Cagrildigin Fotograflardan

Ne müşterisine mahsus çocukluk
Ne ergenlik çağına asi gençlik, her nesne artık torpidodaki naylondan oyuncak
Artık hiç kimsesi yok herkesin
Kurak bir defileden kefenine mezarlık hüznü ve çelenk çiçekleri şeçer bakar takınırcasına
Kuru dallardaki yapraklara ziyaretini haber veren acıklı bir doğumla gelen
Yorgun yazlardan evi barkı göçebeliğe dökün saçın güze uğrayarak
Sen de kendini özleyeceksin, defter kitap okul yolunun künyesi tertemiz seher yelleri seni çağıracaktır
Buluğ çağında henüz deli serpilişin dal budaklanıp sevgiliye saçaklandığı uykuyu düneği yitirdiğin hayal meyali
Hayatın beyaz sayfalarnda utangaç vesikalık resimlerden ve eski sinemalardan seni seslenip çağırıyordur
Liseye yakın ilkbahar
Ve çalgıcılar sokağından
Ana caddenin ucunda tahıl ambarları ve nehrin diğer yakası
Seni çağırıyordur utangaç masumiyetlerde adını unuttuğun fotoğraflar, fabrikanın umuma açık büfesi
Otobüs
Dolmuş
Tiren
Sen de özleyeceksin buruk bir pencereden tütün serper gibi yaraya canhıraş
Tipilerden ve ayaz gecelerden eser doğar gibi can kırıklarıyla uyanan sabaha
Işıdığında gün, söküldüğünde veda, adı adresi belirsiz yarına
Yaprakta tomurcuk, budakta diken, yamaçta duvar duvara afişlenmiş güz kentleri senin süslü bisikletin sanki
Asmalıkların ordan ,
Sen de saati saatini tutmayan yüksek binaların arasından çırpına çırpına yer yer yağmur, yer yer gökkuşağına
Seni getirip götürecektir tarifeli tarifesiz her sağanak, bahar bulutlarıyla senden uçup giden gençlik yılları
Ve bir şehir foto romanında parklardan fuar olmuş çoğu zaman ıhlamur ile karanfil ve ilk kez görüp dokunduğun her şey
Hiç varıp gidemeden gelip geçen bir çok şeyle evden çoook uzaklara
Terminal
Sarkaç
Saat
Feleğin çemberi
Uçurtmanın gökyüzü rengi, vadesi dolmuş düşlerin, hiç olmamış taze yarınların, hayal kırıklarıyla
Gidip geliyordur ışığı kararmış gölgen
Ordan sana sesleniyordur hiç el değmemiş yeryüzü üzüntüleri, dünyanın boynunda asılı madalyon
Ve çamur çaylak demeden çok gün görmüş sevinç yumaklarıyla yunmuş yıkanmış hayata
Seni çağırıyordur musluğun kenarındaki kokulu sabunlar

Mart/ 25