Başımıza taç
Gönlümüze ilaç.
Bir elinde çapa
Birinde sıpa
-Gavurun kızı ayıp!
Oranı buranı kapa.
GARABET…
“ Gariplere müjdeler olsun” Hz. Muhammed(S.A.V)
Kimseler garip olmasın
Hasret oduna yanmasın
Söyler dilim ağlar gözüm
Sevgiye huzura dair ne varsa yaşanacak ölmeden önce hepsini alıp iliklerime kadar onlarla ıslanmak istiyorum....
Ben bir bulutum yağmur barındıran özünde, damla olup düşmek isterim toprağın bağrına ki yeşersin ümidim,yarınım ve sevdam bitmesin,murat kalmasın gözümde...
Ama gel görki burada bütün ümitler dağlarla çevrili, kibirlerle örülü...
Sevdadan yanadır dil ehlinin bütün derdi ve ben derdimi hangi dağa yüreğimi hangi sevgiliye açacam bilemiyorum...
Ve arayıştır aslında hayat hikayem... Perilerin, cinlerin olmadığı devlerin, canavarların olduğu bir hayat hikayesi...
GARİP
Gurbete düştüm,
Garipleştim,
Sılamı arıyorum,
Sılamda gurbeti yaşıyorum, içim garip, eşim garip, aşım garip
İçim üşüyor bütün gözler kapalı,
gcenin en sessiz anında
yüreğimdeki haykırışalrın
uzaklardan yansımasını
penceremden esen rüzgarla gönderbilirmisin
yoksa usta tarif et bana
içimdeki hasretin vuslatı ne yana düşer…
Başlıktaki sözün Türkçesini yazının sonunda söyleyecem…
Karı bilirimsiniz? Hani şu kışın habercisi olan, bembeyaz olan, beyazlığı ile saflığın ve asaletin sembolü. Sıcaklığın sembolü.
Evet yanlış okumadınız sıcaklığın sembolü.Karın sıcaklığı nasıl mı olur. Anlatmaya çalışayım; bir memleket düşünün, adeta bir gelinlik içinde bütün doğasının, dağlarının, taşlarının beyazlara büründüğü. Gelinlik, saflığın, heyecanın, coşkunun ve yeni ümitlerin hayallerin,geleceğin sembolüdür.. Bu tablo elbette ki yürekleri ısıtır, insana sıcaklık verir. Kar kışın habercisi olsa da, değimli ki sonda bahar var. Ve güzelliklere ulaşmak için çekilen sıkıntıda kutsaldır.
Karlı bir şubat ayında
Yetmiş üçün beşinde
Hatta sabahın beşinde
Yüreğime zemheri kazınarak geldim dünyaya
Hiçbir sıcaklık ısıtmaz içimi
Temmuzda üşürken
Ağlama diyemiyorum
Ağla küçük Fatima
Gözyaşlarına mendil olamadım
Gözlerinden düşen her bir damla
İçimizdeki çorak vicdanı yeşertemedi
Gecenin karanlığında
Rüyamdaki kabusum
Dudağımdan ısırarak öperken
Nefretimi kusuyorum...
Dolamışken boynumu sevgi celladım
Şiir tadında bir hayattı düşlediğim.
Hayra yormadı hayat düşlerimi…
Çocukluğumun saf ve masum anıları ayakta ve de hayatta tuttu beni.. Düşlerimin güzelliği umuduyla avunurken karabasan yalnızlıklar yaşadım tenha köşesinde yüreğimin..
Ama umudumu yitirmedim hiç değişmeyen hazan mevsiminde ömrüm duraklamışken..
Her gelen yolcu otobüsüne el kaldırdım sona varmak için. Çıktığım bütün yolculuklar beni korkuttu ve başa döndüm… baştan sona gitmek istiyorum artık..
Çok gezen mi çok okuyan mı münazarası gibi geçti hayatım.. Gezdim de okudum da ama münazarayı kazanan hep düş kırıklıkları oldu…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!