'Gerçek güce sığınan tüm sessizlere,
Şiirsel bir mektupla sesleniştir.'
I.
Söylemekten bile zorunu yapıyorsunuz.
Susuyor!
Sevilen kıymet bilirse
Sevdiğine değer verirse
Arzusun yerine getirirse.
Rızaya erişmek dilerse.
&
Sabrını kalkan yaparsa.
Bir an olsun sensiz duramıyorken
Gel gör, şu halimi Allah aşkına
Nedir bunca zulmün anlamıyorken
Gel gör, duy sesimi Allah aşkına
Sana bir kez bile kızamıyorken
Neredesin ey dost neredesin?
Gönül bahçemde öten bülbülsün.
Sen ne içten sözlü bir yolcusun.
Gelipte uğrayanlara selam olsun.
Vaktin varsa sende biraz uğra.
Ne güzel ötersin bülbül.
Hakka çağırırsın bülbül.
Seherde öten, şeydasın bülbül.
Çağlarsın içten, gönülden bülbül.
&
Kafesin altındandır bülbül.
Hak’kı görebilmeyi,
Hak’kı duyabilmeyi,
Hak’kı bulabilmeyi,
Hak’la olabilmeyi,
&
İster Hak aşıkları.
Işıl ışıl parlarsın.
Dönmekten hiç yorulmazsın.
Haktan gelen emir üzere,
Sen yolundan ayrılamazsın.
Nasıl bir dert vermiş yaradan.
Bakma hep uzaklara öyle.
Birazcıkta gel beriye.
Hep başkalarını irdelersin.
Birazda kendini incelesene.
Kolay mı, kendine bakmak.
Şöyle bir kapatıver gözünü.
Bırakıp herşeyi dinle özünü.
İyi dinleyen çok şey duyar orada.
Haydi gerçek dosta son yolculuğa.
Duyarsızsa gönlün ne duyacaksın?
Çağırmayın beni böylece! ...
Söylerim sözümü içtence.
Hiçbir gizli kalmasın diye.
Derdi, kim taşır isteye isteye?
Derdimiz varsa konuşalım.
Bir gün gelecek dost bir gün Hüda'nın yanına varacağız. Gül kokulu Muhammed'in yolundan koşacağız. Tabii ki ilk başta iman ile dolacağız. Selam ve dua ile