Kimin ne hakkı var,
Dünyanın olanı Dünyadan çalmaya
Yeryüzünü ağlatıp,
Göz yaşını faylara duyurmaya
Kızınca haddi aşma,
Sonra başlarsın ağlamaya
Yaşkende eğilmez mayasından karakteri çalanlar
Kavak opermi toprağı söğüt misali
Her parlayanın, yıldız olmaksada hayali
Duramaz göğün döşünde,hamurunda olmayanlar
Ruhun paspas olursa öfken çıkar ortaya
Yakışına, bakılırken
Kendine bakılmak için,
Yakıştırma
Çürümenin başladığı yer
Çıkardın üstündeki seni,
Değiştirdin kimliğini
Kalbimde mühür gibi duruyor
Bende bıraktığın gönül yarası
Güzde bahar olup solmuyor
Ay gibi doğuyor gece yarısı
Tükenip bitmeyen acılardan hazine
Ben sevdanın dar sokaklarında,
yanlızlıkla ıslandım
Mutluluk yağan yağmurlarına, yürüdüm tükenmişliğimle
Senin varlığın güç oluyordu,
imkansızın hecelerini yıkmaya
Kalbim, inzivanın sislerine ihtilal yaptı,
Hayata dair,
Yazılacak hayalin varsa
Cebinde küflenmez çile
Rahmet yağmuruna damla olmaksa
Mazluma umut,
Mahşereyse ricalin
Dört duvar arasında sıkışmadan
Zindanı sırtında taşımak
Hüzünü yastık, acıyı yorgan yapıp
Kelepçesiz kalbinde esir yaşamak
Kaderin kardeş ettiği yarayı, sargı diye
Yanında olmasamda,sevginle terliyorum
Bir damlana yağmurum denk olmasada
Işığın uzaklarlarda, karanlığında eriyorum
Yüreğim mum gibi yanıp dibine damlasada
Kalp kalbi göremez kirpikler bakışsada
Nefes alıyorum, az da olsa
Konuşuyorum, merhaba diyecek kadar
Güneşe, yağmura, borcumun diyeti
Sesim onlara gülecek kadar
Yarasadan iyi kulaklarım, boş kalmıyor
Unutulmaz,dün gibi aklımda, doğduğu
Babalık nişanının bedeninde koktuğu
Mazide resimdir,ilk burnundan tuttuğu
Körpe dudaklarınla,elimi öpüyordun
Yürümenle tohumların yeşerdi bağrımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!