Gecenin içine çökmüş bir odadan
yazıyorum sana, genç şair;
şiir önce sessizlikte filiz verir,
kimse duymadan, kimse alkışlamadan,
kendi kalbini sarnıç gibi dinlemeden
hiçbir söz hakikate yaklaşmaz.
Bazen kalemin ağırlaşacak,
bir hastalık gibi çökecek üstüne kelimeler;
tam da o sırada yazmalısın,
çünkü şiir
insanın kendine yenilmediği son yerdir.
Sözcükleri zorlayarak değil,
uzun bir bekleyişle çağır;
bazı kelimeler gündüz gelmez,
gecenin en sararmış anında
kapını usulca çalar.
Onlara acele ettirme—
şairin sabrı,
şiirin kaderidir.
Yazdıkların hemen anlaşılmayabilir,
belki insanlar değil
zaman anlar seni.
Ama yazma sebebin kimse değil;
içinde saklı o derin oda,
suskunluğuyla seni bekleyen
o görünmez çağrıdır.
Şair olmak bir yolu seçmek değil,
bir yürüyüşe mecbur kalmaktır;
taşlar acıtır,
kalbin genişler,
kendinin karanlığına inmeyi öğreneceksin—
korkma,
her ışık oradan doğar.
Ve unutma:
Kendine karşı nazik ol;
senin kırılmışlığın
dizelerine can taşıyan ince bir damardır.
Yaz.
Yeniden yaz.
Bir daha yaz.
Zaman seni değil,
sen zamanı işlersin.
Kayıt Tarihi : 19.11.2025 09:50:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!