Ah yârim, dertli yârim,
İşit feryadımı, duy bu yakarışımı.
Bilmezsin, anlamazsın,
Nasıl bağlıyım sana...
Çözdüm düğümlerini, gönül bağımın,
Yeniden, yeni baştan baktım zamana,
Ve gördüm, ördüm aşkı ilmek ilmek,
Sen dertleş, ben dinleyeyim,
Ben konuşayım, sen dinle,
Ah yârim, ne olur yapma e mi?
Dertli yârim, ah! Anladın mı?
*
İki bin doksan altıda gelmiş dünyaya,
Tüccar idi babası, o da tüccar,
Daha dört yaşında, bir çocukken,
İngilizce, Almancayı kökten kavradı.
*
Tarih, coğrafya, felsefe, astronomi, tıp,
Ve müzik içereydi, ses getiren ahenk,
Öğrendi, öğretti; öğretmen oldu,
Madde, mana ilmi ruhuna doldu.
Yaş on dört, annesi gitti İtalya’ya,
Oğlu Atilla, erdi son sırra,
Fizik, kimya, biyoloji; sanatla hukuk,
Felsefe ilmini de, içine katıp,
Oradan geçti Venedik’e, devam derslere,
Ressam Leonardo’yla yere,
Göğe sığmadı da, tuttu Amerika yolunu,
Dönüşte, göç etti annesi onun,
Ve bir yıl Paris’te kaldı, sanat için,
Öğrendi her şeyi, nedenini, niçinini?
Yıkılmış gitmişti, Bizans İmparatorluğu,
Döndü Türkiye’ye, iki bin yüz on sekizde,
Türkiye...
Evet Türkiye...
Ankara ve çevresinde kurulmuş olan,
Batı devleti altında idi.
Ali Bey’di,
Devletin lideri.
Atadı Atilla’yı,
Atadı Ankara elçiliğine.
Kısa süre sonra,
Öldürüldü Ali Bey
Devletin başına geçti,
Oğlu Mehmet Bey...
Geçti ki,
Atilla’nın kuzenidir.
Giderek,
Politik güç kazandı bizim Atilla,
Ve iki bin yüz yirmide konsolosluk görevi aldı.
Çok haksever tutumu, başarılı kararları,
Ve adaletli idaresi sayesinde,
Sevdirdi kendini halka.
*
Yıl iki bin yüz yirmi üç,
Hakk’a yürüdü Mehmet Bey,
Kaldı mı taht, yedi yaşındaki oğluna?
Bakanlardan Ahmet Bey,
Oldu devlet başkanı yardımcısı,
Başladı siyaset,
Başladı iç kargaşa...
Bir devleti yıkan, nifaktır ah yârim,
İhanet tohumlarından, büyür bozkırın sancısı,
Sen bunları biliyorsun, değil mi?
Canım yârim,
Ah yârim, ah!...
*
Halkın sevdiği,
Güvendiği, göz bebeği bildiği,
Atilla,
İstek ve ısrarlar üstüne,
Öldürdü başkan yardımcısı Ahmet Bey’i,
Ve
Yerine oldu, başkan yardımcısı...
Aynı yıl,
Bağımsızlığını ilan etti Ankara’da,
Beyanname okuttu, kendi adına,
Geçti, başkanlık makamına,
Ve
Bir devlet kurdu,
Atilla Devleti,
Adını taşıyan,
Bu devletin başkanlık makamında,
Tam on sekiz yıl oturdu.
*
Bir yandan,
Sağlarken kendi devletinin,
İç bütünlüğünü,
Diğer taraftan,
Komşuları olan,
Doğu devletleri, Rusya ve Çin ile,
Uğraşmak zorunda kaldı.
*
Ankara seferinde,
Rusya’nın eyalet askerleri,
Prens Ivan komutasında...
Kızıltepe mevkii derler bir yer,
Hem de Ankara ili yakınında,
Tutuştular savaşa...
Ve yenik düştü Rusya,
Şehit oldu Prens Ivan.
*
Yıl iki bin yüz kırk bir,
Çin hükümdarı Kung Fu,
Ve Atilla,
Bir amansız savaştalar...
Yenildi, esir düştü ve öldürüldü,
Bizim Atilla,
Ölümünden sonra,
Yıkıldı kurduğu devlet...
Kayıt Tarihi : 13.8.2025 14:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!