Alnın açık
Yüzün pak
Kirpiklerin sanki birer ok;
Gönlümden başkasına batmasa!
Okyanuslar giriyor sanki içine
Bu sefer dedim ki kendi kendime:
Hadi bakalım! Adam gibi ve anlaşılır ol biraz!
Kıvırmadan dosdoğru, kırmadan ve kibarca yaz!
(Sonra hatırlatın lütfen, mama almam lazım kedime!)
Hanımefendiler, beyefendiler,
Can,
Bir çocuk olabilir afacan mı afacan,
Canının içine sokasın gelir bir an;
(“Yerim seni! Sevsin seni amcan”!)
Lakin getirebilir adamın canını burnundan.
Boyamakla,
Bir yerine bir şeyleri ekleyip takmakla,
Bir yerinden bir şeyleri çıkarmakla,
Bazı şeyleri uzatmak veya kısaltmakla
Büyütmekle, küçültmekle
Aslını kaybetmez canlı olan hiçbir şey;
Dua ediyorum
(Çalışıp çabalamadan)
Günlere, ölenlere, erenlere
Âlem-i ervahtan gelenlere
Dua edenlere:
Karıncaların dizilişine
Turnaların süzülüşüne
Bulutların aldığı şekillere
Suların çıktığı yerlere
Vesaire vesaire
Bakarak deprem falı açıyorlar;
Kolaylıklar da vardır;
Ahmaklık değil midir bir tas suyu çok sanmak okyanustan
Ne var bilmek istersen okyanusta haberi sor yunustan
Araştırıp sormaktır ilmin başı insanın tek yoldaşı
Dünün iyilerinden dünden fazlasıyla
Dünün kötülerinden dünden azıyla
Bugüne gelen olmadı;
Bugün, dünden iyi-yarından kötü olmadı.
Zaman geçti gitti…
(Sözüm ona dosttuk, el bile sallamadı!)
Dışta olanı gören gözdür
İçte olanı gören özdür.
İşte bu anlaşılabilir bir sözdür.
Çabam, içini dışına çıkarmaktır adamın.
İnsan olamamaktan hep:
Kışın ortasında aç-susuz ölmüş
Canı donmuş kuşların uçamaması,
Yere düşüp ölen bir emeklinin
Gazetelerle örtüştürülüvermiş cesedinin yanı başında
Hala kuyrukta olması pek çok yaşlının 70–80 yaşında;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!