Savruldum, bilinmezlerin içinde
Nasıl bir sancı, kıvranıyorum işte
Bir meltem boşanıyor yanağıma
Gamzelerin cilveleştiği gülüşte
Mahkumum, çözülmez gizemin gölgesinde
Seni başka gözlere ifşalayan lambalar
Öfkemi hançerleyip öyle yanıyor
Celladım ,benden çok gören aynalar
Cigerimde parçalanıp öyle bakıyor
Kalbim zamanı ördüğüm düz duvar
Beynini kemiren kördüğüm
Seni esir alan
Işığını kapatan
Evhamın hazin yaraları
Kalpte bıraktığı kır
Üzüldüğüm
Döktürdüğün göz yaşlarıyla, sularsan kirpiğini
Dağların sırtlamadığını, sararsan sırtlara
Göz çukurlarında kaynar feryatlar,Hazır ol,
acıyla yanan ,gözden gelecek oklara
Ötekileşir, sessizleşirsin elinden tutulmayınca
Sırtında mutluluğun altı delik küfesi
Yama yapamaz gece,dikemez ızdırabın sesi
Ayakları yerden keser,sen ucundan tutunca
Özlemin sardıkça her yanı ağımıda çürütür
Uçurumlar yuva yaptığı zaman
Hüzün işliyor hançerin kabzesini
Ayrılıktan yılmıyor, sarmaşık
Dokülsede yaprakları bırakmıyor sevdiğini
Kıl gibi kalan umuda, çöksede hazan
Karanlık ustura, sevdamsa ışık
Kuşlar hep dala konar
Hemcinsinden olursa yere
Taneler taşın heybetini gölgeler
Korku, korkar girince midelere…
Sessizlik korkundan değil, edebinden
Bir haber bekliyorsun, melekut aleminden
Üstünde ateşten ağır toplar
Boğazına dayanmış mızraklar
Ama sen hala sessizsin
Parmaklarını oynatıyorsun, dudaklarından Allah zor anlaşılıyor
Mıknatıs olsam gözlere
Uzatırım gözlerimden ucunu,
Kavuştururmu gözyaşını, yuvasına,
Kirpiklerinin altına koydum,
Kalbimin avucunu
Hep beyaz görmek, kapılar açıldığında
Olgun olanı dile getirmek,
ham acıttığında
Yüreğin alkış tutar, tebessümün yollarına
Mutluluğu satın alırsın,
Hayatı simit tepsisine koyup,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!