Biraz Daha Sen 4 Şiiri - Nimet Öner

Nimet Öner
470

ŞİİR


81

TAKİPÇİ

Biraz Daha Sen 4


Biraz Daha Sen

Sen gelince
gökyüzü mavinin en derin katına indi
bulutlar ellerini bıraktı rüzgâra
ve ben
yüreğimin en saklı yerini açtım sana

Toprak yağmuru kokladı o gün
çiçekler hafızasındaki bütün renkleri
yeniden hatırladı
bahar
adını senin sesinden öğrendi

Sen gelince
zaman durmadı ama ağırlaştı
gözlerim her anı saklamak için
fotoğraf makinelerine meydan okudu
ve ben
her nefeste biraz daha sen oldum

Artık biliyorum
sen gelince hayat
hayatın kendisine bile yetiyor
Yakut renkli akşamlar

Biraz Daha Sen Mardin’in İçinde

Sen gelince,
Mardin’in taş evleri biraz daha altın rengi parladı,
dar sokaklar
adımlarına sır saklayan bir dua gibi eğildi

Gökyüzü, Zinciriye’den bakınca
bir Süryani ilahisi kadar derinleşti
ve Dara’dan esen rüzgâr
uzak zamanların kumunu
saçlarına bıraktı

Toprak, sabun kokusunu
ve taze öğütülmüş zahterin keskinliğini
göğsünde taşıdı o gün
pazar yerinde baharatlar
senin gülüşüne dizildi

Sen gelince
minarelerden yükselen ezan
ve manastırdan taşan çan sesi
aynı göğe karıştı
göğün buğusunda
adının harfleri yazılı kaldı

Ve sonra
Gün
Mor Yakup’un taş duvarlarına kızıl bir tül ördü
ufuk, yakut bir mendil gibi
mezopotamya ovasına serildi
Gölgeler uzadı
ama içimdeki ışık kısalmadı
çünkü sen vardın

Ve ben
her adımda her bakışta
her nefeste biraz daha sen oldum
ve biraz daha Mardin

Biraz Daha Sen

Sen gelince
gökyüzü mavinin en derin katına indi
bulutlar ellerini bıraktı rüzgâra
ve ben
yüreğimin en saklı yerini açtım sana

Toprak, yağmuru kokladı o gün
çiçekler hafızasındaki bütün renkleri
yeniden hatırladı
bahar
adını senin sesinden öğrendi

Sen gelince
zaman durmadı ama ağırlaştı
gözlerim her anı saklamak için
kara kaleme fırçalara meydan okudu
ve ben
her nefeste biraz daha sen oldum

Artık biliyorum
sen gelince hayat
hayatın kendisine bile yetiyor

Biraz Daha Sen

Sen gelince
Mardin’in taş evleri biraz daha altın rengi parladı
dar sokaklar
adımlarına sır saklayan bir dua gibi eğildi

Gökyüzü Zinciriye’den bakınca
bir Süryani ilahisi kadar derinleşti
ve Dara’dan esen rüzgâr
uzak zamanların kumunu
saçlarına bıraktı

Toprak sabun kokusunu
ve taze öğütülmüş zahterin keskinliğini
göğsünde taşıdı o gün
pazar yerinde baharatlar
senin gülüşüne dizildi

Sen gelince
minarelerden yükselen ezan
ve manastırdan taşan çan sesi
aynı göğe karıştı
göğün buğusunda
adının harfleri yazılı kaldı

Ve sonra
Gün
Mor Yakup’un taş duvarlarına kızıl bir tül ördü
ufuk yakut bir mendil gibi
mezopotamya ovasına serildi
Gölgeler uzadı
ama içimdeki ışık kısalmadı
çünkü sen vardın

Ve ben
her adımda her bakışta
her nefeste biraz daha sen oldum
ve biraz daha Mardin

Azra Nimet Öner


Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 11.8.2025 10:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!