Sürgün edilmiş gibiyim,
Uçsuz bucaksız bir yere,
Kalbim kayıtsız artık olan bitene,
Gönlüme inmiş sanki bir perde.
Sahnenin hangi tarafındayım?
Sözler hiç bu kadar ağır olmamıştı.
İnsanlarla uğraşmak daha kolaydı.
Vicdanlar uykuya dalmamıştı.
Münferit, sıradan bir olaydı.
Cümleler hiç bu kadar yaralamamıştı.
Sensiz gidemem sonsuza,
Saplanır bataklığa ayaklarım,
Çırpınırım yaralı kuşlar gibi,
Yarım kalır umutlarım.
Sensiz gidemem sonsuza,
Derdimiz var şu koca alemde...
Olmasaydı kalır mıydı yaşamanın anlamı?
Her yürek farklı farklı demde,
Unutamayız gideni kalanı.
Sadece aşk derdi olsaydı, yeterdi bize,
Soğuk bir sonbahar akşamı gibi yüzün,
Gündüzü unutmuş bir gece gibi,
Zifri karanlık artık, her yer hüzün,
Sonu gelmez bir hasret gibi.
Yalnızlık vuruyor gökyüzüne,
Yaz yağmurları gibi hayat,
Güneşin uykuya daldığı zamanlar,
Bir tek yapraklar rahat,
Hislerimi en iyi onlar anlar.
Kaybolma mevsimindeyiz sanki,
Yorgunum, yoruldum sessiz çığlıklardan,
Gün ağarmadı bahçeme.
Kopamadım ıssız kalabalıklardan,
Huzur dokunamadı çehreme.
Kimde arasam teselliyi?
Nereye gittiğimi bilmeden yürüyorum,
Bazen akşam, bazen sabahın beşinde...
Verimsiz bir toprağı sürüyorum.
Umutsuz bir sevdanın peşinde...
Boş laflardan uzaklaşmak için,
Uzak gemiler, çok uzak...
Her yasak, bana birer tuzak.
Günler, aylar geçmez buralarda,
Gelecek bize çok uzak.
Tutunuyoruz ağacın bir dalına,
Şanssızım ben kusuruma bakma,
Kederimle boğarım belki seni,
Boş yere yüreğini yakma,
İstersen uzaktan sev beni.
Bir girdaba girme boşuna,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!