Benim masalım yazılı değilken,
Sen uçmaya çalışıyordun.
Oysa cadılar süpürgesiz uçamazdı.
Ve ben elimde bir kalem,
Senin uçabilmen için,
Kendi masalımızı yazıyordum.
Köhne balıkçı tekneleridir şahidim,
Ben bu denizlerde hiç ölmedim.
Her girdap çağırdıysa da beni,
Şu yosunlar da şahittir ki,
Hiç dibe inmedim...
Denizler yalancı yeşillenir,
Seni uykudan hemen önce
Ağlayarak andığımda,
Hasretin taşıyor rüyalara...
Bir garip hüzün mevsimi
Üşütüyor iliklerimi.
Gecenin siyah zülüflerinde,
Adını sorup uyandım görmeden rüyanın ardını
Sadece rüyamda tanıdım o adı meçhul kadını
Ateşlere girmeyen bilemezmiş yanmanın tadını
Ve ben yanıyorum, o gece andığımdan beri adını
Erikler olmaya başladı mı bahar geldi demektir.
Bahar demek tuza banarak erik yemektir.
Ne baharlar eskittik bu yaşa kadar, ama
Yaşamak eskimeyen bir kalp sızısıyla gülebilmektir.
Herşeyden çok değil,
Herşeye rağmen sevmektir asıl sevgi
Zindanda, dar ağacında,
Açlıkta ve yoklukta…
Zalım bir kış ayazında, zemheride
Pul pul dökülürken etin kemiğinden,
Çocukluğumuz,
Ellerimizden kayan,
Erimiş elma şekerlerinde kaldı,
Ve aşk denilen koca destan,
Yiten çocukluğumuzla birlikte,
Şeker olmaya aday bir elma dalıydı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!