Canım yavrum sen şimdi ne güzelsin
Hayallerin vardır, kim bilir belki düşlerin
Hayatı seveceksin elbette...
Bizleri tanıdıkça için sevgi ile dolacak
Başında mutluluk bulutları dönecek
Bizim en kıymetli varlığımız olacaksın
dört duvar arasındayım
dört karanlık duvar..
yalnızım...
çıkmak istiyorum,
yaşamım, umutlarım ve özgürlüğüm için
sevgiyi, dostlukları alabildiğince
upuzun geceler her taraf zindan içinde
karanlıklar yine zafer kazandı
her şey yorgun ve sessiz, rüzgar bile
bir tek hayellerim yana-döne peşinde
insanlar hep kırılgan, dargın
sabah ilk senin sesini duyarken
dünyam değişiyor sanki...
nasıl da ayrı geçiyor zaman
sen orada, ben ise burada
hasretin dayanılır gibi değil
hep düşüncemin içinde, aklım sende,
vakitlerden iki mart gecesi,
telefonda eski sevdamın sesi.
tam iki koca yıl sonra,
tekrar seninle konuşmak...
depremler, yıkımlar girdi araya,
yine de unutmadım diyorsun
bazı şeyler hatırlatır
bir müzik, bir şiir
bazen yalnızlık
bazen durgunluk
ve ince bir keder
içini kemirir durur
bir ülkede insanlar öldürülüyor
hunharca edilmiş hayatlar
korku ve şiddet, toz duman
dünya sessiz, dünya rahat
bunca kan-revan
bunca kin
Kimsesiz ve 'garip' lerimize yüzümüzü dönmeyelim,
onların da bir umudu belki sizlersiniz,
hor görüp de sırtına bir tekme de siz vurmayın
onun da bu duruma düşmesinde suçu yok
devran-ı çark ondan değil, emperyalizme yana döner
onun gibileridir sağımızda solumuzda çokça
Gönül senin elinden
Can ağlar, ten ağlar
Sözün hükmünü yok eden
Derdinden göz kan ağlar
Neyi dinledin de neye vardın
görmeseydim cafcaflı çarşı-pazarları,
beton yığınlarını, şeritli asfaltları,
renkli ışıklı, alış-veriş merkezlerini,
görmeseydim, insanın insana kinini,
doğduğum topraklarda yaşayıp, ölseydim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!