Doğa, keyfe keder çok özel istisnaların olasılığını değil, girişen sürecin “olağan boşluklu tanecikli özel istisna” durumlarıyla olasıydı. İşte kolektif sinerji böylesi girişen ortam boşlukları içinde lak dedikçe et luk dedikçe su bulmanın olanağını ortaya koyan ilk ve şimdilik tek yalıtımlı ortamıydı. Üretim yapacak bir öncellik içinde hazır enerjiyi vermek, entegre bir kolektif alan bağıntısı içindeki çevrimin özelliğiydi.
Kısacası ilk üretim hareketi başlarken “ne kadar ekmek o kadar köfte” ya da al sana köfte ver bana ekmek demenin arz talebini oluşmanızın, öznel bilgisi, özel bilinci ve özel arz ile talebi yoktu. Ya da ilk başlarda sizin köfte sunmakla ekmek ürettireceğiniz bir eğilim içinde olan dünya yoktu.
Üreten üretenin açlığını onun ürettiğinden anlıyordu. Ağaçtan düşen ağaçta düşenin halinden anlar olmakla iletilecektiler. Ama bu iletime üretenin arzı ile ve üretemeyenin de talebiyle ticaret ya da kâr yapma biçiminde oluşmayacaktı. Hiç beklemediğiniz bir süreçle bu iletilme olanağı takasa dönüşecekti.
İlk üreten totem gruplar yağmacı grupların hışmından korunmanın yolunu, ürettikleri bu tür totem yiyeceklerden bulacaklardı. Hatta ölülerini leş yiyici hemcinslerinden korumak için döşeme ve sedir altına sakladıkları ölülerini dahi mezara, bu yolla koyacaklardı.
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta