam benim,dertli anam. Oğlun yine duygusallaştı. Elinde kalem, gözünde yaşlar, içindekileri sana anlatıyor. Dilimi bağlamışlar anam, konuşamıyorum. Anlatmak istediklerimi söyleyemiyorum. Demokles'in Kılıcı gibi tepeme çıkmışlar, aba altından sopa gösteriyorlar. Yine de kalemimin yazdığı kadarını yazacağım sana.
Yine içime bir duygusallık çöktü bugünlerde. Neden bu kadar çok duygusalım anacığım, neden? Senden mi geldi bu duygusallık bana bilemiyorum. Yurdumun sorunları çoğaldıkça, kaplıyor içimi bir duygusallık. Haksızlığa, yanlışlığa duyarlı ve tepkili olamıyorsam; dili bağlı olaylara seyirci kalıyorsam. Dertlere merhem olamıyorsam. Bazen hırslı, bazen de oturmuş, çaresiz ağlıyorsam. Ne yapayım? Ne edeyim? Nerelere gidip çözüm bulayım anacığım?
Gün gün kararan, kara bulutlar tepemize çöküyorsa; içine daldığımız sorunlar, dağlara dönmüşse; kanayan yaralar kangrene dönmüşse; ne yapayım, nerelere gideyim? Söyle anacığım, dertli anacığım. Derdine yandığım anacığım.
Sözcüklerin ifadesini kaybettiği, anlamsızlaştığı anlar, günler yaşanır ya. Boğazından bir türlü toparlayamazsın, tükenir gider bir an sözcükler dudaklarından ya. İşte hayatın içinde yaşanan öyle günler, beklemediğin an karşına çıkar ve hayatın acımasız gerçekleri vurur bir anda içine. Zamansız ölümlerin, zehir gibi izleri girer yüreğine.
Sevdiklerini kaybettiğin an, çöker acısı insanın yüreğine. Ateş düştü mü yakar, yok eder düştüğü yeri. Kurutur hislerini düşüncesizce. Düşünceler ifadesini yitirir, insanın sevdiğini bir daha görememenin verdiği acıyla. Yıkılır, içten yıkılmayacak sanılan kaleler. Düşünceler körelir, susar bir an. Suskunlukların ardından yükselen ağıtların yüreği delen sesleri duyulur boşlukta. Ve geri dönüşü olmayanların ardından çaresizce yaşamak kalır.
Fidanların kırılması, dalların ağaçlardan kopması, zamansız göçlerin yaşanması, güllerin boynunu bükmesi, güpegündüz gecenin rengini alması gibidir yaşanan. Tarifsiz acıyı yüreğinde hissetmesidir derinden insanı yıkan. Sonu gelmiş bir hayatın ardından çekilen hüzündür geriye kalan. Çaresizce insanın boynunu bükendir, umutsuz bekleyişin acı çığlığını duyuran. Bir toprağın kokusudur çevreye varlığını hafiften hissettiren. Ve bir bitişin öyküsüdür o an yaşanan.
Düşüncelerin kilitlendiği
......öyle bir an gelir ki
............bıçağın değdiği yerde
...............cümlelerin bittiği yerde
................hayat damgasını
......................vurur üstüne
ölümün kalleş nefesine aldanma
bırakma kendini Kara
karanlığın içine,atma kendini
geliyorum, arkadaşım dayan
hatırla, biz seninle nerelerde
HAİN AŞKIM FİRARDA
Hayatta
Ne çok savaşlar kazandım
Ne çok sevgilere yelken açtım
Hiçbiri yıkmadı senin kadar
Merhaba degerli dost güzel üsad,
Güzel siirlerinden bazilarini okudum.
Bu forum alanindan basarini kutlamak ve sizi tebrik etmek istedim.
Nice basarilar ve siir dolu günler dilemek istiyorum.
Bu güzel calismalarina devam diyorum ve yürekten kutluyorum.Bu güzel eserlerini siir sev ...
O Bir Seven O Bir Gönül Dostu
Bütün Dostlar Güzel Hatıralar Hatırlatsın
Beni Size Sizi Bana Ölürsek Bir Fatiha
Ölmez İsek Hepimiz Hepimize Ebedi Hatıra