Türk şiir ve şairlerinin buluşma platformu antoloji.com kültür ve sanat portalı bünyesinde 12 Mayıs 2006 tarihinde kurduğumuz ve bir ekip olarak geliştirdiğimiz Yeşilrmak Şiir Vadisi Grubu olarak bu yıl ikincisini düzenlediğimiz *** Boraboy Şiir Günleri (23-24 Mayıs 2008) *** etkinliği, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de ardında unutulmaz anılar ve kalıcı dostluklar bırakarak bir rüya gibi son buldu.
Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu’nun kinci kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında düzenlediğimiz etkinlik için aylar öncesinden başlayan planlama ve hazırlıklar yapıldı.Etkinliğin mümkün olduğu kadar kusursuz olması ve amacına uygun olarak sonuçlanması için grup kurucusu olarak ben Ali Rıza ATASOY, grup yöneticisi Fesih AKTAŞ ve grup yöneticisi Ömer CELEP başta olmak üzere organizasyonda gönüllü olarak görev alan Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okul ve kurumlarda görev yapan eğitim çalışanları tarafından aylar öncesinden başlayan detaylı bir planlama ve bu plan doğrultusunda detaylı bir çalışma yürütüldü. Bu planlama ve hazırlıklar esnasında gurubun ve etkinliğin Ankara boyutuyla; katılımcıların toplanma ve topluca Taşova’ya hareketinin sağlanması için araç temini ve katılımcılar arasında iletişim sağlama gibi iş ve işlemler Ankara’da ikamet eden grup yöneticisi Hüseyin BACANK tarafından, yine katılımcılar arasında iletişim kurma gibi görevlerin Ankara boyutuyla grup yöneticisi İbrahim İMER, İstanbul boyutuyla da İstanbul’da ikamet eden grup yönetici Burhanettin AKDAĞ tarafından yürütüldü.
Boraboy Şiir Günleri (23-24 Mayıs 2008) duyuru metninde yer alan planlama ve program doğrultusunda herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden gerçekleştirildi.Katılımcı şairlerin bir bölümü 23 Mayıs 2008 Cuma günü öğleden önce Ankara’da buluştular ve grup yöneticimiz Hüseyin BACANAK tarafından temin edilen araçla öğleye yakın saatlerde Ankara’da buluşarak topluca Taşova'ya hareket ettiler.Bunun dışında kendi imkanlarıyla veya diğer illerden gelecek katılımcılar da aynı gün sabah saatlerinden itibaren bulundukları illerden birer ikişer Taşova’ya gitmek üzere yola koyuldular ve aynı gün öğle saatlerinden itibaren yine birer ikişer Taşova’ya inmeye başladılar.
Katılımcı şairler ve şiirseverler yine aynı gün öğle saatlerinden itibaren Taşova Öğretmenevi bahçesinde bendeniz Ali Rıza ATASOY, Fesih AKTKAŞ ve Ömer CELEP tarafından karşılandılar.Taşova’ya erken saatlerde inen katılımcılar Taşova Öğretmenvi bahçesinde kendileri için ayrılan mekanda oturup dinlendiler, diğer katılımcılarla tanıştılar ve en son gelecek şair dostları bekleye koyuldular.Akşama yakın saatlerde son olarak Hüseyin BACANAK refakatinde topluca Ankara'dan hareket eden katılımcılar geldiler ve Öğretmeevi bahçesinde organizasyonu yürütenler ve diğer katılımcılar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandılar.Öğretmenevi bahçesindeki kısa bir dinlenme ve tanışma faslının ardından yine Taşova Öğretmenevi salonunda topluca yemek yenildi.Akaşam yemeğini müteakip katılımcı misafirler Taşova Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen “Bir Bahar Akşamı Şiir Dinletisi Ve Mezuniyet Programına” izleyici olarak kaldılar.Buradaki programın ardından çay ikramı yapıldı ve programın tanışma ve sohbet bölümüne geçildi.Bilahare misafirler yatılı okul pansiyonlarına yerleştirildiler ve geceyi Taşova’da geçirdiler.
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Ağlasa Amasya
Dolandım da döndüm
Şirin misali…
Karşımda bir ala dağ…
Yüreğim yangında.
Şu kavrulan yüreğimin içindeki koru
Kim körükler..
Bir bilsem
Ya da
Şu yanan göğsüme akan gözyaşları
Neden serinletmez beni de
Daha bir yakar.
Bir bilsem
Bunca bilinmezlik içinde
Sarsılmadan yaşamak nasıl mümkün...
Bir bilsem...
Şu akıp giden Yeşilırmak'la söyleşsem...
Sorsam ona aşkın sırrı nerde;
Vuslat mı korur aşkı
Vedalar mı sever sevdayı...
Sorsam.
Öğrensem bunca yüzyılın sırrını.
Bilsem,
Ah bir bilsem de
Yansam korumla bin kere.
Ruhumla
Etimle
Terimle
Kanımla
Sevdam diye haykırsam
Dağlara dağlara…
Duysa Ferhat.
İnlese şu nazlı Taşova,
Seyretse yayladan Borabay
Ve…
Ağlasa Amasya
Aşka,
Sevdaya,
Kavuşamayanlara.
Serap Hoca
Boraboy Şiir Günleri Etkinliği’nin olağanüstü bir gayret ve özveriyle düzenlenmiş olmasına bir kez daha tanıklık etmenin keyfiyle, merhaba Ali Rıza Bey...başta siz olmak üzere emeği geçen herkesi tüm içtenliğimle kutluyor ve hep söylediğim gibi, umuyor ve diliyorum ki; şiir ve dostluk yolunda verilen bu emek, bu özveri, karşılığını fazlasıyla bulsun…
Grup sayfasında yazılanları okuyabildiğim kadarıyla, etkinliğe bu yıl ilk kez katılanlar, bizim geçen yıl içine düştüğümüz şaşkınlık ve hayranlık içindeler, ki; çok yerinde bir duygudur bu ve eminim duyulan bu hayranlık, her katılışlarında artarak katlanacaktır…açıkçası, ikinci kez bu duyguları yaşadığım için kendimi şanslı görüyorum…
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da organizasyona başta şahsınız olmak üzere Sayın Fesih Aktaş ve Sayın Ömer Celep hocalarımızın titizliği damgasını vurdu ve hem yerel yönetimin hem de diğer tüm çalışanların gönül birliğiyle sunduğu misafirperverlikten bir kez daha nasibimize düşeni fazlasıyla aldık…binlerce teşekkür, bu güzel evsahipliği için…
Yemyeşil bir gerdanlık gibi önümüzde serili Boraboy’ da okunan şiirleri bizim dışımızda dinleyenler de vardı…kertenkeleler…bu güzel şöleni onlar da bulundukları yerden sessizce dinlediler ve bizzat, şiirler okunan kürsünün etrafında dolanarak selam verdiler şairlere…ondan bir gün önce de Orman Evi’ nde bir yandan çay içip bir yandan sohbet ederken okunan şiirleri bizden başka alkışlayanlar olduğunu fark etmiştim…saka kuşlarıydı bunlar…gecenin o saatinde nasıl bir şevkle ötüşüyorlardı; belli ki onlar da kendilerini bu şölenin akışına kaptırmışlardı….sonra bir de kelebekler var…hele avuç içi büyüklüğünde olan bir tanesi vardı ki; ışığın etrafında dönüp durdu ve sonrasında şiirlere kulak verip biz ordan ayrılıncaya dek de sessizliğini koruyarak asılı kaldı olduğu yerde…ara sıra Ömer Celep Hoca’ mın nüktedan konuşmalarına hafif hafif kanat çırpıyordu ama sanırım bunu bir tek ben gördüm…velhasıl doğanın tüm unsurları sözleşmişcesine, içine hapsolduğumuz şehir dehşetinden alıp çıkardı bizi ve iki gün de olsa nefes aldık sayelerinde…sağolsunlar…
Yine benim için anlamı olan bir başka güzellik, cumartesi sabahı Pirler Parkı’ nda yaptığımız kahvaltıya, Amasya İl Milli Eğitim Müdürü Necati Akkurt’ un, kendi de şiir yazan kızıyla birlikte katılması oldu…Sümeyra Bengisu Akkurt’ un heyecanı ve konuk şairleri, tek tek ve hani nerdeyse kendinden bile gizleyerek ama büyük bir merak ve ilgiyle izleyişi çok sevimliydi… ona kitabımı imzalayıp verirken bir dahaki Boraboy Şiir Günleri Etkinliği’ nde onu da şiirlerini seslendirirken dinlemek istediğimi ilettim ve sözünü aldım…umarım bana verdiği sözü unutmaz…
Yine geçen yılki etkinlikte tanıştığım Sağlık Meslek Lisesi öğrencilerinden üçüne rastlayışım da çok hoş bir sürpriz oldu benim için…Boraboy’ dan dönüşte Taşova’ya kadar onlarla birlikte inerken gözlerindeki ışıltıyı seslerindeki heyecanı bir kez daha hissettim…diğer arkadaşlarını bu kez görememiştim ama söz verdiğim gibi, dumanı tüten kitabımı imzalayıp, geçen yıl birlikte çektirdiğimiz fotoğraflarla birlikte onlara iletmek üzere Fesih Aktaş Hoca’ ma verme şansı bulduğuma da ayrıca sevindim…onlar da sevinmiş olmalılar ki telefonla arayarak seslerini duyurdular bana…dilerim, duydukları bu heyecan ve coşkuyu her koşulda yaşayıp yaşatsınlar ve hayatın her alanında yaşadıklarına dair hissettiklerini, birer yetişkin olduklarında da esirgemeden sunsunlar…
Bu yılki etkinlik kapsamında güzel bir rastlantıyla yer alan ve izlemekten büyük memnuniyet duyduğum, Taşova Anadolu Lisesi’ nde düzenlenen mezuniyet töreninin – üstelik, ilk mezuniyet töreninin – bir şiir şölenine dönüştürülmüş olması ise apayrı bir güzellik ve anlam taşıyordu bana göre…ilk mezunlarını veren bir okulun öğretmenleri ve öğrencilerinin elele vererek, geniş bir şiir yelpazesiyle ve onun ayrılmaz parçası türkülerle, şarkılarla dolu bir gece hazırlamaları ne kadar anlamlı…bu fikri akıllara düşüren, hayata geçiren ve olağanüstü bir performansla sunan, idareci, öğretmen ve çok sevgili öğrencileri can- ı yürekten kutluyorum bir kez daha…ne mutlu onlara ki; böylesine güzel ve özel bir törenin izlerini yıllar boyu taşıyacaklar içlerinde…ışıltılı avizelerin süslediği salonlarda düzenlenen bir mezuniyet balosundansa okul bahçesine kurulan bir sahnede şiirler okuyup türküler söylemek kadar daha anlamlısı olamaz diye düşünüyor ve bu törenin diğer okullar için de örnek olmasını diliyorum…bu sadece onlar için değil töreni izleyen davetliler için de çok özel olmalı…hele çocuklar için…tüm masumiyetleriyle, protokol masalarına konan meyve tabaklarına ilkin yan yan salınarak yaklaşıp ama sakınarak bir iki meyve alışlarını, sonrasında biraz daha rahatlayarak ama çevrelerini yine kontrol altında tutarak, meyveleri avuçlayıp bulundukları yerden hızla uzaklaşmalarını yıllar sonra hatırlarlar mı o çocuklar bilmem ama ben bu masumiyeti hiç unutmayacağım…ayrıca yine aynı gecede, töreni baştan sona ilgiyle izledikleri gibi konuklara karşı oldukça mütevazı davranıp gülen gözlerini esirgemeyen Taşova Kaymakamı Sayın Özkan Demirel ve sevgili eşi, hakim, Berna Hanımefendi’ yi de unutmam mümkün değil…tıpkı, Taşova Öğretmenevi’ ne ayak basışımızdan ayrılıncaya dek her koşulda ve yerde gönül zenginliklerini esirgemeden sunan diğer tüm isimsiz emek verenler gibi…
O kadar çok unuttuğumuz güzellik var ki; koşuşturmalar arasında tadını çıkarma şansımız olmuyor ne yazık ki…bu kez gözüme takılanları kendime saklamayıp paylaşmak isteyişim biraz da bundan…ortak noktamız olan şiir ekseninde bunları yaşamış olmanın bambaşka bir anlamı var benim için…bu vesileyle bir kez daha emeği geçen herkesi sevgiyle selamlıyor, en içten dileklerimle birlikte sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum…
sağlıkla ve dostlukla kalmanız dileği ve saygılarımla...
TABİ GİDEMEDİM YA ÇATLATIN BENİ ASLINDA GEÇEN SENE DE ÇOK ARZU ETMİŞTİM DUYUNCA BU SENE DE AMA NASİP DEĞİLMİŞ BU GÜZEL ETKİNLİĞE İMZA ATAN EV SAHİPLİĞİ YAPAN HERKESİ KUTLUYOR SENEYE ARANIZDA OLMAYI DİLİYORUM ..
Yol arkadaşım sevgili Bedrettin GÜREŞ’le birlikte pırıl pırıl bir Cuma sabahında şehzadeler şehri Amasya’ya vasıl olduk.
Kıymetli gönüldaşım Ozan Fedai Koç karşıladı bizi. Peşinden Mustafa AYVALI kardeşimiz bize katıldı.
Meşhur “GAMAŞUK” kahvede yolunu dört gözle beklediğimiz Zülfikar Yapar KALELİ dostumuzun da gelişiyle kareyi tamamladık.
“Gamaşuk” çayevinin işletmecisi saygıdeğer M. Ali ağabeyimizin nefis çaylarını yudumlarken, bölge trafikten hemşehrim Celal Sağlam ve Damla Marketin sahibi sevgili Orhan Bayraktar ülküdaşımın da katılımıyla zamanın nasıl geçtiğini fark edemedik bile.
Topluca Cuma namazı ve akabinde Eğitim Fakültesi öğrencilerinin de bulunduğu bir grupla sohbetimiz oldu. Öğle yemeğinin ardından Yusufiyeli dostları ziyaret edip hal hatırdan sonra nihayet TAŞOVA’nın yolunu tuttuk.
Bu arada ev sahipliğini en üst seviyede gösteren GAMAŞUK çayevi sahibi M. Ali (dede) ağabeyimize, Damla Market sahibi Orhan BAYRAKTAR gönüldaşıma, Celal Sağlam kardeşime ve şu anda adını hatırlayamadığım Eğitim Fakültesi öğrencilerine ve Eğitim fakültesi öğretim üyesi sayın Mustafa Kandemir kardeşime çok teşekkür ediyorum.
Taşova Öğretmenevi bahçesinde bizi sevgili Ali Rıza ATASOY müdürümüzle güzel insan Fesih AKTAŞ kardeşim ve nüktedan Ömer CELEP bey karşıladılar.Bizden önce Taşova’ya ulaşmış olan daha bir hafta önce İstanbul’da beraber olduğumuz Kadir ALBAYRAK, Zeynep BONE, Ünal KAR, İsmail TUNÇ ile yine beraberdik çok şükürler olsun. O anda burada hazır bulunan Hünkar DAĞLI,Burhanettin AKDAĞ, Sabit İNCE, Fikret Oğuztürk eşi Gülay hanım ve kızları Merve, Afet KIRAT, Serap Hoca, Şemsettin DERVİŞOĞLU, Mustafa EROL, Hayati Gönültaş, Çelebi ÖZTÜRK, Binali KILIÇ, Ekrem Yalbuz ve eşi, Hüseyin BACANAK,Sevim YAKICI, Turhan TOY,İbrahim İMER kardeşim ve şu anda adını hatırlayamadığım kıymetli şair ve şaire dostlarla kucaklaştık.
Akşam yemeğini öğretmen evinde yedikten sonra topluca Taşova Anadolu Lisesi’nin mezuniyet töreni ve şiir dinletisine geçildi.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. Öğretmen evi bahçesinde emekli öğretmen kandaşım (Arh+) Hasan ÖZTÜRK arkadaşım Bedrettin Hoca ile beni A.Rıza ATASOY hocadan izin alarak YEMİŞHEN mahallesine götürdü..Bu mahalle bana yabancı değildi aslında. Benim bu mahallede eskiye dayalı dostlarım vardı. Hem o dostları ziyaret etmenin yanında eczacı Naci Bey, Aydın ağabey gibi yeni dostlara sahip olmamıza vesile oldu.
Geç saatlerde tepeye çıktık. Tepede ince bir soğuk vardı. Ama dostluklar sıcacıktı. Şiirler okundu dostça sohbetler edildi.
Cumartesi sabahı Amasya ve Boraboy programı vardı.
Yeşil donunu giyinmiş ormanların ortasında ormanın yeşilinin şavkının vurduğu BORABOY Gölü’nün her tarafını dolaştık. Eğer fırsat olsaydı Ozan FEDAİ KOÇ sazıyla bu güzelliği anlatacaktı. Ama programda saz çalma olmadığı için Fedai de bir şiir okuyarak katkıda bulundu.
Önemli olan birlikte güzel şeyler paylaşmaktı. O güzellikleri doya doya paylaştık.
Otobüsümüzün kalkacağı saate geç kalmamak için Kadir ALBAYRAK, Zeynep BONE, Ozan Fedai KOÇ programın bitimine bekleyemedik. Ismarlaştık, ayrıldık. O nedenle toplu resimde yer alamadık haliyle.Önemli olan yüreklerde yer almaktı.katılımcı tüm arkadaşlarımız benim yüreğimin baş köşesindesiniz.
Cümle katılımcılara selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.
Ayrıca bu buluşmayı sağlayan Allaha hamdü senalar ediyor, vesile olan Ali Rıza ATASOY, Fesih AKTAŞ ve Ömer CELEP hocalarıma
Ve ayrıca, Bos BAĞTAŞ otobüs işletmecisi saygıdeğer Yusufiyeli kardeşim Hüsamettin AYDIN'a, TEŞEKKÜRLERİMİ arzediyorum.
ÖNERİ:
Bu güzel etkinlik gelecek yıllarda devam edecekse eğer, Borabay Programının başlama saati erkene alınsın.
En kalbi selam ve dua ile.
Dursun ELMAS
[email protected]
Öyle bir organizasyon ki Temmuz'un sıcağında serinlik zemherinin ayazında sıcaklık veren cinsten.Başta Sayın Ali Rıza ATASOY,Fesih AKTAŞ ve Ömer CELEP ustalar olma üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.Ne yazsam kifayet etmeyecektir.Harikaydı vesselam.Beni gençliğime dek götüren bir etkinlikti.Ayrıca yıllar sonra Adana Karaisalı'da birlikte görev yaptığım Taşova Lisesi Müdürü İbrahim MALKOÇ Bey'i de tekrar görmek ayrı bir güzellikti.Selam dost yüreklere,selam emek verenlere selam katılımcı canlara,selam Taşova'ya.
Şiirde üç yılını yeni doldurmuş bir kişi olarak Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu’nun düzenlediği etkinlikten önce, sadece 10 yıl yaşadığım Elazığ’ın Sivrice ilçesinde Hazar Şiir Akşamları etkinliğine katılmıştım. Bunun dışında hiçbir etkinliğe katılmadım.
Geçen yıl ilkine ve bu yıl ikincisine katıldığım ve Allah’tan bir mani olmazsa dizimde dermanım olduğu müddetçe her yıl katılmayı düşündüğüm ve düşündüğümüz (çünkü, biz ana baba ve kız olarak üç şair aile boyu iştirak ediyoruz.) bir etkinliktir Boraboy şiir etkinliği.
İki yıldır organizasyonda iğne ucu kadar bir aksaklığın olmayışı sanırım Türkiye’de bir ilktir. Üç muhteşem yüreği, Ali Rıza ATASOY, Ömer CELEP ve Fesih AKTAŞ’ı ne kadar kutlasam azdır.
Benim açımdan şiirden ziyade kurduğum dostluklar inanın dünyaları değer. Yakın çevresinden hep darbeler almış birisi olarak bu kadar saf ve temiz dostlar edinmenin ne kadar önemli bir şey olduğunu iyi bilenlerdenim.
Bir yandan Boraboy gibi Allah’ın büyük bir lütfu mekânda bulunmak, diğer yandan yurdun dört bir yanından gelmiş şairlerle bir arada olmak ve üç muhteşem yüreğin ev sahipliği anlatılmaz yaşanır derler ya aynen öyle.
Sadede gelirsek ağalar hep siz bizleri mi ağırlayacaksınız. Türkiye’de Kilis diye 79 plakalı bir il ve o ilde mütevazı bir kapınız var.
Rabbim sizlerden razı olsun.
Selam ve dua ile
Mensubu bulunduğum ve acizane olarak yöneticilerinden olduğum Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubunun geçen yıl kutlanan 1 inci kuruluş yıldönümü etkinliği gelenekselleşerek bu yılda ikincisi Amasya Taşova ilçemizin Boraboy Göl kenarında kutlanmış ve bir çok şair ve şaire dostları bir araya gelmelerine vesile olmuştur.
Öncelikle bu organizasyonu hazırlayan grup kurucumuz Sn Ali Rıza Atasoy, Fesih Aktaş ve Ömer Celep Hocalarım ile Bizlerden yakınlığını esirgemeyen İlçe Kaymakamımıza, Amasya ve Boraboy Belediye Başkanlarımıza, İl Milli Eğitim Müdürümüze, bizden güler yüzlü yakınlıklarını eksik etmeyen öğretmen evi sorumluları ve çalışanlarına, Orman evi çalışanlarına, Boraboy da hizmet edenlere ayrı ayrı canı gönülden teşekkür ediyorum. Herşey yaşandı ve tatlı bir anı olarak hafızalarımızda yer etti. Bu konuda söyleyecek çok şey var ama herkesin söyleyecekleri hemen hemen aynı olduğu için bu söylenenlere aynen katılıyorum. Orada geçen yıl gelip tanıdığım ve bu yılda teşrif eden dostları görmek çok harikaydı. Bu yıl gelen ve tanıma şerefine nail olduğum bir çok gönül dostları oldu. Özellikle antoloji ortamında tanıdığım Sn Nuh Comba, Sabit İnce, Ünal Kar, Dursun Elmas, Seyfeddin Karahocagil, Ahmet Tahsin Üstatlarım ile, Sn Afet Kırat, Serap Hoca Hanımefendileri tanımaktan büyük onur duydum. Ayrıca ortaokulda beraber okuduğum sınıf arkadaşım ve Taşovada Öğretmen olarak görev yapan Ahmet Gök'ü yıllar sonra bu vesileyle gördüm.Yıllar önce beraber görev yaptığım araştırmacı yazar Yüksel Binici kardeşimle birlikte seyahat etme fırsatı buldum. Bunun yanı sıra memleketim Amasyayı bir kezdaha görmenin mutluluğunuda yaşadım. Tabi geçen yıl görüştüğümüz dostlarımdan Fikret Oğuztürk, Burhanettin Akdağ ve Çelebi Öztürk üstatlarla tekrar görüşme fırsatım oldu. Ayrıca birlikte yolculuk yaptığımız ve bana katlanan Sn İbrahim İmer, Murat Duman,Yüksel Binici, Bayram Yelen, Yanık Ahmet Şahinoğlu, Deniz Şahinoğlu, Ahmet Eroğlu, Ömer Günaydın,İsmail Tunç,Binali Kılıç, Ulvi Samet Yelen, Mevlüt Mısır, İbrahim Sayar ve muhterem eşi,Ahmet Canbaba ve muhterem eşi ile, Sevim Yakıcı, Müzeyyen Keskin, Canan Keskin hanımefendilerle Ve İsmini sayamadığım daha birçok dostlar ile tekrar görüşme ve sohbet etme sevincini yaşadım. Hatalarımız ve kusurlarımız varsa ki mutlaka vardır... affola.
Bizlere bu mutluluğu yaşatan tüm dostlara tekrar teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum. Daha nice kuruluş yıllarında bir arada olmak dileğiyle herkese mutluluk ve sağlık dolu huzurlu bir ömür diliyorum.
Allah C.C. nun selamı üzerinize olsun.
ANEKTOD // BİR ALİ RIZA ATASOY RÜYASI
Yanlış hatırlamıyorsam 2006 yılının Ağustos’uydu. Antoloji de halen yöneticisi bulunduğum bir grup üzerinden, o dönemde çıkarmayı planladığımız antoloji kitabı üzerine ben Ali Rıza ATASOY ve diğer birkaç dost sohbet ediyorduk. Bazı okullara kitap bağışı gündeme gelmiş sohbetin koyulaşmasına yol açmıştı. Amasya’lı olan Ayfer YABA kendi okuluna kitap bağışlayınca “torpil mi var” dedim espiri mahiyetinde. Sohbet koyulaşınca ve “Ali Rıza Hocam bize Amasya’da imza günü yapar mı?” demiştim.
Şimdiki gelişmelere gebe duygular o an tetiklenmiş oldu ve Ali Rıza Hocamın cevabı içimi gıcıkladı.
“İmza günü olsun istediğin, tamam, ama bizim burada bir Boraboy gölümüz var. Ben orda dinleti yapmak istiyorum” demişti. O konuşmadan sonra kendimi Boraboy’da düşünmedim desem yalan olur. Boraboy’u canlandırdım hayalimde. Ancak, böyle organizasyonların zorluğu malumdu.
Süre gelen zaman içinde bir daha bu konu açılmadı. Yeşilırmak Şiir Vadisinde kendi seyrimizdeydik artık…
*****
YOZGAT’TA BİR SOHBET
Çok net hatırlıyorum, dün gibi, takvimler 18 Mart 2007 yi gösteriyordu. Yozgat Akdağmadeni’nin de Çelebi ÖZTÜRK dostumun Kırık Kalemler Şiir Tahlilleri Dergisi adına düzenlediği “18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü Programı”na Ankara’dan kalabalık bir şair grubu ile katılmıştık… Ali Rıza ATASOY, Ömer CELEP ve Fesih AKTAŞ Anadolu’nun bir çok şehrinden gelenler olduğu gibi grup olarak Amasya’dan katılmışlardı.
Dün gibi hatırlıyorum, Ankara dışında katıldığım ilk programdı tanıyan az…. Şiir okumak için anons edildim. Çelebi ÖZTÜRK alkışlanmamı istemişti gelirken sahneye. Sahneye çıktım ve kendime ait “Mehmed’in Mektubu” isimli şiiri çoşku ile okudum. Mikrofonda şiirin son bendini normal üstü yer yer lirik şiiri, epik okumamla salonda (Şimdi vakit gecenin ikisi, mevzide nöbetteyim, / Kömür karası gözlerin geliyor aklıma, / Ben uyumuyorum unutma, sen rahat uyu, / Unutma, bir tek canım var oda bu gece helal vatanıma) ayakta bir alkış furyası olmuştu ve gururlanmıştım. Hatta protokol sırasında oturan Ali Rıza ATASOY, Ömer CELEP ve Fesih AKTAŞ diğer protokol sırası ayaktaydı…. (Video da tekrar izledim ağladım).
Sahneden aşağı inerken, hocam ve Fesih bey önümü kesip tebrik etmişlerdi, yanlarında Ömer CELEP ve Ümüt GÜNGÖR’de vardı. Ayak üstü sohbet ederken ben dizimi kırıp önlerine çöktüm. Bir ara Ömer CELEP ben “Ömer CELEP tanıştığımıza memnun oldum” deyince “Hocam sizi ve yorumunuz Sakarya’yı tanımaz” deyip tebessüme tebessüme neden olmuştum ki (bu sloganı sonraları kendim için kullanmaya başladım) Ali Rıza hocam program havasından çok duygulandığını söyledi. Sohbetimiz hatırlattım kendisine “unutmadım” dedi. “Yapsanıza hocam neyi bekliyoruz. Yapın gururla gelelim” dedim. Birkaç saniye düşündü. Ve Ömer Hocamla Fesih abime dönerek “arkadaşlar döner dönmez çalışmaya başlayın” dedi. Hep birlikte tebessüm ettik.
******
Nihayet Ankara’ya dönmüştük uzun zaman konuşuldu Yozgat… Sezar’ın hakkı Sezar’a esaslı programdı hani.
*****
Bir gün mesajları okurken o çoşkulu, o heyecanlı yazı Ali Rıza ATASOY kaleminden geldi. Yaşanacakları müjdeliyordu belli ki. Ne tarihi, ne zamanı, nede başka bir şey hatırlamıyorum. Çünkü garip bir heyecan sardı, belki ilk defa… belki son defa… belki belkilerden uzak… belki çok yakın bir heyecan…
******
AŞTİDE AMASYA YOLCULARI
Takvimler çoşkuyu gösteriyordu uzun yol yolcularında ve can gibi hatırlıyorum takvimler 11 Mayıs 2007, yer AŞTİ … Yaklaşık 35 uzun yol yolcusu Amasya otobüsünde selamlaşıyordu. Heyecanın elektriği sarmıştı belli ki… elektrik çarpıyordu içeri gireni.
Kelimelerle anlatılamaz yolculuk nihayet başladı.
İLK AMASYA YOLCULUĞU VE SAYGI
Taşova sınır kapısında durduk arka koltuktaydım ön tarafa doğru baktım. Sanki hiç misafir ağırlamamışlar gibi ve ellerindeki misafirin kıymetini bilircesine, çoşku ve sevgi ile heyacan ve gurur ile karşılandılar Amasyalılar / Taşovalılar…
Görkemi, ihtişami anlatacak kelimeleri saklı tutuyorum cümlelerden, zira onu hep birlikte yaşadık.
Ben o programda herkesten farklı bir şey yaptım. PROGRAM BİTİMİNDE BORABOY GÖLÜ ETRAFINDA TAM BİR TUR ATTIM VE İYİ Kİ YAPTIM.
Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, rüya gibi bitti 1. Boraboy Şiir Dinletisi.
İçimde kalan heyecan ile döndüm Ankara’ya yaşadığım şehri artık sevmiyordum, desem yalan olmaz / olamaz. Anılar sohbetler hatıralar takip etti zaman içinde bir birini.
********
2. BORABOY ŞİİR DİNLETİSİ
İçimdeki heyecan gibi hatırlıyorum bir gün Ali Rıza ATASOY telefon etti. Görüştük, sohbet hal hatır derken, 2. Boraboy Şiir Dinletisi’nden bahsetti. Ankara’dan gelecek grupta görev vermek istediğini söyledi.
Ettiğim sohbet gibi hatırlıyorum, gururluydum….
İKİNCİ HEYECAN DALGASI
Aldığım nefes gibi hatırlıyorum, tarihler 23 Mayıs 2008 i gösteriyordu. Hüseyin BACANAK ile yaptığımız çalışmalar sonunda tahsis edilen araç ile yola çıkıyorduk (Buradan Hüseyin BACAK abimizin emeklerine teşekkür etmeksizin geçmek nankörlük olur.).
İKİNCİ AMASYA YOLCULUĞU
Saat onda ben deniz yani İbrahim İMER, Hüseyin BACANAK, Yüksel BİNİCİ, Ahmet EROĞLU, Müzeyyen KESKİN, Canan KESKİN, İsmail TUNÇ, Murat DUMAN, kıymetli ortağım Yanık Ahmet ŞAHİNOĞLU, Ozan Engini namı diğer Deniz ŞAHİNOĞLU, İbrahim SAYAR, Saime SAYAR, hemşehrim Binali KILIÇ, şiir dostu Mevlüt MISIR, Sevim YAKICI, Ahmet CANBABA, Hatice CANBABA ve Çorumdan katılan Bayram YELEN, oğlu Ulvi Samet YELEN’le başladı yolculuk. Çoşku, şiir, türkü ve şarkı… yol boyu arkadaşlarda sigarasızlık dışında sorun yaşanmadı.
********
ALİ RIZA ATASOY RÜYASI
Herkesçe 2. Boraboy Şiir Dinletisi bence Ali Rıza ATASOY rüyası rüya olmaktan çıkmıştı artık.
Peki Ali Rıza ATASOY gerçekten rüya görüp mü bizi Boraboy a çağırmıştı yoksa, belki birkaç yüz yıldır orada duran güzelliğe bir kez de şair gözüyle mi bakmıştı. Bunun taktiri, cevap elbette açıkça ortada olsa da nesneye farklı gözle bakabilmeyi başaranlarda saklı.
********
TAŞOVA ÖĞRETMEN EVİ VE AKŞAM YEMEĞİ
Akşam sularında Taşova Öğretmen evinde güzel bir karşılama oldu. Önemli olduğumu hisettim.
Geçen yıldan tanıştığımız arkadaşlarımızın (Taşova MEB personeli) bizleri karşılaması güzel bir incelikti. Artık Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu olarak bir aile olduğumuzu anladım.
Akşam yemekleri yorgunluk üzerine büyük bir saygı ve sevgi içinde Taşova Öğretmen evindeydi.
********
TAŞOVA ANADOLU LİSESİ GÖSTERİSİ - BİR BAHAR AKŞAMI
Öğretmen evindeki akşam yemeğinden sonra Taşova Anadolu Lisesinin Bir Bahar Akşamı isimli programına katıldık. Bazı öğrencilerin performansları öğretmenlerinden aldıkları yeterince ortadaydı. Gösteri akabinde mezuniyet töreni yapıldı. Bence Kaymakam beyin konuşması gayet anlamlı ve yerindeydi.
********
GECE VAKTİ ÇAY SEFASI
Taşova Anadolu Lisesi gösterisinin ardından şehre şair gibi başka bir gözle bakan Orman İşletmeye ait olduğunu öğrendiğim tepeye çıktık. Tepeden görülen oydu ki, Taşova Anadolu Lisesi öğrencileri hala kıpır kıpırdı.
Gece sefası çayımızı şiir eşliğinde sohbetle tamamladık.
Uyku gözlerimden akıyor derken uzun bir okey sefası.
O gece Taşova İmam Hatip Lisesi öğrencileri yelerini bize terk etmişlerdi. Bunu sabah anladım.
********
PİRLER PARKINDA SABAH KAHVALTISI
Sabah oldu, kuşlar ötmeye başladı uykumuzun üstüne, güzel bir sabahtı. Ranzanın üst katında yatan Deniz ŞAHİNOĞLU’nun sabaha kadar ranzayı sallamış olmasını hiç anlatmıyorum kesinlikle.
Ankara ekibi olarak toplanıp aracımıza bindik, sabah sohbeti ile kahvaltı etmek üzere Pirler Parkına çıktık. Artık yolu geçen yıldan bilen tecrübeli bir gruptuk. (İnanmıyorum kahvaltı için yetmiş kilometre gittik). Enfes kahvaltıya Amasya Milli Eğitim Müdürünün iştiraki onur vericiydi. Bir önceki yıl Vali Yardımcısı Zafer beyin kahvaltımıza onur vererek yanımda oturduğunu dip not olarak belirtmeden geçemeyeceğim.
********
ŞEHİR GEZİSİ
Kahvaltıdan sonra önceki yıldan gelenekselleşen şehir gezimiz kayda değer devam etti. Ve ne olduysa o zaman oldu. Daha önceden dijital kameranın hafıza kartına yerleşen virüs boyunu gösterdi ve çektiğim resimlerin önemli kısmı heba oldu. Canım sıkıldı, moralim bozuldu.
Elbetteki Amasya ve güzelliğini anlatmayı tarihi dokuyu iyi bilen büyüklerime saklıyorum. Ancak Amasya görülmeye değer bir şehir.
********
ÖĞLE YEMEĞİ
Şehir gezisini Boraboy Göl Lokantasında öğle yemeği takip etti. Yemekten sonra göl kıyısında Amasya’lı kardeş ve arkadaşlarla sohbet ettik yeni insanlar tanıdım ve gurur duydum. Hepsinin aramasını bekliyorum ve imkan oldukça hepsini arayacağım.
********
ALİ RIZA ATASOY RÜYASININ İKİNCİ ZUHURU
Bir Ali Rıza ATASOY rüyası ikinci kez zuhura kavuşuyordu.
Kelimelerin bittiği yerde duygular kelimelerle dansetmeye başlamıştı.
Anlaşılan o ki Ali Rıza ATASOY rüya görüp Boraboy’a çağırmamıştı bizleri, o göle gerçekten başka bir gözle bakmayı başardığı ikinci defa görmüş olduk.
********
DİNLETİ VE İZ BIRAKANLAR
Yazımın buraya kadar olan kısmında dost isimlere kasten bir diğerini unutmamak adına yer vermedim.
Ancak, her zaman iz bırakanlar olur.
Bende iz bırakan en önemli husus elbetteki 1 - Burhabettin AKDAĞ’a torpil yapılmış olma şahabeleri,
2 – Fesih AKTAŞ’ın Makbule’sine (Yengenin bu Makbule’den haberi var mı acaba) karşı değerli hocamız ve büyüğümüz Aşık Cinasi Ekrem YALBUZ’un Makbule’si (Ne derdi varsa Makbule ile),
3 – Kayseri’den katılan ve yeni tanıdığım ve adını Deniz olarak hatırladığım kardeşimin şiirine karşılık yanımda oturan yine Kayserili Sabit İNCE’nin “bu çocuk bana sürpriz yaptı” demesi (şiirlerin bu şekilde sunulmasının faydasını gösteren başka bir iz),
4 – sahneye çağrılan Çelebi ÖZTÜRK’ün salınmasına karşı “acele et” diyenlere “ben beş saattir sıra bekliyorum siz beş dk bekleseniz ne olur” diyerek espiri yapması,
5- Ev sahibimiz Macide ÖZTÜRK’ün şiir hakkındaki düşünceleri kadar şiir okuması için çağrılmasında bana “benim yerime sen çık” diyerek geriye kaçması (NOT : ardından gelip sadece teşekkür etti ama sözü var seneye okuyacak),
ve aklımıza gelen bir çok şey.
********
RÜYA BİTTİ UYANMA VAKTİ
Akşam vakitlerine kadar süren rüyanın uyanma vakti gelmesi üzerine son bulması tabi ki hüsran.
Keşke rüyalar hiç bitmese hiç uyanmasak yada Ali Rıza ATASOY daha çok rüya hayalleri kursa.
Mesela önümüzdeki 2009 Mayıs ayında…
İbrahim İMER
Ankara, 29/05/2008
ORTAK ŞİİR // BORABOY
Serin bir dağ rüzgarı gönüllerde eserken
Gölün zümrüt gözleri gönlümü yakıverdi.
Önümüzde yükseldi cennet nerede derken
Şimşek gibi Boraboy gözümde çakıverdi______________Afet KIRAT
Yoluma düşen dilber kucak dolusu zerken
Bırakıp gitmek için vakit dar ya da erken
Bir can canım cananım diye diye gezerken
Bebek gibi Boraboy özüme akıverdi _________________İbrahim İMER
Doyumsuz saatlerle zaman geçip giderken
Ayrılık düşünmeden dedim ki vakit erken
Boraboy'dan coşkuyla dosta veda ederken
Birdenbire gönlüme bir hüzün çöküverdi______________Burhanettin AKDAĞ
Usanmıştım cevrinden cefasından sırrından,
Halbilmez güruhun dayanılmaz şerrinden,
Kaçarken gece gündüz bu alemin marrından,
Tuzak gibi Boraboy dizime takıverdi_________________Ömer CELEP
Serin bir dağ rüzgarı esti karadenizden,
Boraboy da mavi su gözüme bakıverdi,.
Mis gibi bir havayı kokladım ta genizden,
Öyle hoş bir tad varki gönülden yakıverdi_____________Sabit İNCE
Gelmek istedim amma borabaya gelemedim
Ferhat olup dağları şiirle delemedim
Dostları sarıp candan aşk ile gülemedim
Kader yine yolları araladı büküverdi_________________Ramazan KURT
Şiir, şair, tabiat baharla birleşince,
Kardeşlik duygusu bu, kalplere yerleşince,
Her gönülden bir nağme coşkuyla gürleşince,
Batarken güneş bile gıptayla bakıverdi_______________Seyfeddin KARAHOCAGİL
Güneşin sıcaklığı bedenleri yakarken,
Bir bulut üstümüze tepeden çöküverdi,
Sessiz fırtınalardan esintiler beklerken,
Şiir gibi Boraboy gönlüme akıverdi_________________Hüseyin BACANAK
Duvaklı gelin gibi, güzelliğe eşikti,
İçimdeki hüsranı bir anda söküverdi.
Yeşilin her tonuyla mutluluğa beşikti,
Deva oldu Boraboy huzuru döküverdi_______________Fesih AKTAŞ
Akın var Boraboy'a, dört yandan kalem ile
Seyrettik doya doya, dört yandan selam ile
Şiir benzedi suya, dört yandan kelam ile
Boraboy güfte oldu, dudaktan çıkıverdi______________Bayram YELEN
Varıp bir köşesine uzanırım serbeser,
Saçlarımın ucundan serin rüzgarlar eser.
Ressamın tuvalinde gibi duran şaheeser,
Bir katre hüzün gibi içime akıverdi_________________Ali Rıza ATASOY
Kaybolmuştu maviler yeşildi renkler yeşil,
Baharlara sarınan hercai denkler yeşil
Boraboy'un koynunda zümrüt mihenkler yeşil
Gönlüme sevgilerden tohumlar ekiverdi_____________SERGÜL VURAL
Ger yöreden gelmişti nadide birer çiçek,
Boraboy demet yaptı bağrına takıverdi.
Aşık, maşuk misali, Boraboyda bu gerçek.
Öyle meftun etti ki; Gönüller yakıverdi______________Seyfeddin KARAHOCAGİL
Mavi ile yeşili bulursun Borabay'da
Göz kırpar güneş nazlı mı nazlı Borabay'da
Şiir yakamoz oldu gülleri takıverdi
Yükselen gül sesleri hayale çöküverdi_______________Çelebi ÖZTÜRK
ERCİYES’İN ZİRVESİNDEN BORABOY’UN YEŞİLİNE ŞİİR YOLCULUĞU
Türk şiir ve şairlerinin buluşma sitesi olan www.antoloji.com kültür ve sanat portalı bünyesinde Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Rıza ATASOY tarafından kurulan Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu'nun tertiplediği İkinci Boraboy Şiir Günleri 23-24 Mayıs 2008 tarihinde Amasya’nın ilçesi Taşova’da yapıldı.
Ülkemizin çeşitli illerinden yaklaşık 70 civarındaki katılımcı şaiirler ve şiirseverlerin katıldığı programda bizleri Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu kurucusu Ali Rıza Atasoy ile grup yöneticileri Fesih Aktaş ve Ömer Celep karşıladılar.
Bu etkinliğe Kayseri’mizden de ben Sergül Vural, eşim Mevlüt Vural (şiirsever) , İsmail Âdil Şahin, Süleyman Karacabey, Deniz Dengiz. Şimşek, Duran Tamer, Sabit İnce, Ali Baş, Ramazan Kabaktepe katıldık.
Taşova Anadolu Lisesi'nin hazırlamış olduğu 'Bir Bahar Akşamı Şiir Dinletisi ve Mezuniyet Programına' izleyici olarak iştirak edildi. Taşova Kaymakamı Özkan Demirel’in de eşiyle katıldığı programda, görev alan öğrencilere, içinde kendi kitabımın da olduğu kitap demetini hediye etmek üzere sahneye davet edildim. Boraboy gölünün resimlerine bakarak yazdığım“Açıl Bana Boraboy” isimli şiiri de Taşovalılara hediye ederek seslendirdim. Böylece Boraboy’a resminden şiir yazan ilk şair ünvanını da almış oldum.
Bilahare bu programı müteakip ilerleyen saatlerde Orman İşletmesi Herizdağ Tesislerinde çay ikramı yapıldı ve bir süre sohbet, tanışma ve dinleti yapıldı.
24 Mayıs günü Pirler Parkında yapılan kahvaltıda Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan’ın misafiri olan katılımcıları Amasya İl Milli Eğitim Müdürü Necati Akkurt kapıda karşıladı. Kahvaltıdan sonra sohbet ettiğimiz Akkurt, 2 mayıs 2008 de “Amasya Belediyesi Kültür Ve Sanat Etkinlikleri” çerçevesinde hazırlamış olduklarI “ ŞİİR GECESİ” nde Bimarhanede dinlediği aruz şiirlerim hakkında da kısa bir sohbet imkanı bulduk.
Pirler parkındaki kahvaltıdan sonra Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu kurucusu Ali Rıza Atasoy, grup yöneticisi Fesih Aktaş ve Taşova Lisesi Müdürü İbrahim Malkoç refakatinde katılımcı şair ve şiir severlere Amasya İlinin tarihi ve turistik mekânları gezdirildi. Öğle saatlerinde topluca Boraboy' hareket edildi.
İlçenin yeşil gerdanlığı Boraboy Gölü Gazinosunda katılımcılarla birlikte öğle yemeğinin ardından şiir dinletisi bölümüne geçildi. Ülkemizin çeşitli yörelerinden akın akın Boraboy'a gelen şairler Boraboy'un büyüleyici güzelliği karşısında hayranlıklarını ve heyecanlarını gizleyemedikleri gözlendi ve her biri birbirinden güzel şiirleri burada seslendirdiler.
Katılım belgelerinin takdiminden sonra, toplu halde Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu mensupları tarafından uğurlandık.
O güzel geceyi bize yaşatan Taşova Anadolu Lisesi müdür, öğretmen, yönetici ve öğrencilerine, katkıda bulunan başta Taşova Kaymakamı olmak üzere, tüm idari birimler ve çalışanlarına ve tüm Yeşilırmak şiir vadisi üyelerine gönül dolusu sevgiler sunar teşekkür ederim.
....
Kaybolmuştu maviler yeşildi renkler yeşil,
Baharlara sarınan hercai denkler yeşil
Boraboy'un koynunda zümrüt mihenkler yeşil
Gönlüme sevgilerden tohumlar ekiverdi...
SERGÜL VURAL
Şair- Yazar
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta