Her gidenden bir boşluk kalır, ve her boşluğun kendince bir ağırlığı vardır.
Kimi boşluk zamanla dolar ağırlığı kalkar, kimiside hiç bir şeyle dolmaz o ağırlık yüreği ölene kadar ağrıtır....
Karşı apartmandan komşun taşınır bir süre perdesiz kalmış pencerelere, çamaşır asılmayan balkondaki çamaşır iplerine takılır gözlerin.
Bu giden komşunun ardında bıraktığı boşluktur. Sonra bir gün, bir kamyon gelir kapıya; evden eve nakliye.
Yeni perdeler asılır pencerelere, yine ışıklar yanar akşam olunca karşı pencerelerde, ve karşı dairedeki boşluk dolar...
Her sabah taze ekmek kokusu yayan köşedeki fırın kapanır, ekmek sepetleri boş kalır, birde tezgahın üstünde gelişi güzel bırakılmış kürekler vardır ve hamur teknesi yerde içi bomboş öylece durur......
Artık sabahları bir sokak öteye markete yürürsün ekmek almaya. Kepeklisi, kepeksizi, çavdarlısı el değmeden poşetlerde hazır, farkına varmaz olursun bir süre sonra fırıncıdan kalan boşluğun....
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,