Bir Ömrün Külünden Şiiri - Huban Asena Ö ...

Huban Asena Özkan
305

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Bir Ömrün Külünden


Eski saatin paslı dişlileri geceyi öğütürken,
Bir ömür, tik takların arasında sıkışıp soluk aldı.
Avuçlarımızda kum taneleri kanadı haykırdıkça,
"Bu son!" dedik… Ama her tane, ceplere düşen bir sızı
Sessizce birikti, zamanın çizgilerine nakış oldu.

Bahçedeki çınar köklerini toprağa küskün bıraktı,
Yaprakları sararmış mektuplar gibi düştü avuçlarıma.
Her dalda sarkan hatalar, rüzgârla çınladıkça,
Toprak, küskünlüğü emip küllerini savurdu yağmura
"Bir ömür daha verseler!" diye inledi gökyüzü
Sel, alıp götürdü bizi çamura bulanmış çığlıklarla…

Yorgan delik deşik rüyalarla örtündü üstümüze,
Sabah ışığı sökükleri dikmeye çalıştı yorgun parmaklarla.
Gün ortasında çözülen düğümler, yamalı yüreğin üşüyen tarafı
Üşüyen hep biziz, ateşi sönen ocakların gölgesinde…
Mutfakta ekşimiş kavanoz, tuzlanmış "keşke"lerle dolu,
Kapağını açınca küflü "belki"ler çığlık çığlığa kaçtı.
Bir çatal saplandı boğaza "Bir ömür daha lazım!"
Ama dil paslandı, kelimeler kırık dökük…

Şimdi, haritaları yaktık küllerinden pusula yontarken,
İbre, geçmişin közüne döndü usulca.
"Yürü!" diyen sırtlanın sesi çamura saplandı
Ayak izlerimiz, taşlaşmış birer mezar taşı…

Belki bir çınar filizlenir hataları kökleriyle sarmalayarak,
Ya da mum sönmeden önce yanık bir elde kibrit çakılır
Zamanın mendili kanamayı öğrenirken,
Bir çocuk cebindeki ilk ışığı saklar…
Küller, yeniden doğuşun ilk nefesi olur belki de
Ömür dediğin, yanıp tüten bir şiirdir aslında.

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 1.4.2025 00:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!