Çanakkale çelik duvar Şiiri - Garib Garib

Çanakkale çelik duvar, paslı pusadın
Namlu ucundan ayrılan kurşun yetim…
Garbın afakından gelen şu kirli fikirler,
Yer yok beynimde gelmeyin artık yetin…
Bu sefer kınayı bağrıma yak anne,
gelen görünmez düşman çetinmi, çetin…

Çanakkale Çelik zırh, Ve süslü zırvalarla düşen cepheler kayıp…
Ölüm kokan siperlerde nöbet bekliyen artık utanmaz ayıp…
Bütün müttefikler kaçıp giderken bir bir cayıp…
Sen nere gidiyorsun Yeniçağ, içimize demokrasi fitnesini yayıp…

Çanakkale titrek , ve açılan gedik başında hesapta …
Garbtan gelen sinsi bakışlı şu zulumet gizliden girmiş millet uyurken şafakta…
Kutsal kitap çalınmış , ucubeler dolaşıyor artık ortalıkta…
güya geçit yok yazıyordu tarihin yazdığı kitapta…

Çanakkale demir bilek,Kapıda bekleyen yedi düvel ,boğazda acizdi…
Koyun , koyuna yatan ölüm , mehmedime vaizdi…
Ey Temmuz'da okunan selalar,
sizi duyup koşanlar azizdi...
Kefensiz toprak altına girmek,
bir şuhedaya caizdi…

Çanakkale Şehit toprağı, üstünde düşmanın görünmez ayak izi…
Tarih sokaklarında çiğnerken adım adım bizi…
Bir asırdır hala bitmedi , özgürlük çığlıklarının krizi…
Bu gelen medeniyet denen tek dişli canavar, deccalın ikizi…

Çanakkale suskun, sakin , yada dilsiz…
Düşman gerideki gölgeye sızmış gizlice sessiz…
Milletin bağrında dolaşan hain acı nerden geldi habersiz…
Saplanan beş ok, altıncısı yayda gergin,
Hedefteki darağacına çekilen alim,
nasılda kalmış çaresiz…

Çanakkale kurşun ,Siperde tüfeğiini kaybetmiş ey asker, söyle neyin var neyin…
Bu gördüğün delinen miğfer altındaki,
bir yirmi üçten kalma sarhoş beyin…
Ve kanlı toprakları ucuza satın alan şu Banker, sevin bakalım sevin…
Kan üzerine yapı olmaz, elbet birgün yıkılır, bir anın karasında kurduğun evin…

Çanakkale soğuk kış ,gökten yağmur yerine ölü kalp yağıyor…
Dinle anne şu doğmamış bebekler neden ,niçin ağlıyor…
Görünmez bir el aksadan çözerken
gönül bağını nere bağlıyor…
Bütün yıldızlara su taşıyan Fırat Dicle,
Artık mavi kanlı yıldızamı çağlıyor…

Çanakkale cennette zindan, aç kapıyı çıkacak var Seyyid onbaşım…
Yüregimi sıkan medeniyet prangası açıl,
Bir nefeslik dirilsin naaşım…
Ey memleketler bir adımlık yol verin,
Flistinde can çekişiyor gardaşım…
Şimdilerde yere düştü , bir zamanlar arşa deyen başım…

Çanakkale batan güneş, şu garbın afakından doğan karanlıkta ne saklı…
Görünen çağdaş adlı maske, altındaki bin bir yüzün hepsi farklı…
Şu ortalıkta kol gezen , çıplak çağdaşlık hangi çıldırmış beynin aklı…
Vicdan mahkemesine düşen dava başsız kalan bir DİN…
Sen söyle laik kelle , bu davada kim suçlu, kim haklı…