Serilen yorgan döşek açılan sıcak bağır,
Her santimi maziden türlü hikaye taşır.
Loş karanlık bir mahzen çeker içine alır,
İki baş bir yastıkta şarap olur yıllanır.
Terk edince ruh teni kalır külçe bir beden,
Ardımızda boynu bükük ümitler
Gözden ırak güdük kaldı seçilmez
Aklımızda en olmadık fikirler
Bir koparsa fırtınadan geçilmez
Beyaz tutuşmalarda
Doruk saçan kardelen
Sarp geçitli dağların
Ayazlar şahikası
Baş döndüren cazibe
Benim deli zamanlarım
İflah olmaz zor anlarım
Geldiğim zaman kendime
Kendim bile yalanlarım
Benim deli zamanlarım
Dört duvar arasında
Buhranın on ikisi
Şehir üstümde enkaz
Külçe kurşun sancısı
Zifte bulanmış toprak
Umutlarım savunmasız çırılçıplak arzulardı
Elleri yok ellerine el verilip tutulmazdı
Umutlarım yapayalnız korunmasız tutkulardı
Dilleri yok dillerinden aman sesi duyulmazdı
Emelleri hamle yapmak gerçeklerle buluşmaktı
Ağustos ondokuzda bir yaz günü gecesi
Başlamış yaşantımın sahnedeki perdesi
Zonguldak sırtlarında bir devlet hastanesi
Doğumhaneden çıkmış gürbüz bir bebek sesi
Neresinden baktımsa manzaraya doyulmaz
İçten bakıp tadına varmaması hak olmaz
Madem ki keyif çöktü bitap garip gönlüme
Meze yapıp dizeye katmaması şık olmaz
Rüzgara yelken açmış dev kanatlı martılar
Akşama erdi işte bugün de öylesine
Telaşlı bir yorgunluk çöküverdi üstüme
Perdenin kapanması bir ihtimal olmasa
Yol almazdı bu yürek yaşam tünellerinde
Boğucu bir dehlizden geçse de her seferi
Neden sensiz olmuyor
Sensiz yapamıyorum demeyi
Neden yediremiyorum kendime
Oysa tanımasaydım seni
İkircikler kemirmeyecekti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!